EDİRNE (AA) - CİHAN DEMİRCİ - Trakya Üniversitesi (TÜ) Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Fazlıoğlu, ebeveynlerin çocuklarına virüsten korunma yollarını, hikaye, oyunlar ve şarkılarla anlatması gerektiğini bildirdi.

Prof. Dr. Fazlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın yeni bir dönemden geçtiğini, buna bağlı insanların rutin davranışlarının da değiştiğini söyledi.

Doğal olarak toplumda bir adaptasyon süreci ve yeniden yapılanma ihtiyacının oluştuğunu anlatan Fazlıoğlu, "Bu durumdan biz yetişkinler kadar, dünya nüfusunun yüzde 28,3'ünü oluşturan çocuk nüfusu da önemli şekilde etkilendi." dedi. Azgın Bayan Numaraları arayarak onlarla özel görüşmeleri sımsıcak anlarda yapın.

Bu etkinin en aza indirilebilmesi için özelikle yetişkinlerin kendi ruh ve beden sağlıklarını korumasının önemli olduğuna vurgu yapan Fazlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evde rutinlerin oluşturulması ve bu rutinlerin bazen bireysel, bazen ailenin birlikte yaptığı etkinlikler şeklinde yürütülmesi çocuklara hayatın normal devam ettiği mesajını verecektir. Çocuklar için yaşamlarındaki düzen ve rutinler önemlidir. Hayatımızın planlı ve düzenli olması onlara kendilerini güvende hissettirir. Öncelikle çocuğa vereceğimiz mesaj 'güvendesin her şey olması gerektiği gibi devam ediyor' olmalıdır."

Tüm aile bireylerinin evde olmasının yeni iletişimlere fırsat vereceğini anlatan Fazlıoğlu, "Çocuklarımızla ev işlerini paylaşabiliriz. Günlük yaşama dair yeni beceriler edinmelerini destekleyebiliriz. Diğer destekleyici bir konu da evde yeni rutinler oluşturulmasıdır. Örneğin birlikte film izleme, kitap okuma, dans etme, sanat etkinliği yapma gibi ortak rutinler hem güzel zaman geçirmek hem de aile içi etkileşim için etkili olur." diye konuştu.

- "Çocuklarımızın sorularına rahat ses tonuyla yanıt verelim"

Fazlıoğlu, son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili çocukların zihninde birçok soru oluşacağını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnsanlar neden maske takıyor, neden büyükannemi göremiyorum, neden okula gidemiyorum' gibi... Çocuklarımızın bu sorularına cevap verirken öncelikle kendimizi bu konuşmaya psikolojik olarak hazırlamalıyız. Çocukların sorularını rahat bir ses tonu, onların gelişim seviyelerine uygun olarak ifade etmeliyiz.

Örneğin 3 yaş dönemindeki bir çocuk daha 'ben merkezcil' düşüneceğinden, diğer yaş gruplarına nazaran virüsün doğrudan kendisine zarar vereceğinden daha çok endişelenebilir.Bu yaş grubu çocuklara virüsten korunma yollarının anlatılması, onları rahatlatarak korkuları ile başa çıkmalarını destekler. Çocuklara virüsten korunmak için neler yapılması gerektiği, hikayeler, oyunlar, şarkılar ile ifade edilerek, bu durumun normalleştirilmesi desteklenebilir. Bu etkinlikleriniz sırasında temizlik ve hijyen kurallarının önemi ve koruyuculuğu da ifade edilmelidir."

- "Her güne yeni bir sloganla başlayalım"

Prof. Dr. Fazlıoğlu, çocukların sorularına dürüst ve net bir şekilde cevap vermenin önemli olduğunu dile getirdi.

Çocukların okul ortamından ve kendi sosyal çevrelerinden uzak olmasının onlarda farklı kaygılara yol açabileceğine işaret eden Fazlıoğlu, şöyle konuştu:

"Bu nedenle çocuklarımızla birlikte internet ortamından akrabalarımızla, arkadaşlarımızla görüşebilir, yaptığımız etkinlikleri onlarla paylaşabiliriz. Özelikle çocukların öğretmenleri ve arkadaşları ile paylaşımlarda bulunmalarına günlük rutinlerini onlara anlatmalarına fırsat vermek bu süreci daha kolay atlatmalarında destekleyici olacaktır. Çocuklarımızın ve bizim bu süreci güvenli ve sağlıklı atlatmamız için, izlediğimiz haberlere de bir sınırlılık getirilmesi, ev ortamında televizyonun belirli saatlerde açık olması da aynı zamanda duygusal olarak koruyucu olacaktır. Bununla birlikte oyun, kitaplar, sevgi paylaşımları evimizden hiç eksik olmasın."

Fazlıoğlu, evde her güne yeni bir slogan ile başlanması gerektiğini anlatarak, "Yeni öğrenmeler ve projeler her zaman umudu yeşertir. Yeni projeler ve öğrenmelerin arkadaşlar ve büyüklerle paylaşılması motive edici olabilir. Çocukların bu yolla arkadaşlarının da neler yaptıklarını öğrenme fırsatı olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: aa