Bakan Soylu, Sincan'da bir düğün salonunda şehit yakınları ve gazilerle kahvaltıda buluştu. Ailelerle tek tek tokalaşan Soylu, onlarla sohbet etti.

"Bu ülke kalkınmasın, bu millet rahat yüzü görmesin" diye Türkiye ile sürekli uğraşıldığını belirten Soylu, dünyanın en kıymetli topraklarında  bulunan Türk milletinin güçlü olmaması için her türlü tezgahın, kumpasın ve fitnenin ortaya koyulduğunu söyledi.  

Türkiye'nin her işine karışıldığını, darbe tezgahlandığını, "sağcı-solcu", "Alevi-Sünni", "dindar-laik" diye kavgalar çıkarıldığını ifade eden Soylu, kardeşin kardeşe kurşun sıkar hale getirildiğini dile getirdi.

Soylu, Avrupa'da da etnik kimlik farkılıklarının olduğuna dikkati çekerek "Kimse orada bir terör örgütü kurdurup, 40 yıl boyunca silah ve para yollamadı. Avrupa'da ordu yok mu, elbette ki var. Oralarda yabancı istihbarat ajanları darbeler tezgahlamadı. Bizi çok yordular. Bizi bu kaoslarla, bizi darbelerle yordular. Bizi ekonomiyle yordular." ifadelerini kullandı.

"Birliğimizi, hayallerimizi, rüyalarımızı terörle yordular"

Sonrasında yeni bir tezgah ortaya sürülerek adına "terör", kurulan taşeron örgüte de PKK denildiğini aktaran Soylu, şunları kaydetti:

"Bu sefer de bizi ülkemizi, ekonomimizi, birliğimizi, hayallerimizi, rüyalarımızı terörle yordular. O örgüte verdikleri desteğin onda birini Batılı ülkeler bize verselerdi, kendi işimizi boşverin, etrafımızdaki coğrafyadaki, dünyadaki ülkelerin birçok meselesini şu anda halletmiştik. Nakit para göndermekten tutun çil çil silahlar yollamaya kadar. Bugün benim normal bir vatandaşım onların ülkelerinde oturum hakkı istese verirler mi? Ama PKK'lı olunca, kırmızı bültenle aranınca DHKP/C'li olunca hain ihanet sahibi ve bu ülkenin arkadasından hançerlemeye çalışan birisini buldular mı hemen oturum hakkı verir, vatandaşlığa kadar kapısını açarlar."

"Biz eski Türkiye değiliz"

FETÖ'nün darbe girişiminden bahsettiği esnada bazı vatandaşların, "Asalım Bakanım, asın onları, içerde beslemeyelim." demesi üzerine Soylu, "Allah sabredenlerle beraberdir, hiç merak etmeyin." cevabını verdi.

Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Balkanlardaki ülkelerden bir başbakanın aradığını aktaran Soylu, şunları söyledi:

"Dedi ki 'Buraları da karıştırmaya çalışıyorlar. Bana yardımcı olursanız sevinirim' dedi. Günlerden çarşambaydı, saat 17.00. Birtakım istekleri vardı, biz eski Türkiye değiliz biliyor musunuz? Ertesi akşam saat 18.00'de onun istediklerinin tamamını 2 büyük uçakla birlikte, onun da beklemediği bir şekilde kıymetli Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başkentindeki havalanına hem de istedikleri kişilerle birlikte indi."

"Terörist sayısı 700'e kadar düştü"

Terörle mücadele etmeye devam ettiklerini vurgulayan Süleyman Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"O dağlarda 15 bin terörist olduğu zaman dilimini biliyorsunuz. Şimdi onları bu milletin gazabına uğratıp, bir taraftan fare gibi dağlara kaçmasını sağlayarak, toplam 15 bin sayısı, geçmişte bela olan bu sayı tam 700'e kadar düştü. Şimdi sizin çocuklarınızın arkadaşları, Tendürek'te, Gabar'da Cudi'de, Ağrı Dağı'nda Tunceli'de her noktada Allah'ın izniyle onlara nefes aldırmıyorlar. Bir taraftan insansız hava araçlarımız, bir taraftan kendi ürettiğimiz milli ve yerli silahlarımız, bir taraftan en son teknoloji ve teçhizatla donanmış kahramalarımız onlara nefes aldırmıyorlar. 

Türkiye'yi bitap düşürmek, Türkiye'yi zayıf, takatsiz düşürmek isteyenlere en güzel, en önemli cevabı veriyoruz. Sadece kendi topraklarımıza değil, kızdıkları bir şey var. 'Siz kimsiniz ki bizden izin almadan, Afrin'de Fırat Kalkanı Harekatı yapıyorsunuz, Zeytin Dalı Harekatı yapıyorsunuz, Cerablus'ta Afrin'de Azez'de El Bab'da siz bunları nasıl gerçekleştiriyorsunuz.' O günler geçti. Etrafımızdaki coğrafyadan nerden bize tehdit gelirse gelsin, gereğini yerine getirir, oradaki tehdidi yerinden sökebilmek için elimizden gelen her şeyi yapar, riskimizi alır, orada da terör bırakmayız. Bu kadar basit."

"Millet 50 gramlık oy pusulasıyla kalkan olmaktadır"

31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerden sonra kesintisiz bir dört buçuk yıl geleceğini hatırlatan Soylu, tek beklentilerinin milletin desteği olduğunu söyledi.

Bazen çok sert sözler söylediği için kendisine kızanların ve eleştirenlerin olduğunu ifade eden Soylu, "Böyle sert sözleri söylemeye gerek var mı?" denildiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dik dur eğilme" sözünü hatırlatan Bakan Soylu, "Onu dik durduran nedir biliyor musunuz? Sadece cesaret değil, sadece bu ülkenin sorumluluğunu taşımak değil, elbette ki onlar da önemlidir ama bir şey daha var. Onlar ne zaman bir yumrukla üzerimize gelmeye çalışırsa, millet 50 gramlık oy pusulasıyla kalkan olmaktadır." dedi.

Geçen hafta Cuma günü Hakkari'de olduğunu, sabahtan akşama kadar 15 saat boyunca orada çalıştığını dile getiren Soylu, kayyum atanan belediyelerde yapılan çalışmalara dikkati çekti.

Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK'ya yardım edip de bizim görevden aldığımız, hani para gönderip de dağa askerimize, polisimize, korucumuza silah sıktıran o hainler var ya, o hainlerin yerine getirdiğimiz arkadaşlarımız o kadar güzel hizmetler yapmışlar ki yıllarca yapılmayan. Altyapı yatırımlarını, kanalizasyonlarını, içme sularını, bir haftada 2 saat içme suyu verilen Hakkari'ye bugün 24 saat, bir buçuk yıl içerisinde yapıldı. Çalıştı başka bir kaynağa ihtiyaç duymadan, parayı dağa göndermedi, oradaki insanların rahat, temiz ve güzel bir içme suyuyla karşılaşması sağlandı. Demek ki yapılınca oluyor ama orada yürürken ayağımızı yere güçlü basıyoruz neden biliyor musunuz? Çünkü bu millet bizi oyuyla güçlendiriyor da onun için. Bizim tek gücümüz odur, başka bir gücümüz yok."

"ŞU TORBANIN AĞZINI RAHAT BİR BAĞLAYALIM"

Gelecek nesillerin darbeler görmemesini temenni eden Soylu, "Şu torbanın ağzını rahat bir bağlayalım da bir daha benim ülkemi terörle, faizlerle ne olursunuz terbiye etmesinler." dedi.

Soylu, HDP'yi Meclis'e getirebilmek için elinden geleni yapanların, Mecliste kendisine "Hakkari'deki, Şırnak'taki askerleriniz, polisleriniz işgal askerleridir" dediklerini belirterek, "Onlara o sözleri söyletenlere hesabını sormazsak, bilesiniz ki tarihimize de medeniyetimize de evlatlarımıza da sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz, bu kadar açık ve nettir." diye konuştu.