Türk Eğitim-Sen, bir anket yaptırmış. Ankete katılan 21 bin 313 kişinin 75,4’ünü öğretmenler, yüzde 12,7’sini müdür yardımcıları, yüzde 11,1’ini müdürler ve yüzde 0,8’ini de müdür başyardımcıları oluşturmuştur.
Peki anketin sorusu ne ? Anketin sorusu; ‘’Ne kadar arayla kitap okuyorsunuz ?’’ Bu soruya verilen cevapları şimdi size bildireceğim ama üzücü bir durum. Evet dostlar okumuyoruz.Anketin neticesini bir görelim, işte ozaman bana hak vereceksiniz.Ankete katılanların yüzde 27,6’sı ayda bir,yüzde 17’si haftada bir,yüzde 10,3’ü iki haftada bir,yüzde 9,7’si yılda bir, yüzde 7,4’ü üç ayda bir,yüzde 6,8’i altı ayda bir,yüzde 2,4’ü dört ayda bir ve yüzde 10.2’si hiç kitap okumadığını belirtiyor.
Şimdi durumun vahametini gördünüz. Anketin cevapları beni perişan etti.Çıkan sonuç ortada.Toplumu yetiştirme gayreti içinde olan bu gayretli öğretmenlerin okuma konusunda bu kadar gevşek davranmaları düşündürücü. Gerçi toplumun büyük bir kesimi okumayı bırakın, kafayı televizyondaki dizilere takmış. Evet televizyon toplum için iyi bir iletişim aracı olabilir ama maalesef biz televizyon denince film ve dizileri ön plana çıkarıyoruz.
Son zamanlarda bir de akıllı telefon hastalığı çıktı. Öyle bir hastalık ki bir bulaştımı kurtulmak  imkansız gibi, sanki kanser. Tedavisi uzun bir sabır isteyen konu.
Akıllı telefonlar, adeta aklımızı teslim almış gibi. Haberleşme ve iletişimde güzel bir teknoloji. Kabul ama iş elektronik aletlerle bitmiyor. Yaşantımıza katkısı inkar edilemez. Ama günümüzün uyku hariç her bölümünü de ele geçirmemeli. Bu kadar meşgul etmemeli bizleri.
Buraya kadar işin bir yönünü inceledik. İşin esası ; okumak. Onun yeri başka. Evet izleyerekte öğreniyoruz. Okunan her şey insanı geliştiriyor. Düşünmeye yönlendiriyor insanı. Geniş ufuklar açıyor insan beyninde.Görüntü insanı etkiliyor ve yetiştiriyor. Ama okumanın yerini tutmuyor. Okumadan olmuyor kısacası. Lütfen okumayı bırakmayalım. İhmal etmeyelim.
Günümüzün en az yarım saatini ayırırsak, bizi hem dinlendirir hem de düşüncelerimizi genişletir. Bizim doğru karar vermede yardımcımız olur.
Günlük işlerimiz çok yoğunda olsa, okumaya zaman ayırma alışkanlığı edinelim. Zarar vermez. Bilakis günümüzün kârı olur. Mutlu eder.
Ensar ruhuna uygun hareket edenlere ne mutlu
Bir başka konuda; Üsküdar-Ümraniye hattında çalışan dolmuş şoförü Emre Mollahamzaoğlu, Suriyeli sığınmacıları ücretsiz taşıyor. Araçla ücretsiz seyahat, en çok Suriyeli öğrencileri mutlu ediyor.
Bu güzel uygulamadan dolayı Mollahamzaoğlu, çevresinden çok olumlu tepkiler aldığını söyledi. Mollahamzaoğlu, enteresan şeylere anlatıyor:’’ Babam televizyonda haberleri izlerken Suriyeli mültecilerin yaşadığı zor durumdan çok etkilendi.’ Bundan sonra Suriyelileri ücretsiz taşıyın’ dedi.
Babam daha sonra bir yerde yaptırdığı Arapça ‘Suriyeli kardeşlerimiz ücret ödemesin, dua bekliyoruz’ yazılı tabelayı bize verdi. Bizde araca astık ve ücret almadan Suriyelileri araca almaya başladık. Bu uygulama en çok Suriyeli öğrencilere yaradı. Yazıyı okuyunca çok mutlu oluyorlar. Bazen duygulanıp bize sarılan oluyor, bazıları da ağlıyor.’’  diye konuştu.
Mollahamzaoğlu, Suriyeli mültecilerle yaşadıkları diyalogların ardından, babalarının ne kadar haklı olduğunu anladıklarını ve tüm esnafın zor durumdaki Suriyelilere karşı duyarlı olmasını istedi.
Peki bu güzel hareketi yapan ve insanların Suriyelilere karşı anlayışlı olmasını isteyen Emre kardeşimiz, tebrik edilmeyi hak etmiyor mu ? Tabiki ediyor.
Nitekim Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’de bu örnek davranışından dolayı Emre Mollahamzaoğlu’nu kutlayarak, ona tablo hediye etti.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen Beyefendi, dolmuşçunun ensar ruhuna uygun hareket ettiğini ve maddi yardımdan çok anlayışının alkışlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Türkmen, Türk milletinin misafirperverliğine dikkat çekerek, bu uygulamanın yaygınlık kazanmasını diledi.
Evet olay bu. Bizde Emre kardeşimizi canı gönülden tebrik ediyoruz. Ne mutlu ona. Başkanında dediği gibi ensar ruhuna uygun hareket eden Emre kardeşimiz, inşaAllah ecrini görür.
Biz farklı bir milletiz demiştik. Bunu ispatlayan hareketleri gördükçe bizde mutlu oluyoruz. Hiçbir karşılık beklemeden yalnızca dua bekleyen Emre kardeşimizin şuurlu davranışını takdir etmemek elde mi ? 
Güzel şeyler oluyor. Devamı da gelir inşaallah.