İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Gelişmiş ülkelerde taşımacılık açısından şehirler her zaman geceleri canlıdır. Kaynakların iyi kullanılması gereken bir dönemde olmamıza rağmen ulaştırmada geceyi ne yazık ki yeteri kadar kullanamıyoruz. Bu konuda atılacak adımlar inanıyorum ki ekonomimize büyük fayda sağlayacak" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan'ın katılımıyla düzenlenen İSO'nun temmuz ayı olağan toplantısında konuşan Bahçıvan, üretime yönelik öncü göstergelerden Türkiye ekonomisinin en kötüyü geride bırakarak toparlanma sürecine girmiş olduğunu teyit eden sinyaller aldıklarını söyledi.

Bahçıvan, yılın ilk altı ayında ihracat artışının yüzde 2,2 ile düşük oranda olmasında, haziranda bayram tatili sebebiyle yaşanan iş günü kaybının etkisinin olduğunu aktararak, "Bu nedenle temmuzda daha güçlü bir artış görebiliriz. Bu vesileyle son dönemlerde alışkanlık haline gelen bayram tatillerinin uzatılması kararlarının gözden geçirilmesini ve reel ekonomi için ciddi bir verimsizlik yaratan bu önceden planlanmamış davranışların artık son bulmasını temenni ediyoruz." diye konuştu.

Son aylarda küresel ortamın daha destekleyici hale gelmesinin de katkısıyla Türk lirasının kayıplarının önemli bir kısmını geri aldığını dile getiren Bahçıvan, "Bu durum, enflasyonda düşüş trendini harekete geçirmiş durumda. YEP için konulan yüzde 15,9’luk yıl sonu hedefi tutturulabilir. Fiyat katılıklarına karşı yapısal önlemleri hayata geçirmek önemli. Bu vesileyle Merkez Bankamızın yeni başkanı Murat Uysal’a görevinde başarılar diliyorum." şeklinde konuştu.

Bahçıvan, Türkiye’nin dünyanın en önemli kavşaklarından biri konumunda olduğunu, en fazla dört saatlik uçuşla Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu ekseninde 1,5 milyar insana ve 7,5 trilyon dolar ticaret hacminin olduğu bölgeye ulaştığını vurguladı.

- "İhracatta ve taşımacılıkta raylı ulaşımın payı artırılmalı"


Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin kara yolu ve hava yolu taşımacılığında elde ettiği başarıların, deniz ve demir yolu ulaşımında kendini gösteremediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaliteli bir deniz ve demir yolu taşımacılığını, bakanlığın en önemli konusu olarak görüyoruz. Demir yolu taşımacılığının gelişmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının özelleştirilme sürecinin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Raylı ulaşım, ülkelerin gelişmişlik düzeyi açısından çok önemli bir gösterge. Yalnızca maliyet avantajı ile değil ulaşımı sağlıklı ve kaliteli bir şekilde gerçekleştirme yönüyle de dünyada en çok tercih edilen yöntemlerin başında geliyor. Yalnızca ihracatta değil yurt içi yolcu ve yük taşımacılığında da raylı ulaşımın payı mutlaka artırılmalıdır."

Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Özellikle OSB’lerin demiryollarıyla entegre olması ve demir yolu-liman bağlantısının kurulması, otomotiv sanayimiz başta olmak üzere tüm sektörlerimiz için çok önemli. Bu sayede sektörlerimiz önemli maliyet avantajı kazanıp rekabet güçlerini artıracak. Aynı şekilde üç tarafımız denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz yolu taşımacılığından etkin olarak yararlandığımız söylenemez. Oysa deniz yolu taşımacılığı da aynı demir yolunda olduğu gibi yalnızca maliyet avantajı sağlamakla kalmıyor aynı zamanda sağlıklı ve kaliteli nakliye ile ürünlerdeki fire oranını da önemli ölçüde düşürüyor."

Taşımacılıkta alternatif yöntemlerin gelişmesinin önemini verdiği örnekle destekleyen Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizin tarımsal üretim ihtiyacını karşılayan güney bölgelerimizden taşımacılık, soğuk hava altyapısı ile donatılmış büyük gemilerle yapılırsa hem maliyetler düşecek hem de ürünlerdeki fire büyük ölçüde önlenecek. Bu adım ülkemizin enflasyonla mücadelesine önemli katkı sağlayacaktır. Yine rekabet gücü artışı için sanayideki akaryakıt ve enerji üzerindeki vergiler gözden geçirilmelidir."

Bahçıvan, gelişmiş ülkelerde taşımacılık açısından şehirlerin her zaman geceleri canlı olduğunu aktararak, "Kaynakların iyi kullanılması gereken bir dönemde olmamıza rağmen ulaştırmada geceyi ne yazık ki yeteri kadar kullanamıyoruz. Bu konuda atılacak adımlar inanıyorum ki ekonomimize büyük fayda sağlayacak." yorumunu yaptı.

Sanayinin giderek yeni yerleşim alanı haline gelen Trakya’ya İstanbul’dan ulaşımda yaşanan sorunlara da değinen Bahçıvan, "Trakya bölgesindeki hızlı tren projesinin bir an önce hayat geçmesi, başta nitelikli iş gücünün taşınması olmak üzere bölge sanayisi için çok önemli. Özellikle OSB’lerin otoyola çıkışlarının yetersizliği önemli zaman ve maddi kayba yol açıyor. Otoyoldan OSB’lere bağlantı yolları yapılmalıdır. Ayrıca, iş gücünün organize sanayi bölgelerine rahat bir şekilde taşınabilmesi için OSB’lerin demir yolu bağlantıları tamamlanmalıdır." şeklinde konuştu.


- "Yeni bir işletim sistemine ihtiyacımız var"


İSO Meclis Başkanı ve Kale Grubu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Zeynep Bodur Okyay ise şunları kaydetti:

"Türkiye’nin, bulunduğu zor coğrafyada hedeflerine güvenle ilerleyebilmesi için nitelikli üretim ekonomisini hakim kılmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bunun için iyi işleyen bir piyasayı, güçlü bir sanayiyi, üretimi kesintisiz destekleyen bir finans sektörünü de içinde barındıran yeni bir işletim sistemine ihtiyacımız var.

Üretimin, ticaretin ve küreselleşmenin alışageldiğimiz dinamiklerinin, dijitalleşme başta olmak üzere pek çok etken nedeniyle radikal bir şekilde değiştiği bir döneme şahitlik ediyoruz. Çelişkilerle dolu kaotik bir süreçten geçen küresel güç ekosistemi, farklı ve yeni bir denge arayışı yaşıyor."

Bu nedenle küresel boyutta yeni bir "işletim sistemi"nin kendileri için bir ihtiyaç değil, zorunluluk haline geldiğini kaydeden Okyay, küreselleşme ile birlikte gelen karşılıklı bağlılığın, dijitalleşme ile artan bir bağlantısallığa dönüştüğünü söyledi.

Okyay, bir yandan yapılmış yatırımları tutmak, diğer yandan yeni yatırım çekmek için tedarik zinciri güvenliğini en üst seviyeye taşımaları gerektiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Çünkü Türkiye dinamik pazarı, güçlü insan kaynağı, sağlam altyapısı ve lojistik avantajı ile üretim ve ihracat için çok iyi bir hub. İmalat Riski Endeksi 2018 araştırmasına göre Türkiye maliyet avantajı, altyapı yatırımları ve coğrafi konumuyla dünya sıralamasında 10’uncu basamakta yer alıyor ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın üretim üssü adayı olma dinamiğini koruyor. Yakın coğrafyamızda Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Çekya gibi ülkelerin hızlı yükselişine karşın bu ülkede yatırım yapmanın rasyoneli var. Yeter ki 360 derece tedarik zinciri güvenliğini ve istikrarını sağlayabilelim."