Öldükten sonra melekler; “Rabbin kim?” diye soracaktır. “Atan, deden kim?” diye sormayacaktır. Her yaptığın işten hesap sorulacak zerre kadar bir iş; kimsenin yanına kâr kalmayacaktır. İşte bu nedenle ırkçılık kokan her türlü söz, tutum ve davranıştan kaçınmak gerekir. Tepeden tırnağa Munis Tekinalp yani Moize Cohen’in temelini attığı ideolojiden korunmak çok önemlidir. Ötekileştirici ve ayrıştırıcı dil kullanan hatta kafatası ırkçılığı kadar iğrenç yollara giren insanlara sadece acımak gerekir. Düşünebiliyor musunuz? Bir zamanlar “dolikosefal kafatası mı yoksa brakisefal kafatası mı bizim ırkımız” diye büyük tartışmalar yaşanmıştır. Bu ahmaklar, insanlığın getirdiği şeref ve onur yerine Şeytanın ileri sürdüğü “kendi nevinin üstünlüğü” belasına maruz kalmışlardır. Ne ilginçtir ki Cohen gibi bir çok Yahudi kendilerini aynı İblis gibi üstün ırk olarak görmektedir. Ee, haliyle 4000 bin yıldan beri Yahudiler bu ırkçı yönlerinden dolayı bütün toplulukların nefretine uğramak zorunda kalmışlardır. Firavun, bunların erkek çocuklarını öldürmüş sefahate düşmeleri için kızlarını diri bı- rakmıştır. Asurlulardan Hitler’e kadar türlü türlü taife sırf bu ırkçı ve kendilerini üstün gören anlayıştan dolayı Yahudilere zulmetmiştir. Elbette zalimler de aynı ırkçı ahmaklar gibi yaptıkları her günahın bedelini ödeyecektir. Adil olan Allah mühlet verir lakin asla ihmal etmez. Af dileyip tövbe etmedikçe vakti saati gelince yaptığı her işten dolayı hesaba çekip cezasını da ödetecektir. Ahirete ve hesap gününe iman eden her Müslüman bu kanaattedir. İşte Yahudi ve Masonların tuzaklarına düşmemek gerekiyor. Bunların en fenaları ise Sabetay Yahudileridir. Öylesine sapık ve ahlaksız kişileri vardır ki çoluk çocuğumuzu bunlardan uzak tutmamız gerekir. Ne kadar iyi okullara ve maddi imkanlara sahip olurlarsa olsunlar buralardan kaçınmak şarttır. Öyle ki 22 Şubat’ta “mum söndü” ayinleri yaparak sırf kendi ırklarından çocuk doğsun diye insanlığın en iğrenç partilerini düzenlemekten çekinmeyen bu Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz insanlara karşı tedbirli olmak her insanın önemli görevlerinden bir tanesidir. Bu Mason localarında semirtilen gizli Yahudi dönmeleri; çok çeşitli etnik kökenden gelen vatandaşımızı ayrıştırarak bölücülük yapmayı çok severler. Bu vatanda her şeyden önce birlik ve beraberlik, bütünleşme gerekli olduğunu bildikleri için aksine olan davranışlarda hep bunları en önde görürüz. Millet olarak son 150-200 yıldır sürekli savunmada kaldık ve sürekli gerilemek mecburiyetinde bırakıldık. Bu dönme ve masonlar yüzünden her biri canı- mızdan birer parça olan nice vatan topraklarını gözü yaşlı, kalbi kırık bir şekilde geride bırakmak zorunda kaldık. Şu hususu tekrarlamak gerekir: "Türkiye, mevcut fiziki sı- nırlarından ibaret bir ülke değildir". Aynı şekilde Türk milletini de bu sınırlar içinde yaşayanlardan ibaret göremeyiz. Bu ülkenin ve milletin gerisinde koskoca bir medeniyet, koskoca bir tarih, koskoca bir birikim vardır. Ülkemizin sınırları başka olsa da gönlümüzün sınırları alabildiğine geniştir. Vatandaşlarımıza en iyi, en güzel, en ileri hizmetleri sunmak devletin başlıca görevidir. Bölücülük yapmak ve fitne çıkarmak ise hep gördük ki; FETÖ ve PKK’nın işi olmuştur. Bu iki örgüt devreden çıkınca yerine Sabetay Yahudilerinin geçeceğini hiç kimse unutmasın.