Rasûlullah (s.a.s.) bunu bildirmektedir: “İblis tahtını su üzerine kurar. Sonra bölük bölük askerlerini gönderir. Askerlerinin de rece ve makamca kendine en yakını, fitnesi en büyük olanıdır. Yardımcılarının biri gelir de: ‘Şöyle şöyle işler yaptım’ der. İblis ona: ‘Senin yaptığın çok önemli bir şey değil’ der. Sonra onlardan bir diğeri gelir ve o: ‘Karı ile kocanın arasını iyice ayırıncaya (boşanıncaya) kadar peşini bırakmadım’ der. Bu ifade üzerine İblis o yardımcısını kendisine yaklaştırır ve sen ne güzel bir iş yapmışsın!’ di yerek onu takdir eder (ödüllendirir).”3 Görüldüğü gibi şeytanın en büyük gayelerinden biri; karı-koca arasında geçimsizliğin çıkması, mutsuz olmalarını sağlaması ve sonuçta birbirinden ayrılmasıdır. Böylece aile yuvasını yıkarak ailenin perişan olmasına sebep olmaktır. Eşler şeytanın bu tuzağına düşmemeye çok dikkat etmelidir. Şeytanın karı-kocayı birbirlerine karşı kışkırttığını unutmamalı. O, aile bireylerini, en ufak şeylerden dolayı öfkelendirip karşılıklı münakaşalara sürüklemektedir. Burada dikkat edilecek en önemli husus öfkelenmemeye çalışmaktır. Bunun için de empati yapmak gerekir. Empatinin anlamı, kendimizi karşımızdakinin yerine koymaktır. Mutlu bir evlilik hayatı yaşamak isteyenler, bu hu susta bilgi sahibi olmalıdırlar. Örneğin bir kadın evlilik hayatında mutlu olmak istiyorsa, kocasını mutlu etme yollarını bilmelidir. Er kek de böyledir. Evlilik hayatında mutlu olması, hanımını mutlu kılmasına bağlıdır. Hanımını rahat ettirdiği sürece kendisi de rahat olur, huzur içinde yaşarlar. Eşler birbirlerini suçlamadan önce mutlaka anlaşmazlık konusu olan şeye bir de karşı pencereden bakmayı denemeli ve kendisini muhatabının yerine koyabilmelidir. Bu sayede aralarının açılmasına, huzursuzluk çıkmasına mani olmuş olurlar. Eşler aralarında mutluluğa engel olacak her şeyden sakınmalıdır. Mutlu bir aile yuvasını oluşturmaya gayret etmelidirler. Genellikle evlilikte yaşanan sorunlar, geçimsizliğe sebep olan haller, şunlardır: 1- Yanlış eş seçimi, 2- Huyların uyuşmaması, 3- Eşlerin birbirini anlamaması, 4- Eşine ve eşinin yakınlarına saygısızlık ve eleştiriler, 5- Bencillik, 6- Sinir ve öfke, 7- Güvensizlik, 8- Dedikodu, 9- İnanç ve görüş ayrılığı, 10- İnatçılık, 11- İnanç ve amel zayıflığı, 12- Koca baskısı, 13- Kaynana baskısı, 14- Geçim sıkıntısı, 15- Kötü alışkanlıklar (içki, kumar, zinâ vs.) 16- Haline râzı olmamak (kanaatsizlik), 17- Katı ve kaba davranmak, 18- Eşini başkalarının yanında rencide etmek, 19- Aşırı yaş farkı, 20- Ön yargılı olmak, 19- Aşırı kıskançlıklar, kompleksler, 20- Psikolojik problemler, 20- Şiddet, 21- Aldatma, 22- Eşlerin birbirine yeteri kadar zaman ayıramaması, 23- Eşler arasındaki cinsel sorunlar, 23- Sevgi, saygı, sabır, sadakat ve sorumluluk bilincinin olmaması. Sonuç olarak şunu diyebiliriz; Yukarıda belirtilen bu hususlara dikkat edildiğinde; evlilikte geçimsizliğin, huzursuzluğun ve mutsuzluluğun yerini, huzur ve mutluluğun alması zor olmaz.