TBMM Genel Kurulu'nda Çarşamba günü Anayasa değişikliği teklifnin görüşüldüğü sırada CHP ve AK Parti'li vekiller arasında kavga çıkmış, çıkan olayda kürsünün kırılması ise olayla özdeşleşmişti. 

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Kemal Öztürk, bugünkü köşesinde kaleme aldığı "CHP’nin, HDP gibi siyaseten intiharı" başlıklı yazısında Genel Kurul'da CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'in  “Faşizme karşı omuz omuza vermezsek, hapishanede omuz omuz veririz” ifadesiyle sol örgütlerin tavrını Meclis'e taşıdığını ve ülke siyaseti açısından kaygı verici bir durum olduğunu ifade ederken, "Özgür Özel de bu kürsü işgalleriyle bir gün CHP Genel Başkanı olabileceğini hayal ediyordur" dedi. 

İşte Öztürk'ün yazısından satır başları: 

Genel Kurul'un basına ayrılan yerinde oturdum. Bu yazıyı yazarken, önceki gece yıkılan kürsüye bakıyorum bir yandan.

Meclis tarihinde ilk defa, milletin sesi olarak kabul edilen bu kürsü yıkıldı, sesi kesildi. Çok uzun yıllardır Meclis'te görev yapan meslektaşlarımın, bürokratların ve milletvekillerinin konuştuğu tek konu bu: “Kürsü yıkıldı”.

15 Temmuz gecesi, darbecilerin bombası bile bu kürsüyü yıkamamıştı. O zaman iktidar, muhalefet, tüm vekiller o kürsüyü korumak için Genel Kurul'da tarihi bir mücadele vermişti. Takdir ettiğimiz o vekiller, 97 yıllık tarihinde ilk defa o kürsüyü yıktı, milletin sesi bir süre duyulması engelledi. Çok yazık.

“FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA" ANLAYIŞI

CNNTÜRK'de katıldığım tartışma programında, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'in agresif, bağırarak yaptığı konuşmayı şaşkınlıkla izlemiştim. İnsanlar sosyal medyada “yaşa, varol” diye mesaj attıkça, Özel'in ses tonu daha da yükselmişti.

Ancak beni daha çok şaşırtan şey, ara verildiğinde yaşandı. Özel, tüm konuşmacıların olduğu ortamda, yanındaki yol arkadaşı olarak gördüğü diğer konuşmacıya, “faşizme karşı omuz omuza vermezsek, hapishanede omuz omuz veririz” dedi. Sanırım bunu daha sonra kamuoyu önünde de tekrarladı.

Sol örgütlerin en meşhur sloganını, siyasi bir ilke olarak söylemesi beni çok şaşırttı ve endişeye sevk etti. Zira, marjinal örgütlerin attığı bu sloganı, CHP'nin bir üst düzey yöneticisinin dillendirmesi, ülke siyaseti açısından kaygı verici.

SOL ÖRGÜTLERİN TAVRINI MECLİS'E TAŞIMAK

Korktuğum başıma geldi. İşte o Özgür Özel, önceki gece Genel Kurul'da kürsüyü işgal emrini veren kişi oldu. CHP'li vekiller, herkesin şaşkın bakışları arasında o kürsünün etrafında toplandı, polise karşı eylem düzeni alan militanlar gibi, kol kola girdi ve kürsüyü işgal etti.

Sonra da AK Partili vekiller de o kürsüyü kurtarmak için müdahale edince, hepimiz için utanç veren ve tarihte ilk defa yaşanan kürsünün yıkılması gerçekleşmiş oldu.

CHP, geleneksel siyasi tavrının ötesinde, militan sol hareketlerin yöntemlerine kaymış gözüküyor. Kan dökmekten, ihanetten, ceset çiğnemekten bahsetmenin, CHP'nin geleneksel siyaset diliyle alakası yok. Bu, sol örgütlerin sokakta kullandığı bir dildir. Şimdi de bu dil Meclis içinde şiddete dönüyor. Bu siyaseten intihar etmek anlamına gelir.

HDP'NİN YAŞADIĞI SÜRECİN AYNISI CHP YAŞIYOR

HDP'nin yaşadığı süreçle, şu anda CHP'nin yaşadığı süreç ne kadar da birbirine benziyor. HDP de çukur eylemlerini destekleyerek, PKK'lı teröristlerin cenazesine katılarak, şiddeti savunarak, eylem yaparak ve siyaset dilini terk edip, şiddetin dilini kullanarak siyaseten intihar etmişti.

O zaman bölgedeki desteğini kaybetti, milletin tepkisini çekti ve duygusal bir kopuş yaşandı. HDP yöneticileri tutuklanırsa, ülkede büyük bir gerilim
yaşanacağını, Kürtlerin ayaklanacağını ve böylece iktidarın düşeceğini sandılar. Hiçbir, olmadı. Zira HDP siyaset değil, eylem yapmaya kalktı, halk da buna tepki verdi.

Şimdi CHP'nin Anayasa sürecindeki tavrına bakın. Tansiyonu yükseltti, gerilimi arttırdı ve sonunda şiddeti Meclis'in içine taşıyarak, kürsüyü işgal etti. Bir sonraki adım ne? Sokak eylemleri mi? Şiddeti sokaklara taşımak mı?

Sanırım CHP içindeki sol militan kadro bunu teklif etmiştir. Onlara göre 'faşizme karşı omuz omuza vermek, halkın direnişini örgütleyerek düzeni yıkmak gerekir'. Siyaseten tükenmişliğin başladığı yerde, bu şiddet düşüncesi başlar.

CHP BÖLÜNME VE SİYASETTEN ÇEKİLME RİSKİNE GİRDİ

CHP, yani cumhuriyetin kurucu partisi, yani ana muhalefet partisi, yani iktidar adayı olan parti şiddete kayıyor. Bu olacak şey değil. Şuraya yazayım, gerçekleşmezse yüzüme vururlar: Bu şiddet eylemlerini devam ettirirse, kürsü yıkmaya, insanları yaralamaya devam ederse, sokakları terörize ederse, CHP kesin olarak bölünür, sonra da siyaset dışında kalır. Bunu da halk yapar, kimsenin gözünün yaşına da bakmaz. Tıpkı HDP'ye yaptığı gibi.

CHP'nin, bu şiddet gösterileriyle, MHP tabanından, HDP tabanından, öfkeli kalabalıktan oy çekeceğini düşünüyor birileri. HDP örneğini unutuyorlar yine.
Özgür Özel de bu kürsü işgalleriyle bir gün CHP Genel Başkanı olabileceğini hayal ediyordur. Sosyal medyada bu şekilde teşvik ve tahrik eden çok. Muharrem İnce de aynı yolu izlemişti hatırlarsınız. Sert ve şiddet meyilli tavırlarıyla CHP'nin başına geçeceğini sandı ama olmadı.

Şimdi Türkiye'nin HDP'den sonra, bir de CHP sorunu başladı bana göre. Kürsü işgali ve ardından yıkılması, bu parlamentonun, bu milletin hak etmediği bir saygısızlıktır. Bunun bir karşılığı olacaktır. Millet böyle şeyleri unutmaz, affetmez, cevabını sandıkta verir.