İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail meclisinin "Yahudi ulus devlet" yasasını kabul etmesini kınayarak, yasanın geçersiz ve ırkçı olduğunu açıkladı.

İİT'den yapılan yazılı açıklamaya göre, İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, İsrail meclisinin kabul ettiği "Yahudi ulus devlet" yasasının, uluslararası toplumun iradesine, yasalarına ve meşru kararlarına açıkça bir meydan okumayı temsil ettiğini dile getirdi.

Genel Sekreter Useymin, "Yasa; ırkçı, geçersiz ve gayrimeşrudur. Filistinli Müslümanların ve Hristiyanların tarihi haklarını görmezden gelmektedir." ifadesini kullandı.

Useymin, yasanın, İsrail'in Filistin halkının varlığını, tarihini ve uluslararası meşru kararların tanıdığı haklarını inkar etme ve yerleşim düşüncesi ile etnik temizlik üzerine kurulu politikalarının bir uzantısı olduğunu kaydetti.

İİT Genel Sekreteri Useymin, uluslararası topluma, ırkçı diye nitelendirdiği yasayı reddetme ve kınamanın yanı sıra İsrail'in iki devletli çözümü baltalayacak tüm ırkçı politikalarına karşı koyma çağrısında bulundu.

"Yahudi ulus devlet" yasa tasarısına ilişkin oylama dün sabah erken saatlerde yapılarak, 55 "hayır" oyuna karşılık 62 "evet" oyuyla meclisten geçmişti.

Yahudi Ulus Devlet Yasası ne getiriyor?

İsrail Meclisinde çok az bir oy farkıyla kabul edilen Yahudi Ulus Devlet yasası, iki farklı vatandaş modeli öngörüyor. Buna göre, 8 milyonu aşkın nüfuslu ülkenin yüzde 20'den fazlasını oluşturan Arapların ikinci sınıf vatandaş konumuna düşeceği belirtiliyor.

Hâlihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları hükme bağladığı eleştirileri yöneltilen yasayla, Arapça resmi dil olmaktan çıktı ve ülkenin tek resmi dili İbranice oldu. Bununla birlikte yasanın en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor:

Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve İsrail'in başkenti Kudüs'tür. 
Yasada, "İsrail, tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır." denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve haklarının da görmezden gelinmiş olduğu dile getiriliyor.

İsrail, dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail'e gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948'de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor.