Giriş 
Nakşetmek, kumaş üzerine renkli iplikler, sim, sırma vs. kullanılarak el ve makineyle yapılan çeşitli cins ve renkte iplik pul, boncuk gibi yardımcı malzemelerle değişik zemin üzerine işlenen süsleme, nakış...
Ciltli kitap kapakları üzerine basılan oyuk ve kabartma odaların duvar ve tavanlarına yapılan değişik şekil ve motiflere de nakış ismi verilmektedir...
İşleme sanatı tarihi çok eskilere dayanan bir süsleme sanatıdır. Diğer el sanatlarımız gibi işlemelerde insanların günlük ihtiyacı karşılığı doğmuştur. Nakış, öncelikle dikiş olarak ortaya çıkmıştır. Zamanla hayal gücü kullanılarak ve yayılarak günümüze ulaşmıştır. İki parçayı birbirine ekleme, düz bir dikişi bile dekoratif anlamda yapma fikriyle gelişmiş bir sanat dalıdır.

Hz. Âdem’den Günümüze Sanat 
İlk peygamber Hz. Âdem zamanına kadar ulaşmaktadır. O zamanlar insanların kendine has nakışları yapılan tarihi araştırmalarda ve kazılar neticesinde ortaya çıkmıştır. Kabileler birbirini nakış şekillerinden tanırlarmış. Her kabilenin kendine has nakış mevzuları vardır. Bu özellik asırlardan beri kendisini koruyarak gelinlik genç kızların çeyizlerinin arasına girmiştir.
Özellikle Selçuklu zamanında bu sanatımız çok gelişmiştir. Osmanlı’nın doğuya yaptığı seferler sonrasında nakışta büyük bir değişim yaşanmıştır.
Nakış ustalarının keşfedilmesi Osmanlı nakışına yepyeni üsluplar ve biçimler katmıştır. Nakkaşhaneler kurulmuş, bu nakkaşhanelerde nakkaşbaşının emrinde çalışan nakkaşlar, kitapların minyatürize edilmesinden, cami ve sarayların boyanıp süslenmesine kadar her türlü süsleme ve bezeme faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Nakış sanatı böylece Osmanlı’da profesyonel bir anlamda icra edilmeye başlanmıştır.
Ülkemizde kadının konuşan dili olan el nakışında da durum aynı. Renklerin ve desenlerin, türlü türlü duygunun dile gelmiş hali olduğunu söyleyebiliriz.
 Koyu renkler karamsarlığı ve içe kapanıklılığı, açık renkler ise sevinci, mutluluğu simgeler. Desenlerde ise laleler Allah’ın birliğini ve tekliğini, gül motifler ise Allah’ın Resulü Hz. Muhammed’i (s.a.v) simgeler. Bunun gibi birçok rengin, simgenin ve şeklin farklı anlamları vardır.

 Aklın Sessizliği, Gözün Musikisi, Kadının Gönül Dili Sanatımız
Giyim, havlu masa örtüsü vb. süslemeleridir. Bunları işlerken çapraz ve yarı çapraz olarak işlenir. Bu sanatımızda özel beceri gerekmez. Fakat özel iğneler ve malzemeler gereklidir.
Türk nakışçılığında pirinç, bakır, kalay gibi metallerden çekilerek altın ve gümüş yaldızı vurulup ipliklere sarılmış tellerden yapılan nakışlar da vardır. Bunlardan meydana gelen nakışlara ‘’sırma, sim, sarma’’gibi isimler verilmektedir. Nakış, dikiş, tentene ve işleme gibi sanatlar sabır isteyen işlerdir. Bunların yapıldıkları yerler sağlığa elverişli olmalıdır. Işık, ısınma, havalandırma, temizlik gibi hususlara dikkat edilmelidir.
Bunlarla beraber kullanılacak aletlerin masa, makas vb. hepsi el altında bulundurulmalıdır.
Nakışta kullanılan kumaş çeşitleri: Patiska, keten, etamin, kanaviçe, opal, goblen, tela, çuval, saten, tafta, organza, tül, şifon, jorjet, paten, kadife ve ipektir.

Nakış Sanatında İpliğin Önemi Büyüktür 
Nakışçılıkta kumaş kadar kullanılan iplik ve kalitesi de çok önemlidir. İpliklerin aynı kalınlıkta, pürüzsüz, az bükümlü, sağlam, esnek olması, parlak olması, boyasının renk atmaması aranan önemli özelliklerdir.
 Nakış işinde; pamuk, keten, ipek ve naylondan yapılmış iplikler kullanılır. Nakış yapımında kullanılan iğneler ve diğer malzemeler içinde iğne, nakış işinin en önemli malzemesidir.

Sonuç 
Bu çok köklü olan sanatımızın bunlar gibi birçok malzemeleri ve manaları vardır. Günümüzde de devletimizin desteğiyle bu sanatımızın eğitimi verilmektedir...
 Sevgiyle kalın değerli okuyucularımız...