Temmuz ayında yıllık bazda yüzde 16,65'e yükselen enflasyonun, üçüncü çeyrekte baz etkisi ile yüzde 10 civarına gerilemesi, son çeyrekte ise tekrar yükselerek yılı yüzde 14 civarında bitirmesi bekleniyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre temmuz ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 1,36 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,65 arttı.

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, temmuz ayında TÜFE'deki yüzde 1,36'lık artışın yüzde 1,6 artış beklentisinin altında gerçekleştiğini ifade etti.

Bürümcekçi, endekste geçen yılın temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 0,55 artış gerçekleştiğini hatırlatarak, "2003 yılı bazlı endeksin temmuz ayları tarihsel ortalaması yüzde 0,16 artışla bu yıl için lehte baz etkisinin olduğuna işaret ediyordu. Ancak, gerek geçici vergi indirimlerinin sona ermesi ve gerekse Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve enerji fiyat ayarlamaları gözlenmesi normalden daha yüksek enflasyona yol açtı." ifadelerini kullandı.

"Meyve-sebze fiyatlarındaki sert düşüş, sınırlı artışta etkili oldu"

Bürümcekçi, temmuzda meyve-sebze fiyatlarındaki yüzde 9'u aşan aylık sert düşüşün sınırlı artışta etkili olduğunu belirterek, gıda dışı diğer gruplarda daha karışık bir görünüm izlendiğini söyledi.

Gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı gerilediğine işaret eden Bürümcekçi, geçen yılın temmuz ayında işlenmemiş gıda fiyatlarının aylık yüzde 1,6, bu yıl da yüzde 4,1 azalış gösterdiğini belirtti. Bürümcekçi, endeks tarihindeki yıllık ortalama artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının seyrinin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) yüzde 13,9 olan yıl sonu tahminlerinin önemli belirleyicilerinden biri olacağını kaydetti.

Enerji grubunda yüzde 3 ile geçen yılın üzerinde artış izlendiğini aktaran Bürümcekçi, "Vergi indirimlerinin sona erdiği mobilya, ev aletleri, araç satın alımı gruplarında fiyat artışları yüksek, ancak diğer gruplarda ise fiyat artışları ılımlı kaldı. Giyim fiyatları mevsimlik azalışının ise yüzde 3,2 ile geçen yılki indirimin hafif üzerinde olması da yıllık enflasyonu hafif aşağı çekti." diye konuştu.

"Manşet enflasyon yılı yüzde 14 civarı kapatır"

Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğine dikkati çeken Bürümcekçi, "Yeni bir kur atağı olmadığı durumda geçen yılın oluşturduğu lehte güçlü baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonun düşüşünü sürdürerek üçüncü çeyrekte baz etkisi ile yüzde 10 civarına gerilemesi, son çeyrekte ise tekrar yükselerek yılı yüzde 14 civarında bitirmesi olası duruyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bürümcekçi, temel eğilim açısından izlenen göstergelerden çekirdek enflasyonun yıllık bazda 1,34 puanlık artışla yüzde 16,2'ye çıktığını, hizmet fiyatlarının yıllık artışının ise yüzde 14,57 ile sınırlı gerilediğini söyledi.

Merkez Bankası'nın "makul reel faiz" hedeflemesinin faiz indirimlerine kapıyı açık tutacağını belirten Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"TCMB gelecek enflasyon beklentileri ve enflasyonun ana eğilimini baz alarak buna Türkiye için makul olacak bir reel faiz ekleyerek hesaplayacak ve patikaya uygun bir şekilde politika faizini belirlemeye devam edecektir. Başkan Murat Uysal reel faiz seviyesi için Enflasyon Raporu'nda bir paylaşımda bulunmadı. Türkiye'nin CDS priminin 350 civarı olması ve diğer gelişmekte olan ülkelerin politika reel faizleri dikkate alındığında, TCMB'nin baz senaryosunda politika faizini yıl sonuna kadar 16-17 aralığına çekme hesabı olduğu söylenebilir." 

"Eylül-ekim aylarında yıllık enflasyonun yüzde 10'a gerilemesini öngörüyoruz"

Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek, eylül-ekim aylarında yıllık enflasyonun yüzde 10 bölgesine gerilemesini, hatta tek hane potansiyeli taşıdığını öngördüklerini belirterek, yıl sonu için beklentilerini ise yüzde 14-15 aralığında koruduklarını kaydetti.

Henüz yüzde 18 olan yıl sonu politika faizi beklentilerinde güncellemeye gitmediklerini aktaran Gödek, "Dış fiyatlama koşullarında oluşan iyimser yaklaşım, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi önemli para politikası belirleyicilerine gelişmekte olan ülkeler grubu için oyun alanı sağlıyor. Risk iştahındaki olumlu seyrin son gelişmelerin ardından sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri var. Artan ticaret ve Brexit belirsizliklerinin, gelişmiş ülkeler para politikalarında gevşemeye neden olacağı ortamda risk algısını uzun soluklu destekleyebileceği konusunda da şüphelere sahibiz." değerlendirmesinde bulundu.