Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN International televizyon kanalında Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili gazeteci Becky Anderson'ın sorularını yanıtladı. 

Anderson'ın ihlale ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"5 dakika içinde 10 kez bu uyarının yapıldığı ses kayıtlarında da tespit ediliyor. Buna rağmen hiçbir cevap verilmiyor. Cevap verilmediği halde tekrar bu uyarılara rağmen, Türk hava sahasından içeri giriyor. Bunların da radar tespitlerinde hepsi mevcut. Bunlar da o haritalarda aynı şekilde dünyaya gösterildi. Türk silahlı kuvvetlerimizin sitesinde yayınlandı. Buradaki süreç 17 saniye. 17 saniyelik süreç içinde 2 uçak art arda geliyorlar. Aralarında 1,7 mil gibi bir fark var. Milliyeti belli değil. Bu uçaklar girdikten sonra öndeki tekrar uyarıyı alarak, çünkü 2 tane bizim F-16'larımız da bu arada kalkmış oluyor. O tekrar Suriye'ye dönüyor ve diğeri dönmemişken, uçaklarımız tarafından vurulmuş oluyor."

"Burada özür dilemesi gereken biz değiliz"

Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin stratejik olması nedeniyle olayın kendisini üzdüğünü ifade eden Erdoğan, "Biz herkesin yaptırım uyguladığı dönemde gıda noktasında, biz her türlü gıda ihtiyacını karşılayan bir ülkeyiz. Ama Suriye sürecinde maalesef farklı yaklaşımlarımız olmasına rağmen, bunun olmasını arzu etmezdik" dedi.

Anderson'ın "Rusya'dan özür dileyecek misiniz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada özür dilemesi gereken biz değiliz. Özür dilemesi gerekenler bizim hava sahamızı ihlal edenlerdir. Silahlı kuvvetlerimizdeki pilotlarımız kendi görevlerini ifa etmişlerdir. Angajman kurallarının ihlalinin gereğini yerine getirmişlerdir" ifadelerini kullandı.

"Rusya Suriye'de DAİŞ ile mücadele içinde değil"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'in "Türkiye'nin terörün iş birlikçisi" olduğuna ilişkin suçlamalarıyla ilgili bir soru üzerine, "Eğer Putin, bizim DAİŞ'le iş birliği içinde olduğumuzu söylüyorsa, çok büyük bir yanlış yapıyor. Biz şu anda tam tersini söyleriz. O da nedir? Rusya, Suriye'de DAİŞ ile mücadele içinde değildir. Tam aksine, ılımlı muhalifleri vurmaktadır"    

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: 

"Mesela dün bir açıklama yapıldı. Çok çirkin bir açıklama. DAİŞ'in petrolünü bizim satın aldığımız söyleniyor. Yani Rusya'daki yetkili ağızların bunu söylemesi çok çok çirkin. Bu bize karşı çok büyük saygısızlıktır. Kimse bizi DAİŞ'ten petrol alıyor diye itham edemez. Bunlar kaçakçılardır, bunları biz yakalarız ve el koyarız. Olayın aslı budur."

Paris'te yapılacak BM İklim Değişikliği Zirvesi'nde Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşüp görüşmeyeceklerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın olduğu gün Rusya tarafından görüşme talebinde bulunduklarını ve henüz geri dönüş yapılmadığını bildirdi.

Erdoğan, olay günü Putin'le görüşüp görüşmediklerinin sorulması üzerine de görüşmediklerini belirterek, "Onların bize daha sonra bir dönüşleri oldu. Yani 'NATO, BM, onlardan önce biz görüşmek isterdik' dediler" ifadesini kullandı.

​"Rus uçağı olduğu belli olmuş olsaydı uyarıların türü farklı olabilirdi"

Erdoğan, Fransız FRANCE 24 televizyon kanalına verdiği mülakatta da Rusya ile Türkiye arasında bir savaş tehlikesi olup olmadığının sorulması üzerine, "Bunu bir savaş sebebi olarak saymak mümkün değil. Bu tüm ulusların uluslararası camiada angajman kurallarının otomatik işlemesinin neticesidir" dedi.

Dumanbet Roboto, sans-serif;">"Eğer gelen uçağın bir Rus uçağı olduğunu bilseydiniz Türkiye'nin cevabı farklı mı olurdu? Eğer bir Rus uçağı bir kez daha Türk hava sahasını ihlal ederse yine indirilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bir Rus uçağı olduğu belli olmuş olsaydı belki uyarıların türü farklı olabilirdi. Bu uyarılar çok daha farklı bir zeminde ulaştırılarak, farklı yerler devreye sokulmak suretiyle bu hava sahası ihlalinin önü kesilebilirdi. Aynı şeyi Rusya için düşünelim. Herhangi bir ülke Rusya'nın acaba hava sahasını ihlal ettiği zaman, 'Hoşgeldin' der mi? Demez. Uyarılarını yapar. Uyarılara uyulduğu takdirde ne ala, uyulmadığı takdirde onlar da gereğini yapar."

"Sayın Putin henüz daha bana (aramama) dönmüş değil"

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'in olay sonrasında "özür dilenmesi gerektiğini de içeren" açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Sayın Putin henüz daha bana (aramama) dönmüş değil. Biz askeri ataşelerine, büyükelçilerine, dışişlerine çağırmak suretiyle, gerekli olan bilgileri, teknik bilgileri A'dan Z'ye vermiş bulunuyoruz. Böyle bir talep söz konusu değil. Bir defa böyle bir talepten önce bu olayı konuşmamız lazım. Bu olay niçin böyle oldu, neden böyle oldu, nasıl oldu? Ben olaydan bir müddet sonra kendilerini aradım ama o andan bu ana kadar henüz bize bir dönüş söz konusu değil."

Olaydan sonra Putin'in "Üzgünüz" demesi ve elini uzatması halinde Türkiye'nin hala Rusya ile işbirliğine devam edip etmeyeceği sorusu üzerine Erdoğan, "Tabii ki tokalaşmamız lazım, tabii ki yolumuza yine beraber devam etmemiz lazım. Birilerini tatmin etmenin gayreti içerisinde olmaya gerek yok." dedi.

DAEŞ’e karşı mücadele vermiyorlar

Erdoğan, "Şu anda Rusya, Suriye’de rejimle beraber hareket ediyor. Her türlü desteği veriyor. İran, her türlü desteği veriyor. Fakat DAEŞ’e karşı şu anda mücadele veriyorlar mı vermiyorlar mı bu önemli. Bakın çok açık, net söylüyorum. Vermiyorlar" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacılar için AB yardımı konusuna ilişkin olarak da şunları kaydetti:

"Son söylenen şey, 1 yıllığına 3 milyar avro gibi bir rakamın verileceği hususu ve bunun yanında tabii vizelerin kaldırılmasıyla ilgili bazı telaffuz ettikleri aylar var ki 2016’nın sonuna doğru diye bir yaklaşım var. Tabii bunlar bizim beklentimiz değil. Bunun bir an önce halledilmesi gerekir. Aralık ortasında da 17. faslın açılacağını ifade ediyorlar."

"Bütün mesele burada bu külfet paylaşımını birlikte yapmamızdır. Külfet paylaşımını ne kadar sağlayabilirsek bizim mültecileri kontrol altına almamız o kadar kolay olur" diyen Erdoğan, "Suriye tarafında terörden arındırılmış güvenli bir bölge diyorum. Şimdi oraya kuşkuyla bakarsanız. Peki Türkiye olarak ben ne yapacağım? Ben nereye kadar gelen mültecileri alacağım?" ifadelerini kullandı.