Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davanın 15'inci celsesine başlandı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor.

Davanın 15'inci celsesi, eski Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı 1. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı Tuğamiral Sinan Sürer'in savunmasıyla başladı.

Darbe girişiminde vatandaşlara darbeci askerlerle ateş ettiği kameralara yansıyan Sürer'in savunma yaptığı sırada, Genelkurmay Karargahı'nda vurulan sivillerden birinin annesi fenalık geçirdi. Şehit yakını, sağlık ekiplerinin müdahalesi için duruşma salonundan çıkarıldığı sırada "Oğlumun katili burada, karşımda." diyerek tepki gösterdi.

İddianamede, Sürer'in daire başkanı olarak amiri konumunda bulunduğu yurt dışındaki askeri ataşelere, "Ataşeler" WhatsApp grubu üzerinden "Arkadaşlar, TSK yönetime el koymuştur. Bunu tüm muhataplarınıza derhal iletin." şeklinde talimat verdiği, ataşelerin büyük çoğunluğunun da mesajı "Emredersiniz." şeklinde cevapladığı tespitine yer veriliyor.

Örgütün haberleşme programı ByLock'u kullandığı da belirlenen Sürer'in, Konutkent'teki villada Adil Öksüz liderliğinde gerçekleştirilen darbe planlaması toplantılarına katıldığı da iddianamede yer alıyor.

'Koruma refleksiyle silahını doğrulttuğunu' öne sürdü
Darbeci tuğamiral Sinan Sürer, mahkemedeki savunmasında, sivilleri vurmadığını iddia ederek, koruma refleksi gereği silahını doğrulttuğunu öne sürdü.

Basında hakkında gerçekleri yansıtmayan haberler verildiğini ileri süren Sürer, doğrudan hedef haline getirildiğini savundu.

Atatürkçü ve çağdaş yaşam tarzına sahip olduğunu, FETÖ ile ilgisi bulunmadığını iddia eden sanık Sürer, yıllık izinde olmasına rağmen neden Genelkurmay Karargahı'na gittiğine ilişkin açıklama yapmak istediğini belirtti.

Darbe girişimi olduğu gün, İstanbul'daki üniversiteye kayıt yaptırmak için yola çıktığını, Bolu'ya geldiğinde evrakını unuttuğunu fark ederek dönmek zorunda kaldığını öne süren Sürer, yoldayken emir astsubayının kendisini arayarak Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda karışık bir durumun söz konusu olduğunu söylediğini anlattı.

Bunun üzerine karargaha gittiğini dile getiren Sürer, bu sırada kendisini arayan Albay Alper Esat'ın "Bir kalkışma ve terör saldırısı" olduğunu söylediğini, ne yapmaları gerektiği konusunda kendisinden yardım istediğini savundu.

Sürer, "Sorumluluk bilinci çerçevesinde ben de 'Herkes kendi emniyetini alsın, karargaha kimse gelmesin, herkes zincir yapıp birbirini arasın.' dedim. Kalkışma deyince PKK'nın Türkiye'nin bir yerinde ayaklanma yaptığını düşündüm çünkü o dönemlerde öz yönetim konuşuluyordu." ifadelerini kullandı.

Genelkurmay Karargahı'nda Sürer'in vurduğu iddia edilen sivillerden birinin annesi, savunma sırasında duruşma salonunda fenalık geçirdi. Şehit yakını, sağlık ekiplerinin müdahalesi için duruşma salonundan çıkarıldığı sırada, "Oğlumun katili, oğlumun katili, oğlumun katili burada, karşımda." diyerek tepki gösterdi.

"Ben de televizyondan izledim"
Bu aşamadan sonra Genelkurmay Karargahı'nda vurulan sivillere ilişkin savunma yapacağını söyleyen Sürer, ateş açtığı anın görüntülerini ulusal kanaldaki haber programında izlediğini, bunların gerçekleri yansıtmadığını iddia etti.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığa sivillere ateş açtığı sırada güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerden elde edilen fotoğrafları gösterdi.

Sürer, "Kesinlikle ateş etmedim. Tamamen korunma refleksi ile silahımı tuttum. Bu hengamede 'Gidin buradan' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Tekme atmam da söz konusu değildir. Refleks gereği caydırma maksadıyla vurmuş olabilirim."

Duruşma, sanık Sürer'in çapraz sorgusuyla devam ediyor.

"Gerekirse Hava Kuvvetleri bu ülkeyi yerle bir eder"
Duruşmada ayrıca, eski Kara Havacılık Kurmay Başkanı Albay Mehmet Şahin'in savunma yapması bekleniyor.

İddianamede, sanık eski Albay Şahin'in, 15 Temmuz gecesi darbecilerin önemli güçlerinden olan Hava Kuvvetlerinin darbe planı içindeki organizasyonunu, sevk ve idaresini yapan ekipte bulunduğu kaydediliyor.

Şahin'in, darbe girişimi sırasında hava harekatının merkezi Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında, darbe girişimine katılan uçak ve pilotları yönlendirerek darbe girişimine aktif katıldığı belirtiliyor.

Bir itirafçının beyanında, Şahin'in darbenin başarılı olması için "Gerekirse Hava Kuvvetleri bu ülkeyi yerle bir eder." dediği aktarılıyor.

Sürer'in yanı sıra savunma yapması beklenen Şahin'in de darbe girişimini planlayan ve organizasyonunu gerçekleştiren sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında yer aldığı bildiriliyor.