Yüce Allah insan neslinin devamı ve dünya hayatının daha huzurlu geçmesini temin maksadıyla, bir kadınla bir erkeğin helâl ve meşru yoldan evlenmelerini ve bir aile yuvası kurmalarını tavsiye etmiştir. Kurulan bu yuvada eşlerin acısıyla tatlısıyla bir hayatı paylaşmalarını istemiştir. Bu nedenledir ki, dünya hayatının huzur ve mutluluk içinde geçebilmesi eşlerin birbirleriyle iyi geçinmesiyle mümkündür.
Ailevî sorunların meydana gelmesinde ve sürmesinde en önemli faktörlerden birisi, eşlerin birbirlerini yanlış tanıması ve yanlış anlamasıdır. İki taraf da kendisini hatasız ve kusursuz görüyor. Her zaman en doğruyu kendisinin yaptığını, gereken fedakârlığı gösterdiğini, ancak hep haksızlığa uğradığını düşünüyor. Yapılan araştırmalar, evli çiftlerin çoğunun birbirini tam anlamıyla tanımadıklarını göstermiştir. Birbirini çok iyi tanıyan çiftlerin sevgileri ve mutlulukları her geçen gün artmaktadır.  
Eşlerden birisinin olumlu veya olumsuz davranışı, diğerini etkiler. Bu yüzden eşinizi doğru tanımak, onun davranışlarını doğru yorumlamak zorundasınız. Eğer davranışın ardında yatan niyeti keşfedemezseniz, boşu boşuna kendinizi üzer, yanlış değerlendirmelere gidersiniz. Dikkat edilmesi gereken şu; davranışları düz mantıkla değerlendirmeyin, davranışların arkasındaki niyeti anlamaya çalışın. Eşlerin birbirlerini anlamalarının yolu birbirlerini tanımalarından geçer.
Kişinin iyi bir evlilik ilişkisine sahip olabilmesi için önce kendini iyi tanıması sonra da eşini tanıma safhasına geçmesi gerekir. Eşinizi tanımadan önce kendinizi tanıyın. Kendisini tanımayan bir genç, kendisine uygun eşin de kim olduğunu bilemez, bildiğini zanneder. Karı-kocanın kısa zamanda birbirlerinin huylarını, düşüncelerini, inançlarını, örf ve adetlerini, sevdikleri, sevmedikleri şeyleri, neden hoşlanıp,  neden hoşlanmadıklarını bilmeleri ve buna göre hareket etmeleri gerekir. Aksi halde geçimsizlik başlar ve yuvanın yıkılmasıyla sonuçlanır.  
Mutlu bir beraberlik için, taraflar birbirinin psikolojisini, yapı ve karakterlerini iyi tanımalıdır. Ancak bu şekilde yıkıcı aşırılıklardan uzak kalınabilir. Günümüzde evliliklerin de ömrü kısalmış durumda. Gençler sosyal medya üzerinden tanışıp evlenebiliyorlar. Oysaki mutlu bir evlilik için birbirini yakından tanımak çok önemlidir. Bir anlaşmazlık çıktığında da birbirini anlamak yerine ayrılmayı tercih ediyorlar. Eşler arası anlayış, evlilikte en önemli konulardan biridir.
Eşinizin iş hayatını, kariyerini, ekonomik durumunu, psikolojik, fiziksel ve yaşsal durumunu iyice tanıyın. Onu her yönüyle tanıdıktan sonra evde ve dışarıda yardımcısı olun. Hastalandığında, hamile olduğu zamanlarda, doğum sonrasında, menopoz döneminde yahut yolculuğa çıktığı zaman hemen onun yardımına koşun ve yaşamın zorluklarını beraberce paylaşarak mutluluğa ulaşın. 
Modern toplumlarda iş yaşantısı çok yoğun ve stresli olduğu için eşler birbirini tanıyacak kadar çok görüşemiyorlar. İşten artan zamanda da birbirlerini yeterince tanıyamıyorlar. Bu da beraberinde ayrılığı getiriyor. İş yaşantınıza önem verdiğiniz kadar evliliğinize de önem verin.  Eşler uyum içinde, mutlu bir hayat yaşamak istiyorlarsa, birbirlerini doğru tanımaya gayret etmelidir. 
Mutlu bir aile, eşlerin birbirlerini iyi tanıması ve sorumluluk duygusunu hissetmeleriyle mümkündür. Sorumluluk ailede eşin önce kendisini yetiştirmesi, koruması, görev bilincinde olması, yükümlülüklerini yerine getirmesi, sonra da eşi, çocukları, büyükleri ve akrabalarına karşı nasıl davranacağını bilip, bunlara karşı yükümlülüklerini yerine getirmesidir. Ailede maddî sorumluluklarımız vardır, mânevî sorumluluklarımız vardır. Birincisi barınma, yeme içme, giydirme, eğitim, meşru ölçüler içerisinde gezme, eğlenme ve dinlenme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Mânevî sorumluluk ise eşin ve aile bireylerinin ruhen sağlıklı olmaları, manen gelişmeleri, kültürel açıdan seviye kazanmaları, gönül dünyalarını genişletmeleri kısacası iyi insan, iyi Müslüman olmanın donanım ve birikimini kazanmaları için elden gelen gayreti sarf etmektir.