Kimi yüz yaşında kimi elli kimi de sadece on beşinde. Zaman sen ne zalimsin. Her gün kendi kendime sen artık büyüdün mızmızlanma böyle diyorum. O zamanlar bilmiyormuşum, büyüsekte hep çocuk kaldığımızı bir yerimiz acısa yine de ağladığımızı. Hep güçlü olduğunu düşünürdüm annenin, babanın, amcanın, dedenin. Hiç bir şeyden korkmazlar her zorlukla baş ederler, dağları bile delerler zannederdim. Meğer insanoğlu yaş aldıkça korkuları çoğalırmış, tehlikelerin, hayal kırıklıklarının farkına daha çabuk varırmış. Duygusallığı zirvelerde yaşarmış. Gelecek kaygısı ne olacağım korkusu peşini bırakmazmış. Halbuki ben sadece balonum uçtuğunda ona kavuşamayacağım korkusunu yaşamıştım çocukluğumda. Çocuk olamazsın belki ağlamak istersin ağlayamazsın koşmak istersin koşamazsın. Ama çocuk hissedebilirsin kendini. İçinde öylece duran çocukluğu çıkar artık. Biliyorum bir köşende duruyor... Elma şekeri, pamuk şekeri yemek istiyorum ben ama çocukluğumdaki gibi lezzetli. Kırmızı şapkam olsun, kırmızı rugan ayakkabılarım hani o bayramlıklarım gibi. Gülmeyin bana derdim sadece elimden düşen elma şekerim benim. Ağlasam kim göz yaşlarımı siler kim öper yanaklarımdan. Uçurtma uçurtsam kızar mısınız bana, ellerimle yapacağım gazete kağıdından. En tepelere çıkıp bırakacağım öylece... Gevezelik yapıp herkesi susturacağım, canından bezdireceğim istediğimi elde edemeyince. Evcilik oynayacağım, resim yapacağım, sıkılınca koltuk tepelerinde zıplayacağım sonra da olduğum yerde sızıp uykuya dalacağım. Yaş sadece bir sayı olgunluksa benim tercihim, ben büyümeyen çocukluğu seçtim. Güçlü değilim evet her derdin üstesinden gelemem ben... Hayata nasıl bakarsan öyle gider boş ver gitsin büyümek zorundamısın hissettiğin yaşta ol ben hissettiğim yaştayım ufacık bir çocuğum. Her günümü eğlenceli bitmeyen merakımla yaşıyorum. Uyandırma zaman rüyalarımdan hayallerimden beni. Öfkem çok sana dertlerimi çoğaltıp beni büyüttüğün için... Evet istemesekte kaçamayacağımız bir gerçek var zamana karşı koyamıyoruz ama onu yaşanılır bir hale getirmek bizim elimizde, içimizdeki çocuğu öldürmeyelim sakın. Sen hiç büyümeyecek misin diyenlere kulak asmadan umarsızca yaşayalım. Günümüzü zehir eden bizi dipsiz kuyulara hapseden herkesten uzaklaşalım. Güzeli görmek isteyen güzeli görür zaten . Boş nasihatlere artık kulaklarımız tıkalı. Çok iyi öğretmediniz mi büyüyünce ne olacağımızı. Sen çocuksun daha dur, büyüyünce yaparsın yüksek sesle konuşma ayıplarlar, çok gülersen ağlarsın sonra bak. Özgürlüğümüzü almak istediniz elimizden. Ben büyümedim çocuğum hala. Dertse dert çözülür elbet. Bir ölüm var her şeyin sonunda başka ne varki. Çocuklar gibi masum bir hayatı seçtim ben. Ses etmeyin. Hep dimdik ayakta olmak istemiyorum, çocuğum ben. Düşerim de kalkarım da gülmesini de bilirim ağlamasını da... Ne kadar yaşarsan hissettiğin kadar mutlusun. Dolu dizgin hür ve mutlu yaşa yüz yaşında da olsan hissettiğin yaşta olmaktan utanma . Pembe giyin istersen de yeşil. Gülmek istiyorsan kahkahan avazın çıktığı kadar olsun. Unutma hayat senin tercihin Allah ın verdiği ömrü istediğin gibi yaşayabilirsin. Sen masum olanını seç kırmadan, kızmadan, darılmadan . Dürüst ol, yardımsever ol, iyimser ol. Yetmez mi? izin verme kimsenin seni üzmesine. Mutlu ol, huzurlu ol, çocuk ol ....