İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’daki “39” ilçede görev yapan 962 mahalle muhtarına, ‘Huawei’ marka cep telefonu dağıttığı ortaya çıktı. Fahiş miktarla düzenlenen İGDAŞ faturaları üzerinden de İmamoğlu’nun Tele 1 ve KRT gibi CHP’nin partizanlığını yapan televizyon kanallarına para ayırdığı belirtildi. Ayrıca ‘askıda fatura’ uygulaması ile İmamoğlu, milletten topladığı paraları tetikçi medya bütçesine aktarmış. ‘Hükümet yetkilileri bizlere yardım etsin, koronavirüs belediyeleri vurdu’ diyerek manipülasyon yapan İmamoğlu’nun ‘israf önlemek’ iddiası unutuldu. ‘Hani israfı önleyecektin’ diyerek İmamoğlu’na tepkiler çığ gibi büyüdü. İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde korona salgını nedeniyle ekonomik sıkıntı içindeki vatandaşlara yardım için ‘borçlandırma yetkisi’ istemişti.

TELE 1 VE KRT’YE SPONSOR: İGDAŞ

İBB Meclisi, korona salgını ile mücadele nedeniyle yakın geçmişte ‘olağanüstü’ toplanmıştı. Ekrem İmamoğlu’nun başkanlık ettiği oturumda 4.2 milyar TL’lik ‘borçlanma yetkisi’ istenmişti. Buna rağmen İmamoğlu’nun korona günlerinde borçlanma yetkisi isteyip muhtarlara cep telefonu hediye etmesi tepki getirdi. Vatandaşlar, “Bu düpedüz israf… İstanbul’un önceliği bu mu” diye isyan etti. İstanbullulara 1 aylık fatura kesmek yerine 45-75 gün arasında fatura çıkarıp, “kullanılmamış gaz” parasını tahsil eden CHP’nin yönettiği İBB’nin topladığı paraları ne yaptığı ortaya çıktı? ‘Tasarruf yapacağım’ diyerek Yenikapı’ya “korsan araçlar” dizen, milletten fitre toplayan, ölümcül pandemi günlerinde “Hastane yolu yapacak paramız yok” diyen İmamoğlu, muhtarlara 2,6 milyon liralık telefon yollarken; “askıda fatura” uygulaması ile milletten topladığı paraları da “KRT ve Tele-1” gibi taraflı yayın yapan televizyon kanallarına gönderdiği gün yüzüne çıktı.

TERÖRİSTLERE KOLLARINI AÇTI
31 Mart Seçimleri öncesinde ‘ahlâk ve şeffaf yönetim’ diyerek süslü cümleler kuran Ekrem İmamoğlu, usulsüz faturalar ile Kovid 19 Salgını Dönemi’nde İstanbullulara fahiş faturalar çıkarırken; bir anlamda İGDAŞ’ı Tele 1 ve KRT gibi yandaş kanallara sponsor yaptı. ‘Askıda fatura’ ile sözde dayanışma gösteren İmamoğlu, aslında toplumu sömürerek, ‘kullanılmamış gaz’ parası toplayıp İGDAŞ’ı da yolsuzluğu için kullanarak, bu yol ile “Tele 1 ve KRT” gibi partizan yayıncılık yapan sözde medya kuruluşlarını palazlandırdı.
CHP’nin elindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, öte yandan “kimlik siyaseti” ile birçok iştiraklerindeki binlerce savunmasız personeli, haksız ve hukuksuz uygulamalarla ‘işsiz’ bırakırken; yerlerine Kandil’in siyasi uzantısı HDP’nin ‘terörist sempatizanları’ ile doldurmuştu. Ekrem İmamoğlu, teröristleri öven kitapları ise belediye üzerinden satışa çıkarmış, bunun yerine millî dayanışma ve ülke bütünlüğünü savunan tiyatro oyunlarını ise sahneden çekmişti.

‘KORONAVİRÜS’ SUİSTİMALLERİ

Yine hükümet büyük bir dayanışma içinde korona ile mücadele ederken; Ekrem İmamoğlu, paralel ‘bağış kampanyası’ başlatarak, “hassasiyetleri” istismar etmiş, böylece kişisel reklam ve PR çalışması için harcadığı paraları yerine koymak istemişti. Ancak İçişleri Bakanlığı söz konusu istismar için yetkileri alarak, İstanbul Valiliği’ne devretmişti. 45 Liralık ‘bağış kolileri’ için 155 Lira isteyen İmamoğlu bir defa daha korona suiistimale girişti. Ancak burada da vatandaş duvarına çarptı. İhale bile edilmeyen bağış kolileri ile beceriksizliğini ve görevi kötüye kullandığını gösteren İmamoğlu, salgında gerekli olan hastanelerin yapımını da önce geciktirmeye sonra engellemeye kalkmıştı.

İSTANBULLULARI UMURSAYAN YOK

Ekrem İmamoğlu, Elazığ’da deprem enkazları önünde fotoğraf çektirip, Erzurum’da tatil yaparken; İstanbul’daki sel felaketinde de yine görüntü için Bodrum’dan gelip birkaç saat sonra geri dönmüştü. İki doğa olayında da insanların acılarını istismar eden İmamoğlu, korona salgını günlerinde ise ‘kalabalık otobüsler’ ile vatandaşları seyahat ettirerek, adeta ölümcül virüs için davetiye çıkarmış ve insan sağlığını ne kadar umursadığını göstermişti. İstanbul’da sefer sayılarını düşürerek, belediye otobüslerini garajda çürümeye terk eden İmamoğlu, tıkış tıkış yapılan seyahatler için de hükümet yetkililerini suçlayarak “organize kumpas” iddiasında bulunmuştu. Mahkemeye koşarak suç duyurusunda bulunan İmamoğlu’nun ihmallerini ortaya çıkaran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı sonrası İBB Meclisi’ndeki birtakım yetkiler, Cumhur İttifakı’na devredilmişti.

Kaynak: Diriliş Postası