1925 yılında Bosna Hersek’de doğmuştur. Babaannesi Üsküdarlı bir Türk kızıdır. İki yaşındayken ailesi ile Saraybosna’ya taşınmıştır. Saraybosna’da Hukuk eğitimi gördükten sonra burada avukat olarak çalışmıştır. Genç yaşından itibaren İslami çalışmalara ve Müslümanların sorunlarına ilgi göstermiştir. Genç Müslümanlar Örgütü’ne üye olduğu gerekçesiyle 1946 yılında üç yıl hapse mahkum edilmiştir. Entelektüel çalışmalarla ilgilenmiş, İslam Deklerasyonu’nu yayınlamıştır. 1983 yılında düşüncelerinden dolayı hapse mahkum olmuştur. Cezasının 5 yılını hapiste geçirmiştir. Yugoslavya’nın dağılma sürecine girdiği dönemde Demokratik Eylem Partisi’ni kurmuş, genel başkanı seçilmiştir. Gençliğinin baharına kadar batı felsefesi ile yetişmiştir. Öncelikle batıyı, batı düşüncesini anlamaya çalışmış, tüm düşünür ve sanatçıları derinlemesine inceleyerek, bir sorgulama sürecinden geçmiştir. Komünist Yönetim’in çökmesiyle yapılan ilk serbest seçimlerde Bosna Hersek Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçilmiştir. Sırp ve Hırvat güçlere karşı yürütülen bağımsızlık savaşına liderlik yapmıştır. Son günlerine kadar sade bir hayat yaşamıştır. Geride milletine zillet altında kalmamayı, özgür ve bağımsız yaşamanın hazzını bırakmıştır. Makamı ve mevkiisihiçbir zaman amaç olmamış, onurlu kişiliği, tüm haksızlıklara karşı mücadelesi, ilahi öğretiye göre şekillenmiş tavizsiz yaşantısı ile her zaman dik bir duruş sergilemiştir.19 Ekim 2003’te vefat etmiştir. ‘’Sadece beni değil tüm Bosna Hersek Müslümanlarını derinden sarsan en önemli olay 95 Temmuz’unda birkaç gün içinde 7-8 bin insanımızı kaybettiğimiz Srebrenica Katliamıdır. Bu aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük sivil katliamdır. Sadece Saraybosna’da 10 binden fazla insan öldürüldü. Bunun 1300’ü çocuktu. Ölülerimizi gömecek mezarlık kalmadığı için parkları bile mezarlık haline getirdik.’’ “Batı Dünyası’na gelince bana göre kendi ilkelerine ihanet etmiştir. Batılıların hazırladığı soykırımı önleyen deklerasyona göre bir bölgede soykırım uygulanıyorsa buna müdahale edilmesi gerekir. Bosna Hersek’te tam anlamıyla bir soykırım gerçekleşti. Batı dünyası bu soykırımı üç yıl boyunca görmezden geldi. Avrupa’nın kalbinde gerçekleşen soykırımı önlemede ne kadar hazırlıksız olduğu ortaya çıktı.’’ Aliyaİzzetbegoviç