Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara Hakimevi'nde medya temsilcileriyle bir araya geldi.

Bakan Gül, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik açılan 289 davadan 241'inin sonuçlandığını bildirerek "FETÖ'den hükümlü ve tutuklu sayısı 31 bin 88 kişidir." dedi.

ABD heyetinin FETÖ soruşturmaları kapsamında Türkiye'de yaptığı temaslara ilişkin soruyu yanıtlayan Gül, New York Bölge Savcılığı'nda açılan bir soruşturma çerçevesinde Türkiye'den bazı bilgiler istendiğini söyledi. Türkiye'nin FETÖ elebaşının iadesiyle ilgili taleplerini ABD'ye ilettiğini hatırlatan Gül, ABD yetkililerinin, bu konudaki dijital delilleri bizzat görme ya da bazı tanıklara bizzat ulaşma anlamında talepte bulunduğuna işaret etti. Adli yardımlaşma kapsamında Türkiye'nin ABD'li yetkililere yardımcı olduğunu anlatan Gül, "Bilgi sahibi olma isteklerini görünce ciddiye aldıklarını da gördük. 'Böyle diyorsun ama ben de gözümle göreyim' anlamında bu çok değerli." dedi. 

“HEM NEW YORK HEM WASHİNGTON'DAN İKİ SAVCI GELDİ”

Gül, ABD'deki soruşturma için tüm bilgi ve belgeleri vermeye çalışacaklarını ifade ederek, "Orada biraz bireyler üzerinden, kara para ya da illegal yollar gibi vesair yollar boyutuyla gidiyor." diye konuştu. 

Türkiye'ye hem New York hem Washington'dan iki savcı geldiğini ifade eden Gül, "Hakim savcı huzurunda 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde nasıl ifade alınıyorsa o anlamda bir delil niteliği taşıyor. Kağıt üzerinde gönderdiğimiz delillerden öte gözleriyle görüp sorular sordular ilgililere. Bu, New York'taki savcının sanki huzurunda olmuş gibi. Delil niteliği çok önemli." diye konuştu. 

Gül, sunulan belgelerin, sorulan sorulara verilen cevapların, birebir şahit oldukları delillerin bu sürecin hukuk çerçevesinde olması gereken yere evrilebileceğini gösterdiğini söyledi. 

“ÖZGÜVEN İÇİNDE ‘HANGİ SORUNUZ VARSA CEVAPLAYALIM’ DEDİK”

15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulmasıyla ilgili tüm bilgilerin de ABD'li yetkililere verildiğini kaydeden Gül, şunları kaydetti:

"Ben bu heyetin, savcıların şahit olduğu konularla soruşturmanın da bu anlamda farklı gelişmelere gebe olacağını düşünüyorum. Bu konu devlet, millet adına çok önemli. Burada sonuç almak istiyoruz. Söyleyeceğimiz bir şey orada farklı lobilerin süreci sabote etmesine neden olabilir. Bir yargı mensubunun gelmesi, toplantılar yapması çok değerli. Türkiye'nin bu konuda adil yargılama yaptığı, deliller üzerinden sonuca gidildiğini göstermesi açısından çok önemli bir süreçti ve ve buna ABD'li heyet tanık oldu. Türkiye'ye büyük bir saldırı oldu, bununla ilgili özgüven içinde "Gelin, hangi sorunuz varsa cevaplayalım" anlamında, psikolojik, hukuki müdellel olma anlamında önemli."

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iade sürecinin bundan ayrı bir süreç olduğunu ifade eden Gül, "Ama ABD'nin kabul edeceği, yargı makamlarının varacağı kanaatler o süreci de olumlu etkileyecektir." dedi. 

DAHA ADİL BİR YARGI BEKLENTİSİ

Bakan Gül, herkesin "adalet" beklentisinin bulunduğuna işaret ederek, "Hepimizin en üstün tutması gereken bu adalet ideali. Adalet idealini yaşatmak. Burada hepimizin en büyük temel amacı da bu konuda yargının kararlarını, toplumun mahşeri vicdanında yer bulacak şekilde hakkı ve adaleti tesis etmek. Bu konuda büyük bir çaba var." değerlendirmesinde bulundu.

Temel yaklaşımın, Türkiye'de daha adil bir yargılamanın olacağı bir süreci, eksiklerin giderilerek tamamlamanın sürdürüleceğini ve bunu hedeflediklerini belirten Gül, şu ifadeleri kullandı:

"Özellikle FETÖ yargısının bir gece kumpaslarla yaptığı tahribatlar, oluşturduğu deliller, gözaltılar, haksız tutuklamalar dönemlerinde, çok ciddi anlamda yargının aparat olarak kullanıldığı dönemlerde çok acı olaylara şahit olduk. Ama bunları da tahribatı ortadan kaldırıcı şekilde telafi etmek, yargıya güveni artırmak hepimizin görevi. Bu hususta da hep beraber elbette gerçekleştirmek zorundayız."

"YARGI REFORMU SADECE HUKUKÇULARA BIRAKILACAK BİR KONU DEĞİL"

"Yargı reformu sadece hukukçulara bırakılacak bir konu değil" diyen Gül, şunları kaydetti:

"Hepimizin yani o ki tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir reform ya da hukuk, adalet her kesimi ilgilendiriyor. Sadece yüzde 20'inin, 30'un, 50'inin 'ben böyle bir reform size layık gördüm, yapıyorum' değil; toplumun her kesimin muhatap olduğu bu konuyu hep birlikte oluşturmak bizim ortak sorumluluğumuz. Bu konuda inşallah 2019 daha ümit veren bir yıl olur diye düşünüyorum. 

Yaklaşık 10 milyonun üzerinde, 11 milyona yakın bir dosyanın yargı mensuplarının önünden geçtiği bir yargılama sürecinden bahsediyoruz. Bu konuda hem iş yükünün azaldığı hem yargıya güvenin arttığı bir yıl olmasını diliyorum."