Ne yazayım bilemiyorum. Hangi konuya değineyim, neyi ön plana çıkarayım anlamadım gitti. Bir taraftan işsizlik, terör ve anarşizm. Diğer taraftan da haksızlık ve zulüm. Her biri kitap konusu olacak kadar önemli meseleler. Böylesi onlarca mesele ve derdimizin olması ne acı bir durum değil mi?
Gelin siyasete girmeden ve politik lüks cümleler kurmadan bir konuya değinelim. Değindiğimiz o konuda milyonları ilgilendirsin. Buradan onların sesi olalım. Seslerini duyurmada bir nebze de olsa katkımız olsun.
Bildiğiniz üzere seçimlerden sonra asgari ücrette bir zam yaşandı. Bu zam her ne kadar bir seçim vaadi dahi olsa, bunun gerçekleşmesi hepimizi sevindirdi. Milyonlarca insanın bir nebze dahi sevinmelerine şahit olmak hepimizi mutlu etmişti.  Devletin işverenlerin mağdur edilmemesi için gerekli çalışmaları yaptığına da şahit olduk. 
Yapılan bu iyileştirme ile işçilerimizin refah seviyeleri biraz daha artmış oldu. Gönlümüz ve isteğimiz bu miktarın çok daha fazla olmasından yana. Ama hiçbir şeyin birden olamayacağını da biliyoruz. Bunun için kazanılan hakkın takipçisi olmalıyız. 
Dost ve arkadaş ortamlarında bazı duyumlar alıyoruz. Bu duyumlar maalesef hepimizi derinden yaralıyor. Bu kadar iyileştirmenin yapılmasına rağmen işverenlerin, işçilere yapılan o zammı hazmedemediğini görüyoruz. Hatta bazı işverenler ‘işsizliği’ fırsat bilerek işçilerine yönelik tehditlerde bulunuyormuş. 
İşten atılma tehdidi ile korkutulan işçiler bu haksızlık karşısında susup kalıyorlar. İşçilerimizin bu derdine deva olmak zorundayız. Onların dile getirmeye dahi korktuğu bu meseleyi devletimizin ilgili kurumları denetlemelidir. İsimsiz şikâyet hattı oluşturulmalı ve bu hat aktif bir şekilde işlem görmelidir. İşverenler böylesi bir durumu yaşatmayı bırakın bunu düşünmeye dahi hayâ etmelidir. 
Sevgili patronlar, size birkaç söz söylemek istiyorum. Devletin belirlediği o küçük zamda gözünüz var ya. Size ne diyelim! İşçilerimiz, zaten bu ücretin kaç katını size kazandırıyorlar. Sizin gözünüz ise o ufacık zamda. O zam ki, işçiler belki onunla eve bir ekmek daha alacak. Belki de çocuklarına bir hediye alıp onları mutlu edecekler. 
Siz sürekli daha fazla kazanma derdinde olan sevgili patronlar. Devletin verdiği hakları işçilerinizden esirgemeyin. Olan için bir şey ifade etmeye bilir. Ama olmayan için ‘bir lira’ dahi çok kıymetlidir.
Çocukların tebessümüne vesile olacak ve ailelerin daha rahat yaşamalarını sağlayacak o zamdan gözünüzü çekin. Sizden sadaka veya daha farklı bir şey isteyen yok zaten. Sadece verilen hakkı yerine getirmenizi istiyoruz.
Buradan bu sözlerim, böylesi hile ve sahtekârlığa yönelen işverenler içindir. İşçilerin hakkına riayet eden çok dürüst işverenlerimiz var. Onları tenzih ettiğimi buradan belirtmek istiyorum. Hatta böylesi dürüst işverenlerden ricam, sahtekârlığa meyleden bu işverenleri şikâyet etmesidir. 
Umarım zamanla hak ve hukuka riayet eden anlayışa sahip oluruz.  Ve alnının teri ile çalışan  kardeşlerimize yapılan/yapılacak bu haksızlığın önüne geçilir. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Güzel haberler alma umuduyla, hoşça kalın…