---850 bin esnaf vergiden muaf olacak. Beyan yükümlülükleri kaldırılacak.                         

 850 bin esnafın bir yılda verdiği toplam vergi zaten 234 milyon Tl.  Esnaf başına yılda 275 TL katkı yapacağız demektir. Bozdur bozdur harca.  

---Kamuda tasarruf önlemleri yapılacak.

Bu da çoğu zaman gündeme getiriliyor ama bir türlü gerçekleşemiyor.

---Fiyat istikrarını biz onu atıp bir kenara koyduk.

“Hem enflasyonla mücadele edeceğiz, hem de fiyat istikrarını bir kenara koyduk.”                 Ne demek?  Anlamak mümkün değil. Ekonomide fiyat istikrarı demek düşük enflasyon demektir. Böyle bir çelişki olamaz.

---TUİK bir takım değişiklikler yapılacak, bir nevi bağımsız olacak.

TUİK önce kaybedilen itibarını düzeltsin. Geriye dönük enflasyon, işsizlik ve büyüme rakamlarını bir revize etsin. Milleti hafife almasın. Vatandaş her gün çarşı pazarda enflasyonu yaşıyor. Rakamları gerçekçi bir şekilde açıklasın. En son diyor ki 2020’de çalışanların sayısı 3 milyon azaldı. Milli gelir düştü ama ülke % 1,8 büyüdü. Güler misin ağlar mısın?

---Yatırım teşvik projelerinde öz sermayeli yatırımlara öncelik verilecek.

---Döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payı düşürülecek.

Sürekli milli ve yerli vurgusu yapılan yerde bunlar zaten yapılması gerekenler. Bir açıdan bunlar yapılmadığı için ülke ekonomisi bu duruma düştü.

---Faizsiz finans sisteminin güçlendirilmesi.

Bu çok önemli. İnşaallah yapılır.

---Cari açıkla mücadele edilecek.

Ekonomimizin önemli bir sorunu. Bir türlü düzeltilemiyor. Çünkü bu cari açığı giderecek ihracata yönelik hammadde, ara mal ve katma değeri yüksek malların üretimine önem verilmedi.

Reform denilen bu pakete genel olarak baktığımızda iş dünyasında ve kamuoyunda bir heyecan oluşturmadı.

Birçok başkanlıklar, merkezler, komiteler, koordinasyon kurulu kurulacak. Bunların olması için, bazıları için kanunlar çıkarılacak, yasal düzenlemeler yapılacak. Oluşturulacak bu yapılaşmaların programları tespit edilecek, kadroları oluşturulacak ve eyleme geçilecek. Bir kısmı orta ve uzun vadeli projeler.

Sanayi, tarım ve hizmet sektörü çökerken bankacılık sektörü kâr rekorları kırıyor. Ülke dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkeler konumunda. Bu faizlerle kim yatırım yapar, kim riske girer ve kar eder. Yüksek faiz ve yüksek enflasyon reel ekonominin gerçekleriyle örtüşmez.

Bu programa reform denilemez. Bir açıdan yeni vergiler toplama ve oyalama programı denilmesi daha uygun olur.

Yine birçok vaatler ve yine bir takım ilgili Sivil Toplum Örgütlerinden güzellemeler yarışı devam ediyor.

İnşallah yanılırım.