İnsan hayatının en verimli çağı gençlik çağıdır. Gençlik, kişinin enerji dolu ve hareketli olduğu en dinamik çağıdır. Gencin yaşadığı biyolojik değişimin etkileri, psikolojik ve sosyolojik alanlarda da görülür. Dinçlik, zindelik, çeviklik, aktiflik, canlılık, heyecanlılık, delikanlılık, yiğitlik, mertlik, duygusallık, hızlılık, acelecilik, acemilik, tecrübesizlik bu dönemin en belirgin özelliklerindendir. Ergenlik dönemi için “yeniden doğuş” diyen psikologlar olmuştur. Çünkü bağımsız bir kişilik sahibi olma, toplumdaki yerini ve rolünü öğrenme tam olarak bu dönem içerisinde gerçekleşir.
Gençlik çağının başı ergenliktir. Bu dönemin başlangıcı kızlar için 11-21, erkekler için 13-21 yaşlar arası olarak bilinir. Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan gelişimin olduğu çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Hz Peygamber (s.a.s.) gençliğin önemine dikkat çekerek; “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin. Ölümden önce hayatın, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş zamanın, fakirlikten önce zenginliğin, ihtiyarlıktan önce gençliğin kıymetini bilin.” İnsan Allah’ın verdiği bütün nimetlerden sorguya çekilecektir Allah teala, bu gerçeği Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatmıştır: “O gün, hepiniz bütün nimetlerden sorguya çekileceksiniz “ (Tekasür, 102/8). Gençlik bulunmaz bir nimettir bir millet gençlerinden iyi yolda yararlanırsa hem o millet için hem de insanlık için faydası olur.
 Hz. Peygamber de, kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacaklar arasında, “Rabbi’ne ibadet ederek yetişen gençleri” de sayarak, gençken dinî yaşamanın önemine işaret etmiş; başka bir hadisinde de, “İnsanoğlu, Kıyâmet gününde; gençliğini nerede ve nasıl harcadığından... sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz” buyurarak, gençlik enerjisinin Allah’a kulluk inanç, ibadet ve ahlâkî görevlerini yerine getirmesi ve insanlığa hizmet uğrunda değerlendirilmesi gerektiği mesajını vermiştir “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar, sonra anası babası onu yahudi veya hristiyan veya Mecusi yapar.” Bu itibarla iman açısından ana-babalara çok görevler düşmektedir. Bir anne baba için çocuğu en değerli varlıktır. Bu değerli varlığı en güzel şekilde yetiştirmek anne ve babanın öncelikli görevidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir miras bırakamaz” buyurarak çocuk terbiyesinin önemini vurgulamıştır. Gençlik, bir toplumun taze filizleridir. Gençlerimize sunacağımız en değerli armağan, onlara bırakacağımız en kıymetli hazine, güzel ahlaktır. Eğitim insan yetiştirme sanatıdır. Her bir eğitimci çocukların ruh ve düşünce dünyalarını güzel fikirlerle bezeyip onları ahlâklı birer insan olarak yetiştirmelidirler.           

Günümüz Gençliği
Gençlik, insan hayatının en kritik anıdır. Bu dönemde insan hayırda da, şerde de büyük mesafeler alabilir. Gençlik, kontrolsüz ve gelişi güzel geçirilen bir dönemin adı olmamalıdır. Yüce Alla bizleri şöyle uyarıyor: “Fe eyne tezhebûn / Nereye gidiyorsunuz? Bu gidiş nereye?” (Tekvîr, 81/26) Günümüz gençliği nereye gidiyor?
Günümüz gençliği, sigara, içki, uyuşturucu, kumar, zina ve tüketen, gösterişe, zevke, eğlenceye, oyuna, modaya uyan, paylaşmaktan uzak, ben merkezli, kendi değerlerine yabancı, çevreye karşı duyarsız kalmak gibi bir kişiliğe sahip olma tehlikesiyle yüz yüzedir. Gençliğin değerinin bilinmesi, her türlü kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, Allah’a karşı olan kulluk görevlerini yerine getirmek, ailesi ve topluma karşı sorumlulukları yerine getirmekle mümkün olur.