Mersin'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında polis telsizinden sözde bildirinin okunması için yaptıkları iş birliğiyle dikkati çeken ve yargılama sonucunda her ikisi de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı eski tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen de mahkemede inkarı seçen sanıklar arasında yer aldı.

Darbecilerin sözde atama listesinde yer alan Demirhan, hain kalkışmanın yaşandığı gecenin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.

FETÖ darbe girişiminden haberinin olmadığını söylese de makamındaki aramada bulunan bir evrakta, 16-21 Temmuz 2016'daki tüm randevu ve planlamalarının üzerini çizerek iptal ettiği saptanan Demirhan'ın, lojmanından çıkarken nöbetçi askerlere "Askerler, kapıya polis geldiği zaman almayacaksınız, gerekirse vuracaksınız." diyerek verdiği emir, hakkındaki iddianamede yer buldu.

Demirhan'ın, birliğe girdiğinde yaptığı ilk iş de düzenlediği toplantıda "yurtta sulh konseyi"nce hazırlanan "sıkıyönetim direktifi"ni okumak oldu.

"Darbe girişimi olduğunu karargaha girince öğrendim"

Bazı komutanların direktifin sahte olabileceğine yönelik sözlerine aldırmayan Demirhan, mahkemede ise "Darbe girişimi olduğunu karargaha girince öğrendim." şeklinde inkarda bulundu.

Demirhan'ın inkarına rağmen "Genelkurmay çatı davası"nda yargılanan eski tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki darbe girişimi eylemlerine ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski tuğamiral İrfan Arabacı ile birçok kez telefonda konuştuğunun belirlenmesi, iş birliğini gözler önüne serdi.

Demirhan, yargılama sırasında, Dağdelen'i tanımadığını ancak emniyetle irtibat için yardımcı olabileceği gerekçesiyle karargaha girmesine izin verdiğini iddia edip, o gece görevli il emniyet müdür vekiline ulaşamayınca koordinasyon sağlamak için telsizle konuştuğunu ileri sürdü.

Mahkeme başkanının soruları karşısında zor anlar yaşayan Demirhan, Dağdelen'in hakkında gözaltı kararı olduğunu bilmediğini ve bu kişinin limanın arkasından götürülmesi talimatını ise "insani duygularla" verdiğini iddia etti.

Darbe girişimini karargahtaki televizyondan öğrenmiş

Darbe girişiminin başarısız olduğu gecenin sonunda hazır bekleyen botla kaçmayı planlayan ancak tanınmamak için işçi kıyafeti giyerek saklanmak için girdiği camide polislerce yakalanan Hasan Basri Dağdelen de mahkemede çelişkili ifadeler kullandı.

O gece evinde otururken kapının çaldığını anlatan Dağdelen, şunları kaydetti:

"Gelen bir astsubaydı, 'Garnizon komutanına suikast ihtimali var, Genelkurmay'da çatışma oluyor. Paşa sizi görmek istiyor.' dedi. Kimliğini gösterdi, 'Garnizonun emniyetle iletişim kurmaya çalıştığını, benim de orada bulunmam gerektiğini' iletti. Üst düzey kriz yönetimi uzmanı olduğum için gitmenin doğru olacağını düşündüm. Darbe girişimini, karargahta televizyon izlerken öğrendim."

Telsizini Demirhan'a emniyetle irtibat için verdiğini savunan Dağdelen, darbe girişimiyle alakasının olmadığını, birliğe gelen polisler ile içerideki askerler arasında çıkan gerginliği yatıştırmaya çalıştığını iddia etti.

Darbe girişimini öğrendikten sonra komutanlıktan ayrılmak istediğini öne süren Dağdelen, "Linç yemek istemedim. Kapıdaki bazı polislerle önceden husumetimiz vardı, kedi-köpek gibiydik. Komutana söyledim, botla gidebileceğimi iletti. Kaçmaya çalışmadım. Kaçmak istesem havadan, karadan kaçardım." ifadelerini kullandı.

Dağdelen, mahkeme başkanının, "Kamera kayıtlarını izledik. Komutanlıkta nereye gitsen arkanda silahlı adam var. Neden koruyorlar?" sorusu üzerine de "Bilmiyorum polisim, silaha alışkınım. Rahatsızlık duymadım." yanıtını verdi.