İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türkünün, adaletsizliğin ve çifte standardın ne demek olduğunu gayet iyi bildiğini belirterek, "Yarım asırdır süren müzakere sürecinde Kıbrıs Türkleri çözümsüzlüğün en büyük mağduru olmuşlardır. Kapalı kapılar ardında Kıbrıs Türklerinin hakkını teslim edenler, iş icraata geldiğinde maalesef hep üç maymunu oynadılar. Herkesin hakkına saygı gösteren adaletli bir çözüm yerine Kıbrıslı kardeşlerimizi öz yurtlarında azınlık statüsüne mahkum etmek istediler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Sulamaları İletim Tüneli Işık Görünme Töreni'ne, Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı.

Bir ada ülkesi olması ve kısıtlı doğal kaynakları nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin son 30 yıldır giderek artan bir şekilde su sıkıntısı yaşadığını ifade eden Erdoğan, su ihtiyaçlarının tamamen yer altı su kaynaklarından karşılandığı Kıbrıs'ta aşırı çekim neticesinde yer altı suyuna deniz suyu karıştığını, bu durumun yer altı sularının tuzlanmasına neden olduğunu söyledi.

Erdoğan, bu sorunun çözümü için Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a içme ve sulama amaçlı su götürülmesinin her dönem gündeme geldiğini ancak bu projenin bir türlü gerçeğe dönüşmediğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2015 yılında 80 kilometre uzunluğunda, denizin 250 metre altından geçen 'Askıda Deniz Geçiş Sistemi'yle yıllık 75 milyon metreküp suyu anavatandan, yavru vatana ulaştırdık. Ayrıca modern içme suyu arıtma tesisi ve 529 kilometre uzunluğundaki dağıtım hattıyla Kuzey Kıbrıs'ın tamamına memba suyu kalitesinde içme, kullanma suyu temin ettik. Dünyada eşi benzeri olmayan bu projenin deniz geçişi ishale hattında 8 Ocak 2020'de meydana gelen arızayı da en kısa sürede çözüme kavuşturduk. Böylece Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki tarihi, kültürel, coğrafi bağlara bir yenisini daha eklemiş olduk." diye konuştu.

Bugün de anavatanın suyunu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bereketli topraklarıyla buluşturacak Sulama İletim Tüneli'nin açılışını yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sulama projemizde suyu temin edecek 5,7 kilometre uzunluğundaki iletim tünelinde ışığı göreceğiz. Güzelyurt Ovası Sulaması İletim Yapıları, bu projeyle daha önce yer altı su kaynaklarıyla sulanan 18 bin 730 dekar araziye su iletilecektir. Meserya Ovası Sulaması Projesi kapsamında ise 97 bin 200 dekar arazi ilk kez sulama suyuyla buluşacaktır. Tarım yapılacak arazilerin sulamaya açılmasıyla yıllık 156 milyon liralık gelir artışı ve yaklaşık 10 bin kişilik ilave istihdam sağlanacaktır. Projenin tamamlanmasıyla birlikte tarım sektörü çağ atlayacak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kalkınma hamlesi farklı bir ivme kazanacaktır. Gayemiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gelişip güçlenmesi ve Kıbrıs Türk halkının daha müreffeh bir geleceğe sahip olmasıdır."

- "Ada'da Türk toplumunu yok sayan zihniyet Kıbrıs sorununu bir kangrene dönüştürmüştür"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda hayata geçirdikleri altyapı projeleriyle milletle Kıbrıs Türkü arasındaki beraberliği her alanda pekiştirdiklerini belirterek, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimizin geleceklerine çok daha umutla ve güvenle bakmasını sağladık. Özellikle su sıkıntısını giderecek projelerimizle Kıbrıs Türkünü kimseye muhtaç etmeme kararlılığımızı ortaya koyduk." diye konuştu.

Tünelin ülkelere ve Kıbrıs Türküne hayırlı olmasını dileyerek, projenin hayata geçirilmesine vesile olan herkesi tebrik eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs Türkü adaletsizliğin ve çifte standardın ne demek olduğunu gayet iyi bilir. Yarım asırdır süren müzakere sürecinde Kıbrıs Türkleri çözümsüzlüğün en büyük mağduru olmuşlardır. Kapalı kapılar ardında Kıbrıs Türklerinin hakkını teslim edenler, iş icraata geldiğinde maalesef hep üç maymunu oynadılar. Herkesin hakkına saygı gösteren adaletli bir çözüm yerine Kıbrıslı kardeşlerimizi öz yurtlarında azınlık statüsüne mahkum etmek istediler. Ada'da Türk toplumunu eşit görmeyen, hatta yok sayan zihniyet Kıbrıs sorununu bir kangrene dönüştürmüştür. Kıbrıs müzakereleri, Rum tarafının uzlaşmaz, Ada'daki gerçeklerden kopuk tutumu ve şımarıklıkları nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. 1963-1974 yıllarında Kıbrıs Türk halkını katledenler, müzakere süreçlerinde çözüme yaklaşıldığı anda olmadık bahanelerle masadan kaçmışlardır. Annan Planı'nı ret eden Rumlar, Avrupa Birliği üyeliğiyle ödüllendirilirken, aynı plana 'evet' diyen Kıbrıs Türkleri cezalandırılmıştır. Kıbrıs Türk'üyle bırakın siyasi gücü, refahı, 'hastaneleri bile paylaşmam' diyen bir zihniyetle ortak bir gelecek kurulması zaten mümkün değildir."

(Sürecek)