Gemi mürettebatı tutuklandıktan sonra mürettebat içerisinde bir casus olup olmadığına dair bir soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonunda da, ortada bir casus olmadığı ortaya çıktı. Bir casus yoktu fakat bir suçlu vardı. O da, torpidoların güvenlik anahtarlarından sorumlu deniz eri Lawton Dawson idi. Er Dawson arkadaşlarının ceza almasını vicdanı elvermediği için suçunu itiraf etmişti.

Çaylak Dawson tatbikat sırasında torpidonun patlayıcı başlığını çıkarmamış açık unutmuştu. Bunu anlatırken evinin anahtarını unutur gibi veya ocakta çaydanlığı unutur gibi, torpidonun fırlatma anahtarını açık unuttuğunu olağan bir olaymış gibi anlatmıştı. Dolayısıyla yaptığı bu korkunç hataya acımadılar. Yargılama neticesinde, Dawson tam 14 yıl ağır iş cezasına çarptırıldı.

Sıradan bir er, unutkanlığı sebebiyle tam 14 yıl hapishanede taş kıracaktı. Ancak tam da bu sırada Başkan Roosevelt araya girdi ve söz konusu askerle bizzat görüşerek cezanın iptal edilmesini sağladı. Bununla birlikte tüm mürettebat da affedildi. Ancak hangi ülkede olursa olsun, askeriyede yerleşmiş bir “sürgün” geleneği vardır ve uygunsuz hareket edenlerin cezası, normalde kimsenin istemeyeceği belirli sürgün bölgelerine gönderilerek burada aklanana kadar beklemek ve nöbet tutmaktı. Sürgün cezası Sakar Willie muhribine verilecekti.

Willie Dee, sürgün olarak Alaska’nın güneyinde bulunan ve Japon işgali riski bulunan Aleut adalarına gönderilmişti. Mürettebatın şanssızlığı en nihayetinde bittiği zannediliyordu. Yeni bir başlangıç için, burası ideal bir yerdi. Ortam ve hepsinden önemlisi, atmosfer değişmişti. Geminin gönderildiği bölge soğuk ve filodan çok uzaktaydı. Fakat yine de tüm mürettebat, kendilerini yenilemeye ve psikolojik olarak huzurlu, mutlu ve neşeli hale gelmeye çalışıyordu.

1943’ü 1944’e bağlayan 31 Aralık yılbaşı gecesi, Aleut Adaları’ndaki ABD Üssünde yılbaşı partisi yapıyordu. Ancak savaş gemileri boşaltılmamış ve herkes kendi partisini kendi gemisinde yapıyordu. Aleut adalarındaki tüm komuta merkezi, komutanın villasının arka bahçesinde parti yapıyordu. Ancak bir anda top mermisinin ıslığı ve dev bir patlama sesi duyuldu. Tüm merkez alarma geçti. Kuzey Kuvvet Komutanı’nın villasının arka bahçesinde gerçekleştirilen yılbaşı partisinin ön bahçesinde kocaman bir bomba krateri açılmıştı.

Herkes kafasını kaldırarak mermi vınlamasının geldiği yere baktı. Merminin ateşleme ve ıslık sesinin geldiği yönde tek bir gemi vardı. Willie Dee görünüyordu.

Olay araştırılınca Sakar savaş gemisinin askerlerinden birinin sarhoş olup; taretin içinde yaslandığı ateşleme kolunu hareket ettirmesiyle topun ateşlemiş olduğu tespit edilmişti. Top mermisi de gidip Kuzey Kuvveti Komutanının evinin ön bahçesine düşmüştü. Bereket bu mermiyle sadece komutanın çiçek bahçesi yok olmuş ölen olmamıştı.

Bu olay sonucunda gemiyi merkeze geri çağırdılar ve 30 Mayıs 1944 günü Komutan Walter’i değiştirdiler. Artık ismi “W” ile başlayan birinin yerine Charles Melville Keyes adında yeni bir komutan atanmıştı. Belki de bu sayede gemi üzerindeki uğursuzluğun kalkacağı düşünülmüştü. Fakat bu isim değişikliğinin de işe yaramadığı anlaşılacaktı.

Nihayet “Sakar Willie” 1944’ün ikinci yarısında Filipinler çıkarmasına gönderildi. Burada yani Filipinlerde önceki sakarlıklarının aksine iyi bir performans göstermişti. Şimdi ise İkinci Dünya savaşının en kanlı cephelerinden birisi olan Okinawa’da görevlendirilmişti.