Allah yeryüzünü gözle görünmeyen çok küçük askerleri ile şekillendirmektedir. 14. Yüzyılda ortaya çıkan “kara ölüm” adı verilen veba salgını, Batı dünyasında çok büyük değişiklikler meydana getirmişti. Feodalitenin çözülmesi ve ücretli sistem bu salgın hastalıktan sonra meydana gelmişti. 1918 Yılında yaşanan “İspanyol Nezlesi” ise dünyadaki dengeleri alt üst etmiş Birinci Dünya Savaşının sona ermesine yol açmıştı. 2019’da Çin’de başlayıp bütün dünyaya yayılan Korona virüs salgınında benzer şekilde büyük değişimlere sebep olacağı düşünülüyor. Bu görüşü teyit eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Allah’ın izniyle Koronavirüs’le savaşı elbette kazanacağız. Ardından da yeni bir dünya gerçeğiyle karşı karşıya kalacağız. Bu nedenle, bir taraftan mücadelemizi sürdürürken diğer taraftan da salgın sonrası dönem için hazırlık yapmalıyız" ifadelerini kullanmıştı. Gerçekten de salgın esnasında alınan tedbirler gereğince davranış kalıpları büyük oranda değişmiştir. İnsanlar işyerlerinden çalışmak yerine evlerinden çalışmaya başlamış eğitim kurumları bütünüyle terk edilerek internet aracılığı ile evlerden dersler yapılmasına başlanmıştır. Sosyal, siyasi ve ekonomik alanda da büyük değişimler beklenmektedir. Devletler arasında cereyan eden savaşlar dahi bu sağlık krizinden etkilenmiştir. Zira ortaya çıkan işsizlik ve kademe kademe ilerleyen ekonomik kriz; bir daha eski dünya düzenine dönülmeyeceğini göstermektedir. ABD ve rakibi olan Çin’den başka ülkeler de yarının dünyasında söz sahibi olacaktır. Ne kadar devam edeceği belli olmayan Korona krizini en iyi yöneten ülke ve toplumlar bu durumdan karlı çıkacaktır. Milyonlarca işyeri kapanırken yeni dünya gerçeğine ayak uyduranlar ayakta kalacak ve söz sahibi olacaklardır. Salgın hastalıkla yapılan mücadele ve savaş sonrasında ekonomik ve sosyal hayatta çok büyük değişimlerin baş göstereceğini düşünebiliyoruz. Daha önce hayal deyip üzerinde durulmayan fikirler, şimdilerde tatbik safhasına girmeye başladı bile. Öyle ki çalışma hayatında bunun karşılığı çok büyük ölçekte görülecektir. Şirketlerin evden çalışmaya alıştıktan sonra tekrar eski usule bir daha geri dönmeleri biraz zor görünüyor. Şöyle düşünmeye çalışalım. Eskiden yüzlerce insanın çalıştığı işyerlerinde muazzam bir insan trafiği meydana geliyordu. İnsanlar sabahın erken saatlerinde yollara düşüyor günün belirli saatlerinde öğlen yemeği ihtiyacı için mesaiye ara veriliyordu. Fakat uzaktan kumandalı çalışma şeklinde yıllardan beri uygulanan bu sistemler büyük bir değişikliğe uğramış olacaktır. Sekreterler, odacılar, yemekhaneler, güvenlik elemanları, temizlikçilere kısaca yardımcı hizmet elemanlarına artık bu kadar ihtiyaç kalmayacak. Yüksek masrafl ara yol açan bu işleri, çalışanlar kendi evlerinden bizzat karşılamak durumunda kalacaklardır. Keza aylık kiraları binlerce lira olan işyeri ve plazalar yerine; gayet mütevazi küçücük işyerleri veya sanal şirket ofisleri, çok daha ucuz ve süratli bir şekilde ulaşılabilir olacaktır. Uzaktan çalışma yaygınlaştıkça mesai saatlerinde görülen trafik sıkışıklıkları da ortadan kalkacaktır. Üstelik haftada beş gün ve sekiz saat olarak uygulanan çalışma saatleri, haftanın yedi gününe ve 24 saatine dahi yayılma imkânı da olacaktır. Fabrikalarda işçiler yerine akıllı makineler ve robotlar da bu mesai biçimine alışacaklar. Elbette bu yöntemle üretim çok daha fazla artarak her geçen gün artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışacak. Bununla birlikte yine de bazı işler zorunlu olarak insanlar tarafından yapılacak. Örneğin annelik. Dünyanın en kutsal mesleği olan annelik mesleği, ruhsuz ve kişiliksiz robotların eline verilemez. Bunun yanı sıra bazı mesleklerinde de otomasyon nedeni ile çalışan sayısı azalsa da; tamamen sona ermesi mümkün değildir. İşte hastalık sonrasında dünya yeniden şekillenirken yıllarca önce yaptığım çalışmada Bediüzzaman Said Nursi’nin öngörülerinden istifade ederek “ücretli sistemin” çökeceğini iddia etmiş ve bu konuda “Malikiyet ve Serbestiyet Devri” kitabını yazmıştım. İnsanların başkalarının yanında ücretli olarak çalışmak yerine kendi işlerini kurarak veya ortaklıklar aracılığı ile büyük şirketlere rakip olacaklarını iddia etmiştim. Bu çalışmayı geliştirerek yeni bir kitap haline getirmeye muvaff ak olduk. İsmini de “Korona Sonrası Dönem Özel Mülkiyet ve Hürriyet Devri” adıyla yayın hayatına geçirmeyi Rabbim nasip etti. vesselam…