Sukuk adı verilen kiralama senetleri son birkaç yıldır devlet tarafından işleme sokulmuş olup bu konuda İslami otoriteler tarafından “faiz” ile aynı kapsamda değerlendirilmektedir. Katılım bankaları da sukuk fonlarına iştirak ederek faiz tuzağına düşmüyor mu?

Evet, sukuk denilen kiralama senetleri tam da denildiği gibi faizin çirkin bir şekilde üstünün örtülmeye çalışıldığı bir aldatmacadır. Bütün dünyada Müslümanları aldatmak üzere uygulamaya sokulmuş çirkin bir faiz tezgâhıdır. Maalesef kamu kurumları ve devlet bu tuzağa batmıştır.

Ülkemizde yüzde 19 civarında bir enfl asyon var. Paramızın değeri bu oranda düşüyor. Bu nedenle enfl asyon oranı kadar faiz alınıp verilse haksızlık olur mu? Enfl asyon geçmişle alakalıdır. Faiz ise gelecekle alakalıdır. Yarının ne olacağını kimse bilemez. Bu nedenle belirli bir paranın geçmişte yaşanan değer kaybının faiz ile düzeltilmesi diye bir değerlendirme yapılamaz. Sapla samanı karıştırmamak gerekir. Faiz bütün dinlerde hatta Yahudilerde dahi yasaktır. Sermaye sahiplerinin zayıf insanları ezmesine yol açmaktadır.

Birçok siyasi ve ideolojik görüşlere göre de yasaktır, çirkindir. Bankacılığı yıkmak mümkün değildir. Bunun telafisi olmaz. Aynı Afganistan gibi yatırımlar için para bulamayız. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, büyük devletlerin sermaye girişlerine muhtaçtır. Bankaları kaldırınca kaos meydana gelmez mi? 45 Yıldan beri devam eden faizsiz bankacılık ortada duruyor iken “kaos çıkacak” denilmesi çirkin bir aldatmacadan ibarettir. Asıl tuhaf olan vatandaşlarını koruması gereken devletin bankalar aracılığı ile faiz alıp-vermesi ve tefecilik yapmasıdır.

Türkiye’nin en karlı kuruluşları arasında devlet bankaları en ön sıralarda yer almaktadır. Bu ise sosyal devlet ilkelerine tamamen zıt bir politika anlayışıdır. Evet, yabancı sermayeye ihtiyacımız var. Fakat “sıcak para” adı verilen bono ve devlet tahvilleri ile yüksek faiz vermek yerine; yabancıları ülkemizde yatırım yapmaya teşvik eden sistemler ülke menfaati için daha iyidir.

“Melek yatırımcı” adı verilen girişimcileri devletin desteklemesi sıcak para girişlerinden çok daha faydalıdır. Zekât yerine Müslümanlar vergi verse daha iyi değil midir? Hem de bozuk olan gelir dağılımı zekât kurumu sayesinde nasıl düzeltilecek? 1400 Yıldan beri Müslümanlar çok iyi bilirler ki; zekât, malda berekete yol açmaktadır. Zekâtı verilmeyen mal ve paranın hiçbir bereketi yoktur.

Vergi ise başka bir şeydir. Devletin kamu harcamaları için yaptığı hizmetten aldığı zorunlu kesintilerdir. Vergi gelirleri çok olsa dahi zekât kurumu işletilmeden gelir dağılımının düzeltilmesi zordur. Zengin kişiler ile fakir insanlar arasında düşmanlık duygusunu önleyen en önemli işlev; zekâttır. Zekat sayesinde sosyal barış meydana gelir, başka türlü olmaz. Kadınlar ailenin geçimi ve hayat pahalılığı nedeniyle çalışmak zorundadır.

Sadece erkeğin çalışması ile maişet mümkün olabilir mi? Kadınlar zaten çok çalışmaktadır. Çocukların ve evin ihtiyaçları için çoğu zaman erkeklerden daha fazla emek vermektedirler. Çalışan kadınların masrafl arı ise aldıkları maaş kadar hatta bazen daha fazla olabilmektedir.

Daha önemli olan husus ise anne şefkati ve sevgisi ile büyüyemeyen çocuklar topluma zararlı bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadırlar. İslam dininde kadınlar eşleri tarafından çalışmaya zorlanamaz. Fakat isterler ise çalışabilirler. Herhangi bir yasaklama yoktur, vesselam…