Irkçılık yapanlar ne gariptir ki çoğunlukla Türk değildir. Genellikle Sabetay Yahudileri gizli Yahudi kaldıkları halde en fazla “ne mutlu Türküm diyene” diyenlerdendir. Ben Türküm, fakat asla bu şekilde konuşmayı doğru bulmuyorum. Şunu ise rahatlıkla söyleyebilirim: ''Türk'ün ruhu İslâm'dır, gerisi hezeyandır”. Türklük İslamiyet ile mezc olmuş kaynaşmıştır. Avrupa’da Boşnak ve Arnavutlara Türkçe dahi bilmedikleri halde hala “Türk” denilir. Zira her nerede Türk görseler, Müslüman dinindendir. Örneğin Macar halkı, köken itibarı ile Türk olduğu halde Hıristiyan oldukları için bunlara Türk denilmez. Demek ki Türk demek; Müslüman demektir. Yahudilerden başka Haçlılar, Türkleri İslam’dan çıkarmak için türlü türlü yolları denediler. Lakin 1000 yıldır hiçbir yere varamadılar. Bilakis Selçuklular gibi Osmanlılar ve şimdi ise Türkiye, bütün Haçlı ordularını Anadolunun bağrında yok etmiştir. Yüz yıllardan beri Ortadoğu, Anadolu ve Rumeli toprakları Haçlı ordularına mezar olmuş ve olmaya devam edecektir. Kafatasçılığına varan bir ırkçılıktan Osmanlı Devleti çok zarar görmüştür. Müslüman unsurlar dahi vatanımızdan ayrılarak Haçlı güçlerine yem yapılmıştır. Bugün dahi Haçlıların oyuncağı olmuş durumda nice bu bizden kopmuş devlet vardır. İşte Suudi Arabistan ve Mısır, çok önemli iki örnektir. ABD'nin ve Haçlıların maskarası olmuşlardır. Hâlbuki bize yakışan ırkçı ve kabileci anlayış değil; her fırsatta gönül sınırlarımız içindeki kardeşlerimizle de kucaklaşmaktır. Bu nedenle unsuriyetçiliği ve ırkçılığı reddetmek bir Müslüman için çok önemlidir. Şanlı Nebi Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın şu hadisini nazarlarınıza sunmak gerekiyor: “Irkçılığa (asabiyeye) çağıran bizden değildir. Irkçılık üzere ölen bizden değildir (Müslim, İmare 53,57, hadis no 1850); Ebu Davud, Edeb 121; İbn Mace Fiten7; Nesai, Tahrim 27,28), vesselam…