Hz. Peygamber, devamlı güler yüzlü ve güzel sözlü idi. Herkesle iyi geçinirdi. İnsanlara çok iyi davranırdı. (Müslim, Fedail 53) Hz. Peygamber, hayatı boyunca çevresine, arkadaşlarına ve insanlara karşı hep yumuşak davranmış ve onları kırmamaya özen göstermiştir. Enes (r.a.)’dan. “Peygamber (s.a.v.)’e dokuz yıl hizmet ettim; yaptığım bir iş için: ‘neden böyle yaptın?’; Yapmadığım bir iş için de: ‘Şöyle şöyle yapsaydın ya!’ demedi.” (Buhari, Edeb 39). Hz. Ali (r.a.) Hz. Peygamber hakkında şöyle der: Dünya ve dünyalık hiçbir şey O’nu öfkelendiremezdi (şahsı için, dünyevî şeyler için kızmazdı). Hz. Peygamber, insanlarla iyi geçinmiş, onlara güler yüzle muamele etmiş ve onlara tatlı sözlerle karşılık vermiştir. Ashabını da bu konuda uyarmış, müslümanı çevresiyle iyi geçinen, kendisi ile hoş geçinilebilen, diğer insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimse (Müslim, İman, 66) olarak tarif etmiştir. Hz. Peygamber insanlara çok iyi davranır, onları üzecek söz ve davranışlardan kaçınırdı. Aynı hassasiyeti aile bireylerine ve akrabalarına karşı da göstermiştir. Kur’an-ı kerim’in “Onlarla iyi geçinin.” (Nisa, 4/19) emrini aile hayatında da en güzel şekilde uygulayan Hz. Peygamber, bizlere de güzel örnek olmuştur. Hz. Peygamber, örnek bir aile reisi idi. O, hanımına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da çok şefkatli bir baba idi. Enes b. Malik şöyle demiştir: “Aile fertlerine Hz. Peygamber’den daha fazla merhametli (güzel geçinen) bir kimse görmedim.” (Müslim, Fedail 63) Hz. Aişe, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in evde ne yaptığı sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Ev halkının hizmetini yapar ve ev işleriyle uğraşırdı. Ezanı işitince de namaza giderdi.” (Buhari, Ezan 44) Allah Teâlâ Şöyle buyurur: “Kadınlarla iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19) “Peygamberimiz (s.a.v.) de şöyle bildirmektedir: “Sizin en hayırlınız, hanımlarına en iyi davrananızdır. Aile halkına iyi davranma konusunda sizin, en hayırlınızım.” (İbn Mace, Nikâh 50) buyurarak hanım ve çocukları ile iyi geçinenleri ve onlara güzel davrananları övmüş ve bu konuda kendini model olarak göstermiştir. Hz Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “İnsanlarla güzelce geçinin.” (Tirmizî, Birr, 55) “Mü’min ülfet eden (insanlarla iyi geçinen) kişidir. İnsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisi ile geçinilmeyen kişide hay›r yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, II, 4, 5) Mü’min; insan haklarına saygılı olan, bütün insanları Allah’ın kulu olarak gören, geçimli ve uyumlu, insanlara yol gösterici, birleştirici, tefrika ve ayrılıklara pirim vermeyen uyanık insandır. Mü’min; alçak gönüllü, Müslümanlara merhametli, insanlar için hayırlı, her işinde Allah rızasını gözeten insandır. Güzel geçimli olabilmek iyi ahlaklı olmayı gerektirir. Güzel geçim güzel ahlâktır. Güzel ahlâkın temeli tevazudur. Tevazu, ailede, işte, cemiyette ve her yerde güzel geçim için vazgeçilmez bir ahlâktır. O elde edilmeden gerçek huzur bulunmaz. Peygamberimiz, “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” (Müslim, Cihâd, Hds. 1732) buyurarak, insanlarla güzel geçim için hayatı zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı olmamız gerektiğini vurgulamaktadır. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de, Rasûlünü şöyle tanımlar: “Allah’tan bir rahmet eseridir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer sen huysuz ve katı kalpli birisi olsaydın, muhakkak onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i İmrân, 3/159) Bu ayet, Hz. Peygamber’in hoşgörü ve iyi geçim konusundaki hayat prensibini ortaya koymaktadır. Onun son derece hoşgörülü, yumuşak huylu ve toleranslı davranışıdır ki, etrafında bir sevgi seli meydana getirilebilmesine vesile olmuştur. Hz. Peygamber engin bir hoşgörüye sahipti. Hoşgörüsü bireysel ve toplumsal ilişkilerde karşılıklı anlayışın oluşmasına yönelikti. O; ailesi, komşuları, arkadaşları ve çevresindeki bütün insanlara çok iyi geçinirdi. Bizler de hayatın her alanında, Hz. Peygamberi örnek alırsak dünyamız mutlu ahiretimiz cennet olur!