c) Son Çocukluk Dönemi (Kızlarda 6-11, Erkeklerde 6-13 Yaş)

Kızlarda 6-11, erkeklerde 6-13 yaşları arası döneme son çocukluk veya ilkokul çocukluğu dönemi denmektedir. Bu dönem, çocuğun aile yuvasından çıkıp dış dünyaya açıldığı, toplumsal çevreye iyice karıştığı çağdır. Bu dönem çocuğu, oyun çocuğu gibi canlı ve hareketlidir; Bu dönemde çocuğa seviyesine uygun, gerekli eğitim ve dinî bilgiler verilmelidir.

d) Ergenlik Dönemi (Kızlarda 11-12, Erkeklerde 13-15 Yaş)

Bu dönemdeki bedensel gelişim,  bir anlamda duygusal, sosyal ve zihinsel olgunlukların temelini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle ergenlik, biyolojik değişmeyle başlar ve bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişmeyle son bulur.

1- Ergenlik Dönemi (Kızlarda 11-12, Erkeklerde 13-15 Yaş)

Gençlik çağının başı ergenliktir. Ergenlik dönemi, insan hayatının en fırtınalı, en bunalımlı dönemidir. genliktir. Bu dönemin başlangıcı kızlar için 11, erkekler için 13 civarıdır ve 21 yaşına kadar sürer. Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan büyük gelişimin olduğu çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir.

Gençlik çağını birkaç evreye, ya da alt döneme ayırabiliriz. Hızlı büyüme ve cinsel uyanışın olduğu 11-15 yaşlar arası ergenlik ya da ilk gençlik olarak bilinir. Olumsuz davranış ve tepkilerin yoğun olduğu evredir. 15-17 yaşlar arası, çekingenliğin ve kendine güvensizliğin belirgin olduğu delikanlılık evresidir. 17-21 yaşlar arası kendine güven ve gösterişin ağır bastığı delikanlılık evresi, 21 yaş ile 25 yaş arası da uzamış gençlik çağı olarak değerlendirilir. Ortaokul yıllarına denk düşen ilk gençlik ya da yeni yetmelik yıllarında, cinsel uyanışla birlikte yeni ruhsal özellikler ve davranışlar kendini gösterir. Dengeli ve uyumlu ilkokul çocuğu gider, yerine oldukça tedirgin, güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir genç gelir.

2- Gençlik Çağının Önemi

Gençlik çağı oldukça fırtınalı bir dönemdir. Ancak kimi gençte bu dönem sıkıntılı geçer, kimisi de daha az çalkantı ile atlatır. Günümüzde gençlik, birçok sorunla karşı karşıyadır; hayalcilik, özenti, kimlik bunalımı ve kendini tanımama. Bencillik, idealsizlik, cinsellikle ilgili aşırılıklar ve marka düşkünlüğü. Ayrıca manevî değerlerin azalması, ahlâkî çöküntü, uyuşturucular, fanatizm ve kötü alışkanlıkların kazanılması, zararlı yayınlar. Aile ile geçimsizlik, okul hayatı ve şiddet. Karamsarlık, can sıkıntısı, güvensizlik, işsizlik ve gelecek kaygısı. Başkaları ile sağlıklı iletişim kuramamak, meslek ve eş seçimi. Televizyon, bilgisayar, internet  ve instagram,  twitter, facebook bağımlılığı gibi durumlar, günümüz gençliğinin temel sorunları olarak görülmektedir. Günümüz gençliğinin en önemli sorunu,  yaratılış gayesinden habersiz olmalarıdır. Gençlik, bir nevi belirsizlik, arayış ve şekillenme dönemidir. Gençler arasında yaygın olarak kullanılan, “hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun”, “atın ölümü arpadan olsun”, “gençliğini yaşayacaksın!” gibi sözler, kural tanımazlıklarını meşrulaştırmaya yönelik olumsuz beyanlardır.

Gençlik; aşk,  para, eğlence ve top peşinde koşmakta ve bunlarla kendini ispatlama çabasına girmektedir. Zira insana verilen ömür, geri dönüşümü olmayan bir fırsattır. Yaratılış gayesinden uzak sorumsuzca bir hayat yaşayan gençler, kötü ve zararlı alışkanlıklar edinmektedirler. Böylece hem kendilerine, hem de başkalarına zarar vermektedirler. Ergenlik çağındaki bir gence ailesinin yapabileceği en büyük yardım; onu anlamak, sorunları konusunda yanında olduğunu hissettirebilmek ve ona güzel örnek olmaktır.  Ancak, ne var ki bu dönemde anne-baba ile genç arasında birtakım problemler çıkmaktadır. Problemlerin çözümü ise, ebeveyn ile ergen arasında etkili ve sağlıklı iletişim kurulmasından geçmektedir. Karşılaşabileceğimiz olumsuzluklarla baş edebilme imkânını ve her şeye rağmen hayatta kalabilme, mutlu ve huzrlu olma gücünü bize yalnızca Allah ve âhiret inancı verebilir. Bu inancın gereklerini gençlik döneminde yerine getirebilmenin ayrı bir önemi vardır.