Bu başlık, 7 Aralık 2019 tarihli Yeni Şafak Gazetesi’nin manşeti. Devam ediyor “Türkiye’deki bağımlılarla ilgili hazırlanan rapor korkuttu: 2 milyon alkol, 2 milyon sanal kumar, 3 milyon teknoloji ve 1 milyon 300 bin uyuşturucu madde bağımlısı var.”
Bu rakamlar burada kalacak mı? Hayır! Sürekli artarak devam edecek. Çünkü bunlar demokratik yaşamın bir gereği.  Bunlar demokrasilerde bireysel bir tercih olarak değerlendirilmekte ve demokratik bir hak olarak görülmekte, yasal düzenlemeler ile koruma altına alınmaktadır.
Günümüz demokratik/modern insanın anlayışında ve inancında, nefsine tâbi olmak ve haz peşinde koşmak özgürlük olarak algılanmaktadır.
Demokratik yönetimlerin yönlendirdiği ve etkilediği dünyamızda, alkol tüketimi, uyuşturucu ve kumar bağımlılığı, hak ihlalleri, ahlaki yozlaşma en çok, toplumların en savunmasız kesimi olan gençleri ve çocukları etkilemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araştırmalarına göre, cinayetlerin %85’i, tecavüzlerin %50’si, şiddet olaylarının %50’si, trafik kazalarının %60’ı, kadına şiddet olaylarının %70’i, alkollüyken işlenmektedir. Neticede alkol tüketimleri arkalarında, milyarlarca maddî kayıp, trafik kazaları, yıkılan yuvalar, parçalanmış aileler, cinayetler ve kaybedilmiş yaşamlar bırakmaktadır.
Ülkemizde de bu olumsuzlukların yaygınlaşmasında birçok etken olmakla birlikte hükümetlerin yanlış politikaları da çok etkili olmaktadır.
14.3.2014 tarihinde, Binali Yıldırım, Fatih Altaylı ile yaptığı televizyon programında diyor ki; “Biz iktidara geldiğimizde Tekirdağ’da 2 rakı fabrikası vardı, şimdi 18 tane var. Bir rakı markası vardı, şimdi 7 marka oldu.” diyor.
AK Parti tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Nihat Zeybekçi, Şubat 2019 tarihinde şarap üretiminin desteklenmesi gerektiğini belirterek “Bu bir üründür, bir sanayidir, bir ticarettir, bu bir ekonomidir. Sonuçta ben dini kimliği olan bir müftü değilim. Diyanet İşleri Başkanı değilim. Orası beni hiç ilgilendirmez.” dedi.
Gelelim kumara.
İslâm Dininde yasak olan kumar, başkasının malını haksız yere almaktır ve toplumsal bir felâkettir. İnsanlığın geleceğini karartan bir sektördür. Demokratik ülkelerde kumarı,
belirli kurallar içerisinde oynatmak ve oynamak serbesttir.
Demokrasilerde devlet, vatandaşıyla hem kendisi kumar oynar hem de özel sektöre kumar oynattırarak vatandaşına saldırır. Halkın beynini kirletir, bağımlı hale getirir, psikolojisini bozar, yuvaları yıkar, alkole alıştırır sonunda da suça teşvik eder.
İnternetin, akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil cihazların çok hızlı yaygınlaşmasıyla, bir de uluslararası online kumar endüstrisi oluştu. Bütün dünyada önlenemez bir şekilde büyüdü ve yaygınlaştı. Artık herkes oturduğu yerden mekân ve zaman sınırlaması olmadan, sanal kumar oynattırabiliyor ve oynayabiliyor.
Neticede dinî, ahlaki, manevî, ailevî, toplumsal ve bireysel açıdan çeşitli sorunlara yol açan kumar ülkemizde de hızla yaygınlaşmaktadır.
Hükümet bununla ilgili gerekli önleyici tedbirleri alması gerekirken, özelleştirerek aksine yaygınlaşması için bütün yolları açmaktadır.
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı “İddia” olarak bilinen şans oyunlarını tüzel kişilere yaptırmak için başarısız iki denemeden sonra nihayetinde 11 Şubat 2019 tarihinde 3. defa ihaleye çıktı.
Bu ihaleye iki firma katıldı. Bunlardan biri İnteltek (Turkcell-Intralot ortaklığı), ikincisi Şans Girişim grubu (Demirören Grubu-Scientific ortaklığı).
Bu ihalenin ikinci oturumunda Şans Girişim Ortaklığı (Demirören-Scientific Games) ihaleyi aldı. Scientific Games, Las Vegas merkezli bir kumar şirketi.
Medya haberlerine göre yenilikleri de beraberinde getirecek. 
Güncellenen ve artan bahis seçenekleriyle oyun cazibesi yükselecek, oynayanların da daha fazla keyif alacağı bir platforma dönüşecek. Yani kısaca oyuncunun kumara bağımlılığının artması için her şey yapılacak.
Teknoloji ve uyuşturucu bağımlılığı da ayrıca incelenmesi gereken başlı başına bir sorun.
Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruluyor ki:
“Ey imân edenler! içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktirler. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” (Mâide, 5/90)
Bizim Müslümanlar olarak en önemli sorunlarımızdan bir tanesi, uğruna savaştığımız değerleri iktidar uğruna göz ardı etmemizdir. Artık, ne olursa olsun iktidarda kalma psikolojisinden bir an önce kurtulmamız lazım.