Saygı da duymamış oluyor. Dolayısıyla içinde bir öfke oluyor. Onu böyle tüketici bir varlık gibi, bir et yığını gibi görüyor. Kadın sevilip sevilmediğini çok iyi bilir. Özellikle samimi olarak sevilmediğini çok iyi bilir. Bunu fark ettiğinde de tabii bir öfke meydana geliyor... Evlilikler, Allah için olmazsa, eşler birbirlerini Allah için sevmezse, ruhsal birliktelik, gönül birlikteliği, şefkat güzelliğine bağlı birliktelik, âhiret inancına bağlı birliktelik olmaz. Kadın ya da erkek o zaman bir meta gibi olur. Bir fiziksel eğlence vasıtası ve bir oyuncak haline gelir. Oyuncaktan bıkılınca da değiştirme başlar. Batı dünyasında boşanmalarının çok yüksek olmasının sebeplerinden birisi de dünyevî olan evliliklerden bir müddet sonra bıkılması, mânevî, uhrevî bir yönün, Allah ile bir bağın ya hiç bulunmaması ya da doğru bir şekilde olmamasıdır. Ailede sevgi şartsız olmalıdır. Şartsız sevginin illeti yine sevgidir. Şartlı sevgi “şöyle davranırsan seni severim, böyle davranırsan seni sevmem” mesajını verir. Şartsız sevgi “seni, sen olduğun için, Allah rızâsı için seviyorum”der. Bu sevginin artması ve devamı için yakın ilgi, güven, sabır, hoşgörü, güleryüz, güzel söz, iyi davranış ve hediyeleşmek de gerekir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “Din kardeşini (eşini) seven kişi, ona sevdiğini bildirsin.”4 Sakın sevginizi göstermekle değerinizi kaybettiğinizi sanmayın, aksine eşinize sevginizi göstermekle onun gözündeki değeriniz kat kat çoğalacaktır. Evde onu seven ve bekleyen birinin olduğunu bilen bir erkek, biran önce eve varmak için sabırsızlanır. Yunus Emre’nin dediği gibi: “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” dür. Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mümin ise, erkek olsun kadın olsun eşini Allah için sever. Peygamberimizin (s.a.s.) tavsiyesine uyarak, “dindar olan bir eşi” tercih eder. Allah için sevginin başlangıcı budur. Allah için sevgide eşler birbirine emanettir. Amaç dünya ve âhiret mutluluğudur. Batılının keşfedemediği bir durumdur bu. Allah için birbirini seven eşler bilirler ki, imanla kabre girerlerse cennette birlikte olacaklar. Ebedi bir şekilde birlikte olacaklar. Konuyla ilgili olarak Yüce Allah bir âyet-i kerimede, “Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz”  (Zuhruf, 43/7) buyurmaktadır.  Eşler birbirlerini Allah için sevdikleri zaman yalnızca bu dünyada belirli bir süre birlikte olacakları kişiler olarak bakmazlar birbirlerine. Aynı zaman da âhirette de birlikte olacakları ebedi dostları olarak görürler eşlerini.  Bu nedenle sevgileri daha köklü ve güçlü olur. Böylece aileler dünya ve ahirete mutlu olurlar.

2- Saygı

Eşler arası ilişkilerin sağlıklı yürümesi için sevgi gerekli; ama onu yıpratmamak, tüketmemek, ayağa düşürmemek için saygı da gereklidir. Saygı, eşimizin onurunu koruma, değerlerini ve tercihlerini göz önünde tutma, hakkına ve hukukuna dikkat etme, çevresindekilere değer verme hassasiyetidir. Saygı, karşındakinin varlığını göz önünde bulundurma, sana yapılmasını istemediğini ona yapmamandır. Saygı; ince, kibar, seviyeli ve medeni davranmayı, hak ve hukuka riayet etmeyi gerektirir. Bunun için saygılı bir insan eşine kaba davranmaz, onun düşüncelerini hafife alamaz, onu hiçbir konuda rencide etmez, tarzını ve tavrını aşağılayamaz, değerlerini küçümseyemez, akraba ve çevresini reddedemez. Eşine saygılı olan “hem severim, hem döverim” anlayışını da benimseyemez.