İSTANBUL (AA) - Ticaret Bakanlığı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Dairesi Başkanı Meral Karaaslan, 2019’un 9 ayında 1 milyon 601 bin 387 ürünün denetlendiğini, bunun 19 bin 849’unu "güvensiz" olarak tespit ettiklerini bildirdi.

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (İHKİB) iştiraki EKOTEKS Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri AŞ tarafından bu yıl 12'ncisi düzenlenen Uluslararası Tekstil Sempozyumu’nun açılışında konuşan Karaaslan, Avrupa Birliği'ne (AB) uyumlu mevzuatlarla çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Karaaslan, güvensiz ürüne “sıfır tolerans” ilkesiyle hareket ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“2019’un 9 ayında 1 milyon 601 bin 387 ürün denetlendi. Bunun 19 bin 849’unu güvensiz olarak tespit ettik. Tekstil sektöründe güven iyi durumda. 2018’de 114 bin üründen sadece 2 bin 114 güvensiz ürün bulunmuş, kimyasal risk sıfır... Bu güvensiz ürünler, kordon ve bağcıklara ilişkin güvensizlik... Güvensiz ürün tablosuna baktığımızda, bu yılın 9 ayında tekstilde denetlenen 262 bin 602 üründen 2 bin 670’inin güvensiz olduğunu tespit ettik. 40 üründe kimyasal risk var. O risk de çocuk giysilerindeki düğmeden kaynaklanan kurşun... Bununla ilgili regülasyonumuz yeni olduğu için risk bulunmuş. Ayakkabıda ise bu yılın 9 ayında 7 bin 410 üründe 182, kırtasiyede ise 204 bin 576 üründe 5 bin 97’si güvensiz çıktı. Bu da aslında merdiven altında üretilen bir slime ürünü ile ilgili. Büyük firmalarımızın ürünlerinde hiçbir sıkıntı bulunmuyor.”

Karaaslan, yüzme yardımcıları olarak adlandırılan ve ebeveyn gözetiminde kullanılmak üzere çocukların suya alışmalarını sağlama amacıyla üretilen oturak ürün grubunda ise 2019'un yaz döneminde 12 bin ürünün toplatıldığını aktararak, “Özellikle sahillerde, parklarda satılan uçan balonların yanıcı gazlarla dolu olmasından kaynaklanan bir problem var. Bunlarla ilgili mevzuat yayımlayarak özellikle üreticilerimizi bilgilendirdik.” diye konuştu.


- “Kirli ürünler sadece Uzak Doğu’dan değil, Avrupa’dan da geliyor”


Ticaret Bakanlığı İthalat Politikalarını İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Asuman Kılıç Türkeş de Bakanlığın ithal tekstil, konfeksiyon ve ayakkabılarda Riske Dayalı Denetim Sistemi (RDDS) sonuçları hakkında bilgi verdi.

Türkeş, 2019’un ilk 6 ayında kirli bulunan yaklaşık 12,5 ton ithal eşyanın bertaraf edildiğini bildirdi.

Türkeş, “2018’de 13 bin 942 dosyada 98 ‘kirli’ numune çıkarken, 2019’un ilk yarısında 11 bin 218 numunede 129 kirli numuneye erişmiş bulunuyoruz. 2009’dan bu yana yapılan denetimlere baktığımızda 3 milyon beyannameye bakılmış. Bunların içinden bin 590 dosyada ‘kirli’ ürün tespit edilmiş. 2009’dan bu yana 2 milyon adet ve 233 ton eşya bertaraf edilmiştir.” diye konuştu.

Bunun, denetimin önemini gösterdiğini vurgulayan Türkeş, 2019’da kirli numunelerde menşesine göre Çin'in birinci sırada olduğunu, Çin'in ardından Hindistan, İtalya, İspanya ve Pakistan’ın geldiğini söyledi. Türkeş, kirli ürünlerin sadece Uzak Doğu’dan değil, Avrupa’dan da geldiğini aktardı.


- “Bugün bir ürünün etiketinde yer alan çevreye duyarlı üretim detayları da önemli”


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise dünya genelinde geleneksel tüketim alışkanlıklarının değişmemesi halinde gelecek nesillerin dünyasının, bugün yaşanılanlardan daha çok zorluklarla karşı karşıya olacağını ifade etti.

Gülle, “2005 sonrasında küresel ticaret, rekabeti fiyat bazında odaklandırarak çevre, insan sağlığı ve kalite standartlarını görmezden gelen bir süreç yaşadı. Türkiye, bu süreçten en çabuk sıyrılan ülke olarak, ekolojiye duyarlı üretimi ve ihracatı en hızlı şekilde hayata geçirerek bugün her sektörden dünyanın önemli marka ve gruplarına tedarik sağlayan bir üretim merkezine dönüştü.” dedi.

Küresel ticarete konu olan mal ve hizmetler ile ilgili yeni standartların tüm ülkelerin korumacılık stratejisinin artık başında geldiğini ifade eden Gülle, “Standardizasyon ve sertifikasyon, ülkeler arasında küresel ticaretin ve rekabetin giderek öne çıkan bir mücadele alanı olmaya başladı. Bu sebeple teknolojinin imkanlarını kullanarak, bilhassa üretimde çok güçlü olduğumuz tekstil sektöründe oyunun, yani üretimin kurallarını kendi belirleyen bir ülke olmaya odaklanmış durumdayız.” şeklinde konuştu.

Çevre dostu üretimi önceliklendirmenin ürünlerin sadece fiyat ve kalite rekabetinin ötesine geçmesini sağlayacağını, aynı zamanda ekolojik tüketim konusunda da yeni bir talep oluşturacağını vurgulayan Gülle, Türkiye’nin küresel değerler konusunda en hassas üretim ve tedariki yapan ülkelerin başında geldiğini söyledi.

Gülle, bugün bir ürün için katma değer ve inovasyon ne kadar önemli ise ürünün etiketinde yer alan çevreye duyarlı üretim detaylarının da o kadar önemli olduğunu kaydetti.


- “2009’dan bu yana yaklaşık 234 ton ithal ürün imha edildi”


İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, sürdürülebilirliğin dünyanın üzerinde en çok kafa yorduğu konuların başında geldiğini ifade ederek, moda endüstrisinin devasa bir üretim hacmine sahip olduğuna işaret etti.

Dünyada her yıl 55 milyon ton hazır giyim üretildiğini bildiren Gültepe, bu kıyafetlerin yaklaşık 50 milyon tonunun çöpe gittiğini aktardı.

Gültepe, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Böyle devam edemeyeceği çok açık. Ülkemizden her yıl milyarlarca dolarlık tedarik yapan küresel markalar, önümüzdeki 10 yıl içinde tamamen sürdürülebilir ürüne dönecekler. Türkiye olarak bu konuda rakiplerimize göre avantajlı konumdayız. Moda endüstrisinin en önemli doğal maddesi pamuk. Sürdürülebilir üretimde söz sahibi olabilmek için organik pamuk üretim gücünü daha da artırmamız gerekiyor. EKOTEKS, organik pamuk konusunda da önemli bir sorumluluk üstlendi. Organik Türk Pamuğu Projesi altyapısı EKOTEKS tarafından tamamlandı.”

İthal ürünlerin denetiminin de önemli olduğunu vurgulayan Gültepe, “2009’dan bu yana yapılan denetimlerde yaklaşık 234 ton ithal ürün, ‘kirlilik’ denetimini geçemediği için imha edildi. Öte yandan, bu yıl ithal ürünlerdeki ‘kirli’ numune oranında dikkate değer bir artış var. Geçen yıl yüzde 0,7 olan ‘kirlilik’ oranı, bu yıl yüzde 1,10’a yükselmiş durumda. Artışın nedenlerini ve alınması gereken önlemleri mutlaka konuşmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Gültepe, Türkiye’de genel olarak işsizlik artarken, sektör olarak istihdama can suyu olduklarını söyledi.


- “Türkiye’de üretilen pamuk GDO’suz”


İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de ihracatın düşmediğini ancak eski artış oranlarının da görülmediğini belirterek, sürdürülebilirliğin sağlanması gerektiğini kaydetti.

GDO’suz (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) pamuk ile ilgili bir proje hazırlığı içinde olduklarını aktaran Öksüz, “Türkiye’de üretilen pamuk GDO’suz olarak üretiliyor. Dünyada bizim dışımızda sadece Yunanistan ve İspanya’da üretiliyor. Bu bizim için önemli bir değer. Yapacağımız proje ile sektörümüze ve ülkemize değer sağlayacağımıza inanıyoruz.” diye konuştu.

Öksüz, ABD ile ticaretin gelişmesinin de önemini vurgulayarak, “Onlar da ticaretin karşılıklı geliştirilmesinde arzulu.” dedi.


- “Dünyanın en kaliteli organik pamuğu Türkiye’de üretiliyor”


EKOTEKS Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir ise katma değerli üretim yapılacaksa üretimin her aşamasında sürdürülebilirliğin sağlanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin organik pamuk üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını belirten Özdemir, “Dünyanın en kaliteli organik pamuğu Türkiye’de üretiliyor.” dedi.



Kaynak: aa