İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "AB genişleme politikasında reform önerisini açıklıyor. Ancak Türkiye’den söz edilmiyor. Türkiye aday ülke olmaya devam ediyor. Müzakereler durmuş olsa da resmen askıya alınmadı. Buna rağmen genişleme ve katılım müzakereleri ile ilgili reform içeren bir belgeyi sunarken, Avrupa Komisyonunun sadece Batı Balkanlar üzerinde durması ve Türkiye’den söz edilmemesi son derece üzücü ve yadırgatıcı." açıklamasında bulundu.

Zeytinoğlu, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin genişleme politikasına ve Türkiye'ye karşı tutumla ilgili açıklama yaptı.

Avrupa Komisyonu'nun 5 Şubat'ta genişleme politikası ile ilgili öneri belgesini yayımladığını aktaran Zeytinoğlu, bu öneri taslağının Konsey tarafından da onaylanması gerektiğini kaydetti.

Buna göre, komisyonun Makedonya ve Arnavutluk ile üyelik müzakerelerine başlamayı öngörürken, bu iki ülkenin katılım müzakerelerinin yürütülmesinde metodik değişiklik önerdiğini belirten Zeytinoğlu, genişleme süreci ile ilgili olarak Türkiye’den hiç söz edilmemesinin yadırgatıcı olduğunu kaydetti.


- "Türkiye’den söz edilmemesi son derece üzücü ve yadırgatıcı"


Zeytinoğlu, AB’nin Ekim ayında aldığı karar uyarınca Kıbrıs açıklarında hidrokabon arama faaliyetinde yer alan şirket ve kişilere yaptırım getirme hazırlığı içinde olduğunu ve AB için son derecede önemli bir ortak ve aday ülke olan Türkiye’ye yönelik bu yaklaşımının son derecede üzücü ve hatalı olduğunu belirtti. Zeytinoğlu şunları kaydetti:

"Türkiye-AB ilişkileri zor bir dönemden geçiyor. AB genişleme politikasında reform önerisini açıklıyor. Ancak Türkiye’den söz edilmiyor. Türkiye aday ülke olmaya devam ediyor. Müzakereler durmuş olsa da resmen askıya alınmadı. Buna rağmen genişleme ve katılım müzakereleri ile ilgili reform içeren bir belgeyi sunarken, Avrupa Komisyonunun sadece Batı Balkanlar üzerinde durması ve Türkiye’den söz edilmemesi son derece üzücü ve yadırgatıcı.

Türkiye gibi AB için son derece kritik bir ortak olan ve halihazırda aday ülke konumunda olan bir ülkenin bu şekilde görmezden gelinmesini yanlış buluyoruz. Avrupa Komisyonu Makedonya ve Arnavutluk ile katılım müzakerelerinin başlatılmasını önerirken, Türkiye’ye yönelik olarak Kıbrıs açıklarındaki hidrokarbon arama çalışmalarında yer alan şirket ve kişilere yaptırım getirmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin haklı savlarını ve KKTC’nin Kıbrıs’ın doğal kaynakları üzerindeki payını yok sayan son derecede adil olmaktan uzak bir yaklaşım."

- "Yeni metodoloji Batı Balkan ülkelerine yönelik"


Başkan Zeytinoğlu, Komisyonun genişleme reform önerileri ile ilgili, "Öncelikle yeni metodoloji Batı Balkan ülkelerine, özellikle de Fransa’nın müzakerelere başlamasını veto ettiği Kuzey Makedonya ile Arnavutluk’a yönelik. Müzakere yürüten aday ülkeler Sırbistan ve Karadağ’ın müzakere süreci mevcut müzakere çerçeve belgesi doğrultusunda yürütülmeye devam edecek." değerlendirmesini yaptı.

Müktesebat fasıllarının 6 tematik grup altında yeniden düzenlenmesinin öngörüldüğünü aktaran Zeytinoğlu, bu tematik gruplardan ilkinin, hukukun üstünlüğü, ekonomik kriterler, demokratik kurumların işleyişi ve kamu yönetimi reformunu kapsayan 'Temel Konular.' olduğunu belirtti.

Bu grubun, müzakerelerin başında açılması ve sürecin sonunda kapatılmasının öngörüldüğünü kaydeden Zeytinoğlu, diğer tematik grupların; İç Pazar; Rekabetçilik ve Kapsayıcı Büyüme; Yeşil Gündem ve Sürdürülebilir Bağlantılar; Kaynaklar, Tarım ve Uyum ile Dış İlişkiler başlıklarını taşıdığını aktardı.


- "Müzakereleri durdurma gibi önlemler var"


Her tematik grup için toplu halde açılış kriterlerinin belirleneceğini ve bu kriterlerin tamamı karşılanınca o grupta müzakereye başlanacağını ifade eden Zeytinoğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Reformların yerine getirilmesi halinde verilecek ödüller kadar (belirli AB politikalarına, programlarına katılım, daha fazla mali destek ve yatırım gibi) reformların yerine getirilmemesi, hukukun üstünlüğü gibi temel alanlarda ciddi anlamda geri gidiş veya üyelik kriterlerinden uzaklaşma halinde uygulanabilecek olası yaptırımlara da yer veriliyor. Bunlar arasında müzakereleri durdurma, askıya alma, kapatılmış fasılları yeniden müzakereye açma gibi önlemler var. Burada sürecin tersine işleyebileceği yani 'geriye dönebilir' olduğunun telaffuz edilmesi son derece önemli. Bir diğer önemli unsur katılım sürecinde AB üye devletlerinin etkisinin artması.

Batı Balkan ülkeleriyle daha fazla üst düzey toplantı ve zirve düzenlenmesi öngörülüyor. Ayrıca reformların takip edilmesinde de üye devletler önem kazanıyor ve süreç daha siyasi hale geliyor. Görülüyor ki genişleme süreci daha da zorlaşıyor ve siyasileşiyor. AB Batı Balkanların istikrarı için süreci hızlandırmalı ve aday ülkelere sağladığı destekleri artırarak bu ülkelerin AB yolunda ilerlemelerine yardımcı olmalı. Ancak ne olursa olsun, Türkiye olmadan bu genişleme süreci de eksik kalacak."