Sevda Dursun – İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Bekir Günay, Diriliş Postası’na yaptığı açıklamada Rusya’nın Suriye’ye yönelik politikalarının, ABD ile özellikle son 3-4 yıldır yaşanan karşılıklı restleşmelerin devamı olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Uluslararası denklemde yaşanan son olayların 90’lardan bu yana başlayan tek tip dünya sürecinin gittikçe kutuplu dünya sürecine geçmesinin sinyalleri olduğunu vurgulayan Günay şunları kaydetti: “Bu sinyallerin ilk algılanışı, Rusya’nın hayat alanı olan Ukrayna’da başladı. Ukrayna meselesinde sıkışan Rusya, bu sıkışmayı bertaraf etmek için, Amerika’nın menfaat alanına saldırdı. Menfaat alanının adres noktası da Suriye. Çünkü Hafız Esed’ı iktidara getiren yapı Sovyetler Birliği’ydi. Suriye’deki devlet modeline, askeri yönetimdeki silahlanmaya vs. baktığınızda karşınıza Sovyet modeli bir Suriye çıkar. Dolayısıyla kendi oluşturduğu Suriye’nin yaşam alanını garanti altına almak istiyor” 
Rusya’nın şimdiye kadar Suriye’ye doğrudan niye müdahale etmediğini sorduğumuzda ise Günay “Rusya şimdiye kadar perde arkasında hep vardı. Perde önüne çıkma sebebi, tabiri caizse ‘perdenin yırtıldığını’ gösteriyor. Türkiye ısrarlı bir şekilde Esed’in zulmünü gündeme getirdiğinde, onlar perde arkasında Esed’le ikili ilişkileri devam ettiriyordu. Perde önünde ise timsah gözyaşları döküyorlardı. Ortada perde kalmadığı için, herkes tarafını netleştirmiş oldu. Bölge zaten suni bir yapıdaydı, bu suni yapının realize edilmesi noktasına doğru itiliyor. Bu yapıya doğru itilmek için de bence Suriye’nin belli bir kıvama gelmesi beklenildi. Özellikle göçle beraber Suriye boşaltıldı. IŞİD ve Esed, bu noktada görevlerini sonuna kadar yaparak bölgede ciddi bir göçe sebebiyet verdiler” şeklinde cevap verdi.

MESELE ENERJİ VE MENFAAT
Ortadoğu’nun ABD Vdcasino için her zaman petrol ve menfaat alanı olduğunun altınız çizen Bekir Günay değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü: “Rusya açısından da; özellikle Kuzey Irak petrollerinin Türkiye’yi bypass ederek Suriye üzerinden aktarılması projesi var. Bu yüz yıllık bir proje. Bunun da gündeme gelme ihtimali var. Bir de inisiyatifin Amerika’ya kaymasını istemiyor Rusya. İki ay önce Putin, bir konuşmasında, Avrasya ülkelerinin bir güç oluşturmasından söz etmişti. Buradaki temel görülmeyen kavga -aslında bilinen kavga da- şu anda yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayan, Ortadoğu petrol ve doğalgaz yataklarının kontrolüydü. ABD’nin özellikle İran’ı nükleer görüşmelerle sistemin içine entegre etmesinin altında yatan neden de buydu. Ortadoğu halklarının bu haritayı kabul edip etmeyeceği meselesine gelirsek, Ortadoğu’yu kuranlar, zaten Ortadoğu halklarına sormadan Ortadoğu’yu kurmuşlardı. Şu anda da aynısını yapmaya çalışıyorlar ve bunu fütursuzca yapıyorlar. Bunun sorgulanması ve bununla ilgili kamuoyunun oluşturulması gerekiyor.”

‘TÜRKİYE BASİRETLİ DAVRANMALI’ 
Türkiye’deki seçim sürecinin ülkemizi duygusallığa ittiğini savunan Günay, bölge politikalarına dair rasyonel adımların atılması gerektiğini ifade ederek şunları ifade etti: “İç politika, seçim zamanlarında duygusallaşır. Terörün arttığı ve şehit cenazelerinin yoğun olarak geldiği bir zaman diliminde tamamen duygusallaşmış bir siyasi tablo var. Duygunun olduğu yerde akıl geriye çekilir. Devlet aklıyla, basiretli hareket etmek gerekiyor. Büyük bir oyun süreci başlatıldı, düğmeye basıldı. Bunu görmemiz gerekiyor. Dost ve müttefik kavramlarını doğru oturtturmamız gerekiyor. Her ülke kendi menfaat ve çıkarlarına göre politikalarını şekillendirir. Biz de kendi menfaat ve çıkarlarımıza göre yapabileceklerimizi bilecek şekilde oyun belirleyici olmamız gerekiyor. Yoksa yazılan senaryolarda bize verilen rol çok iyi bir rol değil. İkinci yüzyıla geçişte Türkiye, bir öncekinden daha sağlam ve güçlü politikalar yapabilecek kapasitede. Burada bizim daha aktif bir şekilde belirleyici pozisyona geçmemiz lazım. Şu anda bizim bütün desteklediğimiz unsurlar, aslında hedef tahtası. Bu operasyonla ilgili kimin nereye kadar gidebileceğini herkes biliyor. Bir sonraki aşamada masaya hangi gücün oturması gerektiğini anlamaya yönelik bir yapıya doğru gidiliyor. Silahlar konuşmaya başladıysa, artık masa öncesi evreye girildiğinin göstergesidir.”