Willie Dee görev gücüne yetişmesine yetişmişti lakin limanda meydana gelen “çapa kazası” bundan sonra olacaklar için adeta bir işaret olup korkunç kazaların habercisiydi. Artık “işyerindeki yeni ve çömez eleman” edasıyla şirinlik yaparak katıldığı yeni görev gücü, Kuzey Afrika’ya doğru yola çıkmıştı.
ABD başkanını taşıyan Iowa’nın özellikle muhrip refakatinde bulunmasının başlıca sebebi, Atlantik Okyanusu’nda Alman u-botları yani denizaltılarının kaynıyor olmasıydı. Bir torpido saldırısı, Amerikan Başkanı için çok büyük bir tehlikeydi. Bu nedenle tüm filoya “radyo sessizliği” emri verilmiş ve sesli herhangi bir iletişim aracının kullanılması yasaklanmıştı. Bu emir doğrultusunda filodaki tüm gemiler sadece işaret ışıklarıyla ve mors alfabesiyle haberleşeceklerdi.
Görev filosu denizaltı tehlikesine karşı son derece tetikte ve diken üstünde ilerlerken birden dev bir patlama sesi duyuldu. Hidrofonlarda patlamanın su altından geldiği de anlaşılınca tüm filo alarma geçti. Bu patlamayla civarda bir Alman denizaltısı olduğuna kanaat getirilmişti.
Alarm verildiği için hemen tüm radyolar açılıp tüm gemilerle bağlantı sağlandı ve tüm mesajlaşmalardan sonra tüm gözler acemi muhrip Willie Dee’ye çevrilmişti. Çünkü gelen patlama bir torpido saldırısı değildi. Sakar Willie’nin güvertesinden sıyrılıp suya düşen ve derinlik ayarı yapılmadığı için suya düştüğü gibi patlayan bir su bombasıydı. Gemi mürettebatı daha ilk görevinde ve ilk günlerinde ortalığı birbirine katmıştı.
Bu olaya rağmen filo seferine devam ediyordu. Fakat ilginç bir ölü dalga başka bir faciaya neden olmuştu. Denizcilikte “rogue wave” denilen bu gizli dalgalar bazen büyük gemilerde dahi tehlikeli olabilmektedirler. İşte Sakar Willie başına gelen talihsizliklerin sonu yokmuş gibi bu gizli dalgalardan biri tarafından çarpılmıştı.
Dalganın çarpması neticesinde; geminin güvertesinde bulunup bağlanmamış deniz bağı yapılmamış ne kadar malzeme varsa bu kocaman dalga tarafından sürüklenip denize düşmüştü.
Denize düşenler arasında bir daha asla bulunamayacak olan, mürettebattan bir denizci de vardı. Ancak bu dalga sadece bununla da yetinmeyip geminin kazan dairesini de devre dışı bıraktığı için muhrip makine arızasıyla tüm filonun gerisine düşmüştü. Durum böyle olunca da komutan ister istemez radyo sessizliğini bir daha bozup Iowa’ya rapor vermek durumunda kaldı. Yaptıkları hatalardan, insan kaybından ve bir de sessizliği bozmalarından ötürü komutanlarından azar işitmişlerdi.
Sakar Willie’nin başına gelen tüm bu aksilikler ve şanssızlıklar artık bitmeliydi. Olabilecek her türlü şanssızlık yaşanmıştı ve bir daha herhangi bir kazanın tekrarlanmaması için Komutan Walter tüm gemiyi alarm durumuna geçirmişti. Artık herkes pür dikkat nöbette duracak ve başka bir şanssızlığın yaşanmasına fırsat verilmeyecekti.
Ertesi gün, yani 13 Kasım 1943 günü Iowa’nın komutanı, geminin hava savunma sistemlerini Başkan Roosevelt’e göstermek için ufak bir tatbikat düzenlemeye karar verdi. Bu tatbikat doğrultusunda havaya balonlar bırakılacak ve görev gücünde görevli tüm gemiler, bu balonları patlatarak hava savunma sistemlerini Başkan’a göstereceklerdi.
Birden gökyüzü, balonları patlatan makineli tüfeklerin sesleri ve mermi izleriyle kaplanmıştı. Her şey yolunda gidiyordu ve sakar Willie’nin mürettebatı da tatbikatın bu kısmını harikulade yerine getirmişti. Başlarına gelen şanssızlıklardan sonra gemideki mürettebatına ağır bir disiplin uygulayan Komutan Walter, bu disiplini korumak için tüm tatbikata ek olarak, kendi de bir mini tatbikat yapmaya karar vermişti.