Türkiye İstatistik Kurumu'na ( TÜİK) randevu almadan giden Kemal Kılıçdaroğlu'nun; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) çıkarılan ve CHP Genel Merkezi'ne gelen 4 işçiye 2 gün boyunca randevu vermediği bildirildi.

SÖZÜNÜ TUTMADI

Kılıçdaroğlu, 30 Mart 2019 yerel seçiminden önce açıklamada bulunmuş ve "Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak" açıklamasında bulunmuştu. Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanı seçildikten sonra 13 bin 312 kişiyi işten çıkardı. 44 bin 995 kişiyi de işe aldı. İBB'den çıkarılan 13 bin 312 kişi adına Samet Bulutcu, Ömer Çevik, Mustafa Hakan Tüter ve Birol Durmuş, 15 Eylül 2020'de CHP Genel Merkezi'ne gitti ve Kılıçdaroğlu'yla görüşmek için randevu talep etti.

RANDEVU VERMEDİ!

Sabah.com’un haberine göre; CHP Genel Merkezi, mağdur işçilere randevu vermedi. Bulutcu, Çevik, Tüter ve Durmuş, 16 Eylül 2020'de yeniden CHP Genel Merkezi'ne geldi ve Kılıçdaroğlu'ndan yeniden randevu talep etti. CHP Genel Merkezi, söz konusu işçilere yeniden randevu vermedi. Mağdur işçiler, Kılıçdaroğlu'nun 18 Aralık 2018'de açıklama yaptığı ve "Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak" dediği gerekçesiyle CHP Genel Merkezi'ne geldiklerini ancak iki gün boyunca Kılıçdaroğlu'yla görüştürülmediğini açıkladı.

MAĞDUR İŞÇİLER KONUŞTU

Bulutcu: 2011'de İBB'nin iştiraki olan İSPARK A.Ş'de işe girdim. 5 yıl çalıştım. 5 yıl sonra İBB'nin diğer iştirak şirketi olan İstanbul Ulaşım A.Ş. şirketine geçiş yaptım. 4 yıl orada sahada belediye otobüslerinin denetimliğini yaptım. 23 Ocak 2020 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden iş kanununa göre madde 17'den sözleşmem fesih edildi ve işten çıkartıldım. Sayın Kılıçdaroğlu yerel seçimlerden önce namus sözü vermiş 'Haksız şekilde işten çıkartılan olursa gelsin beni bulsun' demişti.

15 Eylül 2020 tarihinde benim gibi haksız şekilde işten çıkartılan 3 arkadaşım ile birlikte İstanbul'dan borç para bularak CHP Genel Merkezi'ne Ankara'ya gittim. CHP Genel Merkezi'nin önünde birinci gün basın açıklaması yaptım. 'Kemal Bey bize haksız şekilde işten çıkartılan olursa gelsin demiştiniz. İşte geldik yarına kadar sizden randevu talep ediyoruz' dedim. Ertesi gün saat 11 gibi tekrar CHP Genel Merkezi'ne geldim. Kapıdaki güvenliklere durumu izah ettim, bizden telefon numaramızı istediler. 5 dakika sonra içeriden sekreterlerden birisi aradı. Randevu verilmediğini söyledi. Aynı şeyi kapıda bekleyen güvenlikler tekrarladı.

“KEMAL BEYİN NAMUZ SÖZÜ YERE DÜŞTÜ”

Basın mensubu arkadaşların tekrar karşısına çıktım. CHP Genel Başkanı'ndan 2 gün 'Haksız şekilde işinden çıkartılan olursa gelsin, beni bulsun' sözü üzerine randevu talebinde bulunduk. Fakat randevu vermedi. Kemal Bey'in namus sözü yere düştü. 'Takdir Aziz Yüce Türk milletinindir' diyerek basın açıklaması yapıp ayrıldım. Kemal Bey verdiği namus sözünü tutmadığı gibi bize randevu verip dinlemedi bile. Üzülerek söylüyorum ki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bizim nezdimizde güvenilirliği kalmamıştır.

“CHP BİZİ DİNLEMEDİ”

Çevik: 13 yıldır İSPARK A.Ş'de çalışmaktayım. CHP'li Ekrem İmamoğlu seçimi kazandıktan sonra yeni gelen İSPARK yönetimi önce beni ödüllendirdi bir hafta sonra hiçbir gerekçe göstermeden işten çıkarttı. Tazminat almadan çıkarıldım. Hakkımı aramak için CHP Genel Merkezi'ne geldim fakat Kemal Bey bizi dinlemedi.

“HİÇBİR OLUMLU DÖNÜŞ ALAMADIM”

Tüter: Ben de Samet Bulutcu kardeşim gibi İstanbul Ulaşım A.Ş.'de sahada denetim olarak çalışmaktaydım. İş kanununa göre 17. Maddeden tek taraflı sözleşmem fesih edildi. 3 yıldır işsizim. Hakkımı aramak ve bize yapılan hukuksuzluğu anlatmak için Ankara'ya CHP Genel Merkezi'ne geldim. Randevu talep ettim. Hiçbir şekilde olumlu dönüş alamadım.