Hayvanlara yapılan işkence ve zulümler ne yazık ki günümüzün gerçeği. Bazen sorguluyorum da insanlar neden bu kadar zalimleşti anlamak imkansız. Ve zulmetmek neden farz kılınmış gibi davranıyorlar özellikle de Allah'ın sessiz kullarına karşı...

Merhamet duygusu insan olsun sokak canları olsun aslında tüm canlılara karşı bizlerde olması gereken bir özellik. Ama toplum da şu düşünce hakim ; "öncelik insanlar olmalı" elbette  bunda hemfikir olunmalı . Lakin şu da var; insanlar haklarını savunabilecek bir pozisyonda iken sokak canlarında bu yok, bunun farkında mıyız? Mevlana Allah'ın sessiz kulları derken biz insanları kast etmiş olamazdı değil mi?

Merhamet hissi ve yardımseverlik duygusu bir insan da varsa vardır. Yoksa zaten bırakın hayvanları insanlara karşı da bu duygu olmaz. Sokaklarımızda yaşam mücadelesi veren sokak canlarımızın her daim bizlere muhtaç olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu farkındalık ile hareket etmek zorundayız. Onlara yaşatılan, layık görülen kötü muamelelerin ahirette hesabı var. Ve bu dünyada da muhakkak olmalı. Bizler sessiz kaldıkça bu zulme ortağız ne yazık ki... Buna sebebiyet vermemek için bu konuda elimizden geldiğince duyarlı olmamız gerekiyor.

Allah'ın yarattıği her can değerli. Hani hep deriz "Yaradılanı Yaradandan ötürü severiz." diye. Bu neden yalnızca insanlar için geçerli olsun ki? Bir karınca , bir köpek, bir çiçek , bir ağaç da yaratılan statüsünde değil mi?

Bu dünya iyilerin ve mazlumların hatrına dönüyor. Yaşlılar, çocuklar, hayvanlar ise dünyanın en mazlum varlıkları. Hiç bir can ayrımcılığı, zalimliği hak etmiyor. İçimizde öldüremediğimiz "nefs" -veya "id, ego" ne derseniz deyin adına - gibi bir benlik algısı yüzünden kendimizi "üstün" görme psikolojimizden sıyrılmamız gerekiyor. Hayat geçici. İyiliklerimiz ise tek kalıcı olanı... Ve melekleri yeryüzünde görmek istiyorsanız o güzel canların bakışlarında bunu bulabilirsiniz..