Anayasa değişikliği maddelerinin TBMM'de kabul edilmesinden sonra gözler Nisan'da yapılması beklenen referanduma çevrildi. Süreç içerisinde sosyal medya üzerinden 'evet' ve 'hayır' oylamasına yönelik propagandalar da başladı. 

Türkiye Gazetesi yazarı Rahim Er, bugünkü köşesinde kalema aldığı "REFERANDUMDA 15 TEMMUZ OYLANACAK!" başlıklı yazısında referandumun 15 Temmuz'un sandık hesaplaşması olduğunu belirterek, FETÖ'nün CHP, HDP ve bir kısım medyanın 'hayır' tavrıyla süreci fırsata çevirme içerisinde olduğunu belirtti.  


İşte Er'in yazısından satır başları: 


Derin ve büyük gerçeğin farkında olmak, gaflete düşmemek, rehavete kapılmamak, hissî davranmamak lâzım...

Nisan ayında yapılacak olan halk oylaması, zannedilmesin ki yalnızca Anayasanın değişecek 18 maddesine dairdir. Bu değişiklikle Başbakanlık kalkıyor, Cumhurbaşkanı icranın başı, Cumhurbaşkanı partili oluyor, askerî yargı sivilleşiyor, HSYK değişiyor, parlamenter sistemin yerini Cumhurbaşkanlığı alıyor vs.
Bunlar tamam.

Bunlarla Türkiye, kan tazelemesine gidecek. Devlet, daha hızlı ve güçlü çalışacak. Hepsi doğru. Ancak mes'elenin bir de diğer tarafı var. FETÖ terör örgütü ve onun doğrudan veya dolaylı iç ve dış destekçilerinin bir tek ümitleri kalmıştır. CHP, HDP ve bir kısım medyanın da değişikliğin karşısında yer almasıyla referandumu fırsata dönüştürme peşindeler. Hayal etmelerine göre evet oyları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın seçildiği  52'nin ve hele AK Parti'nin iktidar olduğu yüzde 49.5'in altında olursa hem Cumhurbaşkanını ve hem de iktidarı meşruiyet tartışmasına açacaklardır. MHP'li seçmenin de "evet" demesine rağmen böyle bir neticenin çıkması onların işine yarayacaktır.

Bu ihtimal var mı?

Asla yok!..

Ancak; bu iki ay içinde hatta belki yeni darbe teşebbüslerine kalkışmak dâhil, akla hayale gelmedik algı operasyonlarına girecek ve duyup işitilmedik fitneler çıkartacaklardır. Bunun için MHP'yi karıştırmak, ülkücülerin zihnini bulandırmak, AK Parti taraftarında çatlaklara yol açmak için yalan, dedi-kodu, iftira kirli propaganda... her ne lâzımsa yapılacaktır. Tekrar edelim ki Anayasaya hayır demekte FETÖ terör örgütü, PKK, CHP, HDP ve iç ve dış şer odaklarıyla bir kısım medya aynı çizgide  sıralanmışlardır.

Böyle bir beraberlik hesap dışı değildir. Açık ve net olarak söylemeli ki eğer 15 Temmuz 2016 darbe ve işgal teşebbüsü anlaşılır anlaşılmaz sn Devlet Bahçeli, sn Başbakan Binali Yıldırım'ı arayıp "seçilmiş Cumhurbaşkanının, seçilmiş Hükûmetin ve devletin yanında, darbenin karşısındayız!" demeseydi sn Kemal Kılıçdaroğlu, Yeşilköy Havalimanından darbecilerin izniyle ayrılıp Bakırköy'de kaldığı bir partilinin evinde saatler geçtikten sonra Obama üslubuyla ortadan bir darbe muhalefeti yapmazdı. HDP de partilerin darbeye karşı ortak beyannamesine imza koymazdı. Buna rağmen o hava bile "7 Ağustos Yenikapı Ruhu" denen bir aklı selim buluşmasına yol açmıştı.

Ama...

Şimdi herkes kendi fabrika ayarlarına dönmüş bulunuyor. CHP veya en azından bir kısım CHP'liler, yapılan Anayasa değişikliğinin fâni bir insan veya varlığı milletin tercihine bağlı bir iktidarla alâkalı olmadığını anlamalılar. Devlet, yeniden yapılanmakta. 40 yıllık bir bina bile mecburen yeniden yapılandırılırken yüzüncü yıl hazırlığındaki bir devlette yeniden yapılanma gerekmez mi? Türkiye'nin 2023'e yeniden yapılanmış, üstünden her türlü vesayet bakıyesini atmış olarak dipdiri bir şekilde girmesi millî hedeftir.

Bugün, ülkemizin diriliş ve yükseliş taraftarlarıyla, Büyük Türkiye peşinde olanlarla bu vatanı, bu toprakları sömürgeleştirmek isteyenler karşı karşıyadır.
Hadise tek başına Anayasa değildir.

15 Temmuz silahlı hesaplaşma oldu. Referandum ise sandık hesaplaşması olacak. İlki istiklâl hesaplaşmasıydı, sandıkta da istiklâl hesaplaşması olacak. Bu hesaplaşmada evet oylarının yüzde 60'ı aşması hele 65'leri bulması darbe ve işgalcilerle bölücülere ağır darbe vuracaktır.

Bu şuur.

Bu idrak..

Bu dipdiri ruh hâli ile sandığa gidilmeli.