Geçtiğimiz günlerde bugün gazetesinde bir haber gözüme ilişti. Dikkatimi çekti. Haberi önce sizinle paylaşalım. Sonra bizim de söyleyeceklerimiz olacak elbette.

Haber şöyle; Almanya’da göç konusunda uzman bir tarihçi olan Prof. Dr. Michael Borgotte, mültecilerin topluma uyumunun kolaylaştırması için ilginç bir öneride bulundu. Borgotte, “Müslümanlar’ın topluma uyumu ve katılımı artarsa, örneğin Ramazan Bayramı’nın resmi tatil olarak ilan edilmesini düşünebiliyorum” diye konuştu Borgotte, bunun Alman halkının bilincini değiştireceğini kaydetti.
Evet, haber bu kadar. Haberi okunuz mübalağa yok. Uzman tarihçi, Almanya’da Ramazan Bayramı’nın resmi tatil olmasını tavsiye ediyor. Onlar için bir problem, bir rahatsızlık yok. Ramazan Bayramı, onları rahatsız etmiyor. Bir de madalyonun öteki yüzünde bakalım. İçimizde ki rahatsız olanlara ne demeli? Adamlar “Şeker Bayramı” diye bir şey tutturmuş. Onu bile zorlayarak söylüyor. Ramazan lafı onu rahatsız ediyor.
Müslümanların Ramazan Bayramı, rahatsız ediyor adamları, aşağılık kompleksine giriyor. Sonra laiklik elden giderse ne olur? Aman laiklik elden gitmesin.
Adamlara laikliğin ne olduğunu saatlerce tartışsak bile yine iflah olmuyorlar, şartlanmışlar bir kere. Ama Müslümanlığı da kimseye bırakmazlar.
Ramazan Bayramı diyemiyor, derken bile zorlanıyor. Sonra oruç tutmak gerekecek, bir takım şeyler arkasından gelecek. Sonra entellektüelliği sıkıntıya girecek. Aydın bir kimse, böyle şeylerle uğraşır mı? Çevresi ne der?
“Ben buyum. Müslümanım ve aydınımda” diyemiyor. Yoksa dışlanır. Entel çevresi onu yargılar ve anında dışlarlar.
Yıllarca biz bu şekilde itilip kakılmadık mı?
Yani Müslüman kendini geliştirip aydın olamaz mı? Bunları yaşadık. Hâlâ da bazı bazı yaşamaya devam ediyoruz.
Yeni Türkiye’de bunları da aşacağız inşaallah. Adamlar bizim dini bayramımıza saygı duyuyor, hatta daha iyi yaşayabilmemiz için tatil olmasını tavsiye ediyor. Biz ülkemizde rahatsızlık duyuyoruz. Ne kadar da kendi değerlerimizden uzaklaştırılmışız. Batı’ya benzemek uğruna kendi varlığını, benliğini inkar nereye kadar devam edecekti?
Artık bu aşalığılık kompleksi bitecek.
Biz kendi değerlerimizi benimseyerek onurlu bir şekilde dünya gündeminde yerimizi alacak ve insanlığa maneviyatın önemini öğreteceğiz.
Dünya kaynıyor. İnsanlık çıkmazda. Hayatlarını madde üzerine kuranlar, çok yakında yanıldıklarını anlayacaklar.
Biz, Müslümanlığımızdan hiçbir zaman utanmadık. Bilakis gurur duyduk. İnsanlığa da bunu öğreteceğiz. Az kaldı. Biraz sabır.
Bakalım; servet mi, sevgi mi mutluluğu getirecek? Ömrü olan bunu görecek ve yaşayacak.

- - - -