Farklı coğrafyalardan, farklı kültürlerden gelen ve ortak noktaları “ilim öğrenmek/talep etmek her Müslümana farzdır” diyen, Allah Rasulünün sünneti üzerine hareket eden Müslüman bilim insanlarını ve bu Müslüman bilim insanlarının modern bilimin, teknolojinin ve tıbbın temellerine yaptıkları katkılarını tanımaya, anlamaya devam ediyoruz. 1000 yıl önce bir çok coğrafya da “Karanlık Çağ” olarak adlandırılan dönemde İslam Uygarlığı altın çağını yaşıyordu. Müslümanların ilime vermiş olduğu önemle geçmiş dönemde yapılan çalışmalar titizlikle incelenmiş birçok buluş ve yenilikler ortaya konulup kaleme alınmıştır. Arapça yazılan bu eserlerin Latinceye çevrilmesi sayesinde paylaşılan bilgiler daha sonraları Avrupa da yeni gelişmelere yardımcı olmuştur.

Ve hatta Avrupa’dan gelen öğrenciler hem Arapça öğrenmek hem de İslam bilim ve düşünce tarzının yayılmasına katkıda bulunmak için, Müslüman şehirlerdeki üniversitelere öğrenim görmek için geldiği bilinmektedir. Günümüzde bu konuyla ilgili i Prof. James Gates “İnsan, İslam alimleri bilime bakıcılık etmeseydi buraya nasıl gelirdik diye düşünüyor. Her şeyi kaybedebilirdik. Zaten batıda karanlık çağla birlikte hepsinin kaybetmiştik, İslam alimleri olmasaydı batı nasıl kurtulabilirdi ki ” der. KristofColomb, Amerika’ya ulaşabilmek için, Müslüman coğrafyacılar tarafından oluşturulan haritalar üzerinde inceleme yaptığını, 1073 yılında Kaşgarlı Mahmud’un, farklı dillerin nerede konuşulduğunu gösteren dairesel bir dünya haritası hazırladığı da bilinmektedir.

Müslüman coğrafyacı İdrisi ise Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’nın büyük bir bölümünü gösteren ilk atlası çizmesi, Marco Polo’nun Çin’e olan yolculuk anılarını yazmasından yaklaşık 100 yıl olduğu bilinmektedir. 16. Yüzyılın en önemli denizcilerinden olan Piri Reis, Kitab-ı Bahriye adlı seyir harita kitabı yazmıştır ve 1500lü yıllarda çizmiş olduğu inanılmaz derecede doğru olan Amerika haritası ile bilinir. İspanya yolunda Kolomp’un haritası kaybolunca, o dönemde tek Piri Reis’e ait harita vardır. Piri Reis, Amerika kıtasını ise ceylan derisi üzerine yazmıştır. Müslüman coğrafyacıların denizde kaybolmaması için geliştirdikleri seyir çizim aletleri vardı. Dünyayıharitalaştırmak için yükseklik ve mesafeyi hesaplayan usturlaplar kullanmış ve günümüzde “Global yer belirleme sistemi” (GPS) katkıda bulunmuşlardır.

Müslüman bilim insanlarının modern bilime katkı sağladığı faydalı aletlerden biri de usturlaptır. Meryem ülİcliyye elUsturlabi, hassas usturlaplar yapardı. Usturlaplar yön bulmakta, zamanı göstermekte ve yıldızların konumlarını göstermekteydi. Kıble yönünün bilme ihtiyacı ve namaz vakitlerinin ayarlayabilmek, usturlabın gelişmesini sağlamıştır. Usturlaplar, orta çağın cep saati olduğu da söylenebilir ki usturlap kullananlar zamanı söyler, karada dolaşır, güneşin doğuş ve batışını hesaplayabilirlerdi. Usturlap, teleskop icat edilene kadar en önemli astronomik gözlem cihazı olarakta kabul edilmekteydi.

İslam Uygarlığının bilime olan katkılarından en önemli başlıklarında bir tanesi de tıp alanındadır. 10. Yy.’da Müslüman doktorlar günümüzde kullanılan cerrahi aletlere benzeyen ve hatta günümüzde de kullanılan malzemelerle çalışmışlardır. 10. Yy.’da yaşayan ve dünyanın ilk ortopedi cerrahı kabul edilen modern ameliyatların babası lakablıEbul Kasım Zehravi’dir. Zehravi, dünyadaki ilk fıtık ve böbrek ameliyatını yapmış safra taşları gibi sert katmanları ezmekte litotriptör adlı cihazı tasarlamıştır. Zehravinin “Telif” adlı eserinde 200 den fazla ameliyat aletlerinin çizimi ve bu aletlerin nerede ve nasıl kullanılacağı yazmaktadır. Bu eser yüzyıllar boyunca ameliyatlar için önemli bir el kitabı olmuş ve Avrupalı hekimlerinde çalışabilmesi için Latinceye çevrilmiştir. Neşter dahil bir çok aletEbu’l Kasım Zehravi tarafından tasarlanmıştır.

Aynı zamanda hastaya dikiş yapılması için “Katküt” ü (vücut tarafından emilebilen, hayvan bağırsağından yapılan ince, doğal lif) kullanmıştır. Günümüzde cerrahlar dakatküte benzer malzeme kullanmaktadırlar. Ammar bin AliMevsil, oftalmolojinin (göz bilimi) öncüsü olarak kabul edilir. İlk katarakt ameliyatını yapmıştır. Eserleri 18. Yy. a kadar ders kitabı olarak okutulmuştur. İbn-i Cessar, cüzzam hastalığını keşfetmiştir. Ceylan derisine yazdığı ve pek çok hastalığı teşhis edip tedavi ettiği bilgilerin tonlarca ağırlıkta olduğu söylenmektedir.

12. Yy.daAbdulmelikİbnZühr, nefes borusu ameliyatını gerçekleştiren ilk doktordur. İlk kanser ameliyatını yapan ise Ali bin Abbas aynı zamanda kırık kemiklerin birbirine nasıl kaynayacağını ve çıkık kemiklerin nasıl yerine otutturulacağınıKitabe’l Meliki adlı eserde belirtmiştir. 15. yy. da Amasyalı Türk hekim ve cerrah Şerafeddin Sabuncuoğlu sağlık alanıyla 3 muhteşem eser yazmış ve bu eserler Rönesans döneminde batı tıbbı için kaynak olmuştur. Özellikle ilaçlarla ilgili “Müreccebname” adlı eserinde zehirli hayvan deneylerinden, ilaçların, bitkilerin özelliklerinden ve kullanış biçimlerinden bahsetmiştir.

Yolunuz düşerse Amasya Bayezid Külliyesindeki Şerafeddin Sabuncuoğlu el yazmalarının orjinallerini ve kopyalarını görüp inceleyebilir ve şehir merkezindeki bimerhaneyi (hastane) görüp belirli günlerde müzik ve su ile hastaların tedavi yöntemlerinin geçmişte nasıl uygulandığını yerinde hissedebilirsiniz. Son olarakta, Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin hocası olan Akşemsettin hazretlerinden bahsetmek isitiyorum. Tıp alınında çok önemli eserler yazan Akşemseddin, henüz mikroskop icat edilmemişken “Maddetü’l Hayat” adlı eserinde mikroptan bahsetmiştir. İslam Uygarlığının dünya bilim tarihine katkıların yazmaya bir sonraki yazımızda “mimarlık ve matematik” konu başlıkları ile devam edeceğiz inşallah. Selam ve dua ile, sağlıcakla kalınız…