Çocuğu verecek olan sadece Allah Teâlâ’dır. Takdir Yüce Allah’ındır. Ya kız, ya erkek, ya da ikiz, üçüz verir, ya da kısır yapıp hiç çocuk vermez. Bu, Rabbimiz Allah’ın dilemesi, takdiri ile olmaktadır. An cak kişi Allah’a duâ eder, yalvarır Allah Teâlâ da duâsını kabul ederse, o zaman kız çocuk istiyorsa kız, erkek çocuk istiyorsa erkek çocuk verir. “Allah her şeye gücü yetendir.” Çocukları olmayan ailenin gereken tıbbî çarelere başvurduğu ve Allah’a çok duâ ettiği halde yine de çocukları olmuyorsa “(Allah) dilediğini kısır yapar.” Bu da Allah’ın takdiridir, imtihan gereğidir. Eşler gereğini yaptıktan sonra çocukları olmadıysa sabretmeli, dünya hayatı imtihandan ibarettir. “And olsun ki sizi, biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden azalma (fakirlik) ile imtihan eder, deneriz. (Ey Peygamber!) Sen sabırlı olanları müjdele!” (Bakara, 2/155) Görüldüğü gibi birtakım nimetlerden yoksun bırakılarak da imtihana tabi tutulduğumuzu Rabbimiz bize bildiriyor. Allah'ın bizlere verdiği en büyük nimetlerden birisi de çocuklarımızdır. Allah’ın vermiş olduğu çocuklarla da denenmekte ve Allah'ın râzı olacağı tavırlar gösterip göstermeyeceğimiz gözlemlenmektedir. “Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir imtihandır. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O'nun Katında olandır" (Teğabun, 64/15) âyetiyle de bu açıkça bildirilmektedir. Bu sebeple, çocuğun bir imtihan vesilesi olduğunu unutmamk ve onu en güzel şekilde eğitmek gerekir. Çocuklar çok sevimli ve değerlidir. Bu günün çocukları, yarınımızın gençleri ve geleceğimizin de mirasçılarıdır. Sağlıklı, mutlu, başarılı ve huzurlu çocuklar yetiştirmek her ailenin görevidir. Ancak, anne-baba olmak; sevinç, mutluluk ve övünç yanında, sorunları, sıkıntıları ve sorumlulukları birlikte getirir. Çocukların ruh, beden sağlığı ve eğitimleri için en güzel mekânlardan biri, mutlu aile yuvalarıdır. Bu itibarla, huzurlu bir aile hayatının hazırlanması için eşlerin, üzerlerine düşen fedakârlık ve sorumlukları yerine getirmeleri gerekmektedir. Anne-babanın dünyasında çocuğun çok önemli bir yeri olduğu herkesçe malumdur. Anne ve babanın amacı, mutlu, başarılı ve sevgi dolu çocuklar yetiştirmektir. Çocuk eğitimi konusunda en büyük görev, anne-babaya düşmektedir. Çocuk eğitimi çok hassas ve önemli bir konu olduğundan dolayı, günümüzün en önemli çalışma alanı haline gelmiştir. Fakat Çocukların kendilerine ait bir dünyaları olduğu için, çocuğu çeşitli yönleriyle tanımadan onu eğitmeyi başaramayız. Bu nedenle çocuğun biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve dinî yönlerinin tanınması gerekir. Çocuk terbiyesi ilgi, bilgi, sabır ve ciddiyet isteyen bir konudur. Bilhassa anne-babaların bu hususta yetişmiş olmaları gerekir. Çocuğu nasıl eğiteceklerini, hangi yaşta nasıl davranacaklarını öğrenmeleri icap eder. İnsan maddî ve mânevî yönü olan bir varlıktır. Çocuklarımızı hayata hazırlarken, onları maddî ve mânevî değerlerle donatmalıyız. Çocuğun beden ve ruh sağlığına çok dikkat etmeliyiz. Çocukları sağlıklı, dindar, güzel ahlâklı, kültürlü, çalışkan, dürüst, mutlu, başarılı ve kötü alışkanlıklardan uzak, iyi bir insan olarak yetiştirmeliyiz… Çünkü iyi yetişen nesiller, geleceği daha güzel inşa edebilirler… Çocuk yetiştirmek, çocuk oyuncağı değildir. Çocuk yetiştirmek en zor ve hayat boyu devam eden önemli bir sanattır. Allah (c.c.) Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” (Tahrim, 66/6) Peygamberimiz (s.a.s.) de şöyle beyan etmektedir: “Hepiniz sorumluluk taşımaktasınız ve sorumluluğunuz altındakilerden mesulsünüz…”