ANKARA (AA) - İSMET KARAKAŞ - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Türkiye'nin sığınmacılara ev sahipliği yapma konusunda, insani tutum ve etik duruş sergilediğini ifade etti.

TİHEK başkanlığına atanan Kılıç, AA'ya açıklamalarda bulundu.

Kovid-19 salgınının dünyayı olumsuz şekilde etkilediğini bildiren Kılıç, dünya genelinde 6 milyar dozun üzerinde Kovid-19 aşısı uygulandığını, bu konuda olumsuz bir tablo olduğunu belirterek, aşılamanın yüzde 80'inin sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ülkelerde, yüzde 0,5'inin ise sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan gelişmemiş ülkelerde uygulandığını bildirdi.

TİHEK olarak dünyadaki aşı uygulamalarına ilişkin düzenledikleri çalıştayda, Kovid-19 aşısı konusunu, hem insan hakları hem de ayrımcılık perspektifinden ele aldıklarını dile getiren Kılıç, çalıştayda akademisyenlerin görüşlerini aldıklarını, ülkelerin zorunlu aşı uygulamaları konusundaki tasarruflarını ve tıbbi anlamdaki gerekliliğini irdelediklerini aktardı. Kılıç, sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaşacaklarını kaydetti.

Başkan Prof. Dr. Muharrem Kılıç, bazı yerel yöneticilerin sığınmacılara yönelik ayrımcı söylemlerine değinerek, dünya genelinde yaklaşık 26 milyon sığınmacının çeşitli sebeplerle hareket halinde olduğunun bilindiğini belirtti.

Kılıç, Türkiye'de yaklaşık 4 milyon uluslararası koruma statüsü altında kişi bulunduğunu, geçici koruma statüsü kapsamında yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin sığınmacılar konusunda insani tutum sergilediğini kaydeden Kılıç, "Türkiye, sığınmacılara ev sahipliği yapma konusundaki insani tutumunu ve etik duruşunu sergiliyor." dedi.

Başkan Kılıç, Avrupa ülkelerinin ise sığınmacılar konusunda katı bir tutum sergilediğini dile getirdi.

Türkiye'deki sığınmacı sayısının had safhada olduğunu, geri gönderme merkezleri ve sığınma bölgelerindeki insani yardımların sürdürüldüğünü aktaran Kılıç, bu tür süreçlerin yönetilebilmesinin, toplumsal barış ve huzurun temini için önemli olduğunu vurguladı.

Kimi zaman nefret söylemi niteliğinde değerlendirilebilecek tavırların ortaya çıkabileceğini söyleyen Kılıç, 6701 Sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu, Anayasa'nın 10. maddesi ve uluslararası sözleşmelerde, ayrımcılık yasağına ilişkin ihlallerin giderilmesine dair güvenceler bulunduğuna işaret etti.

TİHEK Başkanı Kılıç, "Nefret söylemi kabilinden değerlendirebilecek ayrımcı ifadeler ya da uygulamalar, neticede toplumsal huzuru ve barışı ve demokratik toplum düzenini haleldar edecek tavır ve tutumlardır. Onun için biz de Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak ayrımcılığın önlenmesi ve bu türden nefret söylemlerini dillendirilmemesi noktasındaki tavrımızı ve tutumumuzu kurumsal olarak ortaya koymuş bulunuyoruz." diye konuştu.

- Ayrımcılık yasağı ile ilgili başvurular

Prof. Dr. Muharrem Kılıç, son zamanlarda gündeme gelen, bekarlara ve öğrencilere ev verilmemesi nedeniyle yaşanan ayrımcılıkla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Bireylerin eğitim hakkından yararlanmasının fırsat eşitliği temelinde herhangi bir ayrımcılık olmaksızın temin ve tesis edilmesinin önemine vurgu yapan Kılıç, kurumsal tavırlarının, bu konuya ilişkin engellerin kaldırılması olduğunu söyledi.

Muharrem Kılıç, TİHEK'e 2020'de yapılan 1363 başvurunun 276'sının ayrımcılık yasağına ilişkin olduğunu, ayrımcılıkla ilgili başvuruların ise 9'unun "medeni hal" temelinde olduğunu kaydetti.

6701 Sayılı Kanun'da, ayrımcılığın 15 ayrı temelde tanımlandığını, bunlardan birinin de "medeni hal" olduğunu belirten Kılıç, TİHEK'in bu durumlarda idari yaptırım yetkisinin bulunduğuna işaret etti.

Başkan Muharrem Kılıç, "Kanunumuzda da ifade edildiği üzere, hem gerçek kişilerin hem kamu kurumlarının, benzer şekilde diğer özel hukuk tüzel kişilerin bu ayrımcılık temellerine ilişkin herhangi bir ihlali söz konusu olduğunda, başvuru üzerine bunu inceleme konusu yapıyoruz ve sonuçlandırıyoruz. Kurumumuzun idari yaptırım yetkisi kapsamında, güncel yıllık değerleme oranlarına göre, bugünkü rakamlar itibariyle 30 bin TL'ye varan idari para cezası uyguladığımızı ifade etmem gerekiyor." diye konuştu.

Kılıç, Kurumun Ayrımcılıkla Mücadele Birimine 2021'de gelen 59 başvuru dosyasından 6'sının "medeni hale ilişkin ayrımcılık" temelinde olduğunu, bu başvurudan incelemesi tamamlananlardan biri için ihlal olmadığı, iki başvuruda ise ihlal kararı verildiğini bildirdi.

- "TİHEK önemli bir görevi icra ediyor"

Açıklamalarında kurumsal sorumluluklarından bahseden TİHEK Başkanı Kılıç, bunlardan birinin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ikincisinin ayrımcılıkla mücadele, üçüncüsünün ise ulusal önleme mekanizması görevi olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda, yıllık planlamalar doğrultusunda alıkonulma merkezleri, geri gönderme merkezleri, çocuk evleri, sevgi evleri, huzurevleri, cezaevleri, engelli bakım merkezi ve benzeri yerleri haberli ya da habersiz ziyaret ettiklerini aktaran Kılıç, bu yıl 37 ziyaret gerçekleştirdiklerini, yıl sonuna kadar hedeflerinin 56 ziyaret olduğunu dile getirdi.

Kılıç, bu yerlerde ihlal iddialarının gündeme gelmesi halinde, plansız ziyaretler de yaptıklarını kaydetti.

Türkiye'nin son 15 yılda "işkenceye sıfır tolerans" ilkesi çerçevesinde çok önemli adımlar attığını dile getiren Kılıç, buna ilişkin tedbirlerin ve güvencelerin hem mevzuat temelinde hem de uygulama temelinde hayata geçirildiğini ifade etti.

Muharrem Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Özellikle son 5 yıl içerisinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesi kapsamında, ihlal sayısının bu güvence mekanizmasıyla ve olumlu uygulama çerçevesinde düştüğünü, 7 ihlal kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verildiğini görüyoruz. Ama bu ihlal kararlarının da neredeyse tamamının işkence temelinde değil, kötü muamele düzeyinde olduğunu ifade etmem gerekiyor. Bu açıdan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, önemli bir görevi icra ediyor. Diğer uluslararası paydaşlarının yanı sıra ulusal düzeyde buralardaki yaşam koşullarının belli bir sorumluluk ve belli bir yükümlülük çerçevesinde icra edilip edilmediğini denetliyor, inceliyor ve bunu kurul kararıyla raporluyor."

Kaynak: aa