Son yıllarda film ve dizilerde evlilik dışı ilişkiler, nikâhsız birliktelikler normalmiş gibi gösterilerek, bu tür gayr-i ahlâkî ilişkiler toplumda özendirilmektedir. Genç yaşta bekâr insanların çokluğu, düzen ve çevrenin haramları süsleyip kolaylaştırması ile birleşince, çeşitli ahlâksızlıkların yayılmasına, maddî ve mânevî nice hastalıkların, sorunların artmasına yol açıyor.
Evlilik yaşının ilerlemesinin flört tarzı ilişkilerin önünü açmakta ve fuhuşa neden olabiliyor. Flört, Dinimizin ahlâk anlayışına uymaz. Flört, nikâhsız beraber olmanın, gezip tozmanın, eğlenmenin çağdaş ismidir. Geç evlilik ahlâkî yozlaşmaya kapı aralıyor. Bu sebeple evliliği geçiktirmek marifet değildir. Marifet evliliği gerçekleştirmektir. Dinimiz vakti gelince evlenmeyi teşvik, bekâr kalmamayı tavsiye etmiştir. Çeşitli sebeplerle evlenmeyenlere yardım etmek gerekir. Çünkü evlenemeyen veya evlenmeyi geciktiren erkek ve kadının namuslu, erdemli, güvenilir bir hayat sürmeleri fıtraten çok zordur.
İnsan hayatında çok etkili bir güce sahip olan cinsel arzu kontrol altına alınmadığı, başıboş bırakıldığı takdirde doymak bilmeyen bir açgözlülüğe ve fıtrata aykırı sapkınlıklara yol açabilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s) gençleri zinâ ve fuhuştan korumak ve kurtarmak için onlara şu tavsiyede bulunmaktadır: “Gençler, sizden gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama karşı korur, namusunu, iffetini muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun, çünkü oruç şehveti kırar.”  (Buharî, Nikah, 2)
İslâm dininde teşhircilik haramdır. Çünkü teşhircilik İslam dininin haram kıldığı çıplaklığın özel bir şeklidir. İslâm bunun için işe hâin bakışların önüne geçerek başlıyor. Sonra hem kadını, hem erkeği, hem nesli, hem de fazileti korumak için erkeğe ve kadına tesettürü emrediyor. İslam dini dünya ve ahiret saadeti için kurallar koymuştur. Tesettür de bu kurallardan birdir. 
Tesettür; vücut hatlarının belli olmaması ve câzibeyi gidermek içindir. Zaten tesettür câzibeli, çekici olmamaktır. Güzelliğini dışarı yansıtmak değil, gizlemektir, örtünme budur, tesettür budur, fakat günümüzde bazı kadınlar ve genç kızlar, başlarını örtüyor ancak, vücut hatları belli olmakta.  Bazıları da makyaj yapıyor, parfüm kullanıyor bu sayede de câzibeli olmayı artırıyor¬lar. Bu şekilde sadece baş örtmekle tesettür olmaz. Tesettür, sadece başı kapatmaktan ibaret değildir. Örtünmek, Allah rızâsı içinse o zaman câzibeli giyinmek, süs¬lenmek için değil; güzelliği, cazibeyi dışarıya yansıtmayacak şekilde giyinmelidir.
İslam’da neslin korunması için zinâ haram olduğu  gibi, haram kılınan bir cinsel eylem de homoseksüellik, lezbiyenliktir. Haram olan erkek veya kadının kendi cinsinden birisi ile ilişi kurması (homoseksüellik, lezbiyenlik vb.) bir sapıklıktır ve  yasaktır. Yaratılış gayesine, fıtrî ve tabii temayüllere aykırıdır. Ahlâkî çöküntünün ve çürümüşlüğün bir tezahürü olan bu çirkin fiilin çok eskilere dayandığını bazı peygamberlerin bunlarla mücadele ettiklerini bazı kavimlerin, Lût kavminin bu kötü fiillerden (homoseksüellik) yüzünden mahv (perişan ve helâk) olduğunu Kur’ân-ı Kerim’den öğreniyoruz. (Bkz. Ankebût, 29/28-31; A’râf, 7/80-84; Kamer, 54/34-39) Bu homoseksüellik, lezbiyenlik de büyük günahlardandır ve sapıklıktır. Aynı şekilde, hanımının arkasından yanaşmak da büyük günahlardandır. Peygamberimiz (s.a.s.): “Bir erkeğe veya arkasından kadına yaklaşan kişiye Allah (rahmet nazarı ile) bakmaz!” (Tirmizî, Radâ, 12,) buyurur.
Devamı nasipse yarın...