Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Savaş Akçan, yurt içi gen kaynaklarından ıslah edip geliştirilen milli tohumlardan çeşitli alanlarda ciddi miktarda ihtiyacın karşılandığını belirterek, “Milli tohumculuğumuzun olmadığını, İsrail’e mahkum olduğumuzu söylüyorlar, ancak bunun gerçekle hiçbir ilgisi yok.” dedi.

TÜRKTOB ile Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği online basın toplantısında, tohumculuk ve tarımla ilgili çeşitli konular ele alındı.

ÇİFTÇİYE DESTEK ARTMALI

Akcan, bitkisel üretimin temeli ve hayvancılıkta da yem bitkileri üretiminin vazgeçilmezi ve en stratejik unsuru olan tohumlukların (tohum, fide, fidan) ve tohumculuk sektörünün öneminin daha iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Ülkemizde gıda güvencesi açısından kıtlık düzeyinde bir sorun yaşanmasını beklemiyoruz. Ancak belirsizlikler her alanda olduğu gibi tarımda da riskleri artırır. Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar salgının tarım ve gıdada olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik gerekli tedbirleri almaya devam ediyor. Burada önemli olan çiftçilerimizin daha çok gelir elde etmesini sağlayacak politikaların uygulanması, desteklerin artması ve çiftçilerimizin ürünlerinin değerinde satılacağını bilmesi.”

“YERLİ TOHUMLAR ISLAH EDİLİP GELİŞTİRİLİYOR”

Türk bitki ıslahçıları tarafından geliştirilen ve yerli firmalar tarafından üretilen tohumluk çeşitlerinin yabancı çeşitlere göre hiçbir eksiğinin olmadığını aktaran Akcan, “Yüzde 100 yerli ve milli olarak yurt içi gen kaynaklarından ıslah edip geliştirilen milli tohumlarımızdan, tahıl ihtiyacımızın yüzde 70’ini, baklagillerin yüzde 97’sini, çayır-mera ve yem bitkilerinin yüzde 92’sini ve sebzelerin yüzde 60’ını karşılıyoruz. Mısır, ayçiçeği, şekerpancarı, pamuk ve patates gibi tohumluk açığı olan ürünlerde de gün geçtikçe milli tohum çeşitleri artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Akcan, ulusal gıda egemenliğinin ön planda olacağı gelecek dönemde çiftçilerin milli çeşitleri kullanması gerektiğine dikkati çekerek, “Avrupa’da tarımsal üretimin yoğun yapıldığı ülkeler, aynı zamanda Kovid-19’dan en çok etkilenen ülkelerdir. Yaş sebze-meyve başta olmak üzere Avrupa’yı biz doyurabiliriz, destek olabiliriz. Ancak, bunun için her zamankinden daha çok üretmek zorundayız.” diye konuştu.