İnsan için asıl olan dünya hayatının geçici ve bir imtihan yeri olduğunun farkına varmasıdır. Dinî inanç, ibadet, şükür, sabır,  metanet, ümit ve güzel ahlâk ekseninde bir hayat sürdürmesidir. İmtihan dünyasında engelli olmak bir eksiklik ve kusur olmadığı gibi, sağlıklı olmak da bir üstünlük sebebi değildir. Bu itibarla topluma düşen görev engellilerin engellerini kaldırmak, onların hayatlarını kolaylaştırmak ve onlara destek olmaktır.

Zira engelliler engeli ile imtihan olurken biz de onlarla imtihan olduğumuzu unutmamalıyız. Sorumluluk bilinci, merhamet anlayışı engelli kardeşlerimize karşı göstereceğimiz ilgi, duyarlılık ve farkındalık bireysel ve toplumsal hayatımızda rahmet, bereket ve huzura vesile olacaktır.

Dinî inanç ve ibadetlerin, psikolojik açıdan engelli bireyler ve aileleri üzerinde huzur, ümit ve yaşananları kabul gibi hususlarda da önemli etkisi vardır. Çünkü hayatın bir imtihan olduğunu ve zorluklara direnmenin, göğüs germenin sonunda mükâfatın alınacağını bilme, buna inanma insana dayanma gücü verir ve aşırı üzüntü ve stresten korunmasını sağlar.

Aileler için engelli bir bireye sahip olmak, hayatlarının en zorlu deneyimidir. Engelli  bir çocuğa sahip olduğunda anne babalar ilk olarak hayal kırıklığı yaşarlar. Çocuklarına ne olduğunu bilemediklerinden hayal kırıklığına uğrarlar. Büyük endişe içindedirler ve çocuklarının engelli durumunu kabullenmeleri zor olur.

Önemli olan bu noktada anne-babalar olarak engelli çocuğunuzu kabullenmek ve onu her yönüyle sahiplenmektir. Bunun için de gereken fedakârlık yapılmalıdır. Engelli bir çocuk için erken teşhis çok önemlidir. Zaman kaybedilmeden hem sağlık hem de eğitim önlemleri alınmalıdır. Engelli ailelerinin bu konuda yeterli bilgi, bilinç ve donanıma sahip olmalıdır.

Engelliler, engelinden dolayı aşırı bir şekilde üzülmemelidir. Çünkü  bir Müslüman için hayat bir imtihandır.  İnsanlar tedbir aldığı halde, imtihan gereği engelli doğabilir ya da sonradan engelli olabilir. Yüce Allah imtihanı şöyle belirtir: “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan ederiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara, 2/155) anlamındaki âyet bu gerçeği ifade etmektedir. Bu sebeple başımıza gelen üzücü olaylara sabır etmeliyiz. Çünkü “Allah sabredenleri sever” (Âli İmrân, 3/146) ve sabredenleri müjdele! (Bakara, 2/155) buyurur. Engelli kardeşlerimiz, içinde bulundukları durumu hayatın bir gerçeği olarak kabul etmeli, bir imtihanla karşı karşıya olduklarını, sabretmeleri durumunda ebedi mutluluğa, cennete nail olacaklarını bilmelidirler.

Engelli ve ailelerin farklı bir imtihanla karşı karşıya olduğunu kabullenip tam bir tevekkül ile Allah’a sığınması beklenir. Dolayısıyla engelliler ve aileleri aşırı bir şekilde üzülmemeli. Hayatın bir imtihan hayatı olduğunu düşünerek içinde bulundukları zorluklara sabır etmeli. Bir Müslüman olarak gücü nispetinde Allah’ın emrettiğini yapmalı; iman, ibadet ve güzel ahlâklı olmaya gayret etmelidirler. Bu şekilde olmaya çalışanların, dünyası mutlu âhireti cennet olur. Bu sebeple, engelli kardeşlerimizi ve ailelerini anlamaya ve sorunlarını çözme konusunda onlara maddi-manevi yardımcı olmaya gayret edelim.