Kısakürek, 25 Mayıs 1983 yılında vefat ettiğinde dahi 5816 sayılı yasa nedeni ile mahkemeleri devam ediyordu. Bu nedenle kitabın yazar ismi bölümünde bu şekilde yazılmasını anlayabiliyorum. Fakat anlayamadığım husus ise aradan uzun yıllar geçtiği halde hala bu insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan bu yasanın yürürlükte olmasıdır. Kadir Mısıroğlu, Necip Fa zıl ile görüşerek kitabın ilk halini gördüğünü söylemiş bazı ilaveler yapılmasını istemiştir. Bu kitabın yayınlanmasının kendisine sıkıntı vereceği itirafında da bulunmuş ve baskılar nedeniyle yayınlayamayacağını bir video sohbetinde söylemiştir. Dileyenler internetten bu sohbeti dinleyebilirler. Hala yazarlara böylesine ağır bir baskıların uygulandığı bir ülke, yeryüzünde var mıdır? Hiç zannetmiyorum. Belki Stalin zamanında Sovyetler Birliğinde veya Hitler Almanya’sında böylesine hürriyeti boğan tedbirler uygulanmıştır. Fakat Stalin ve Hitler öleli 70 yıl geçti. Hala bu şekilde yasak koyan ülke olmaz, olabilemez… Umarım savcı ve hakimlerimiz internetin yaşamın her alanına girdiği ve hiçbir sansürün para etmediği bir dönemde bahse konu kitap hakkında mahkemeye intikal ettirmezler. Eğer mahkemeye konu edilirse bilinmelidir ki; hürriyetlere karşı ne derece ağır baskı yapıldığı kafalarına çakılacak, cümle aleme özgürlük konusunda ne kadar yalancı oldukları duyurulup ispat edilecektir. Nasıl ki; 15 Temmuz 2016 tarihinde tanklara karşı göğsünü siper etmiş bu millet artık uyanmıştır. Kimsenin koyun güder gibi halkımızı ezmesine ve hürriyetini boğmasına müsaade etmeyecektir. Meclisimizin, insan hak ve özgürlüklerini yok sayan 5816 sayılı yasa gibi faşist ve baskıcı maddeleri kaldıracağını ümit ediyorum, vesselam…