Kendi elleriyle kurdukları terör örgütü DEAŞ’ın tehditlerinin yükseldiğini ileri sürerek Suriye’de bir başka terör örgütü YPG/PKK’yı kara gücü olarak kullanan ABD ordusu ülkedeki işgalini sistematik olarak daha derinlere doğru ilerletiyor.

Bugüne kadar bölgeye bir orduya yetecek miktarda TIR’lar dolusu silah sevkiyatı gerçekleştiren ABD, maşa olarak kullandığı teröristlere hem eğitim verdi hem de sahada havadan da destek sağladı. Böylece ABD arkasına alarak palazlanan terör örgütü YPG/PKK eliyle işgal edilen bölgelerde üs ve askeri noktalar kurularak Suriye, küresel sömürünün pençesine mahkum edildi.

2015’ten itibaren üs ve askeri noktalar kurma faaliyetine hız veren ABD, kurdu üs ve askeri noktalarda bulundurduğu özel birlikler ve özel ekipmanla aynı zamanda terör örgütü YPG/PKK’ya koruma kalkanı oldu. Geçen yıl ABD Başkanı Donald Trump’ın birinci ağızdan “Suriye’deki askeri varlığını çekmek istediğini” ifade etmesine rağmen bugüne kadar verdiği sözlerin hiçbirini tutmayan Washington, her zaman olduğu gibi söylediklerinin aksini yapamaya devam ediyor.

“BARIŞ PINARI”NIN HARİTAYA ETKİSİ

Türkiye olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta sınırımızda bir terör devletikurulmasına izin verilmeyeceği yönündeki uyarıları Barış Pınarı Harekatı ile somut bir adıma dönüşünce ABD geri adım attı. Özellikle 9 Ekim’de başlayan harekat öncesi ABD’nin Suriye sınırımıza konuşlu toplam 22 üs ve askeri noktası bulunuyordu. Barış Pınarı hamlesiyle ABD bu üslerden 16’sını boşalttı. Bu yerlerdeki yaklaşık 2 bin Amerikan askeri Deyrizor’da 4, Rakka’da 5, Haseke’de 5, Ayn el-Arap’da 5 ve Münbiç’te ise 3 ayrı bölgede konuşlanmıştı.

TOPLAM 16 ÜSSÜ BOŞALTTILAR

Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre Barış Pınarı Harekatının sürdüğü esnada ABD’nin askeri personeli başta Münbiç ilçesi olmak üzere Ayn el-Arab, Rakka, Haseke’de bulunan 16 üs ve askeri noktalardan çekildi.

PETROL SAHASINI TERKETMEDİLER

Bu saydığımız bölgelerdeki üsleri tamamen boşaltan ABD askerleri, amaçlarını her ne kadar terör örgütü DEAŞ ile mücadele olarak ifade etseler bile petrol zenginin Deyrizor’u ve Haseke’deki petrol sahalarını kapsayan üslerini boşaltmayarak asıl hedefin bölgeyi sömürmek olduğunu bir kez daha açığa vurdu.

Kaynak: Diriliş Postası