Hollandalı siyasetçi Arnoud Van Doorn Uluslararası Bilgi ve Algı Derneğince (BİLAL) düzenlenen toplantıda, Avrupa’da artan İslam karşıtı söylemlerin neden ve sonuçlarını değerlendirdi. Doorn, birçok aşırı sağcı siyasetçinin İslam karşıtı söylemlerinin ekonomik gerekçelerinin olduğunu vurguladı. Müslüman olduğu her güne şükrettiğini ve İslam’ın güzellikleriyle hayatının tamamen değiştiğini belirten Booth “Medyada zayıfız ve medya platformlarında etkimiz yok. Örneğin en son yaşanan bıçaklı saldırıda şahsın ‘Allah-u Ekber’ dediği ileri sürüldü ama savcı bunun doğru olmadığını açıkladı. Bu bilgi aşırı sağcılar tarafından yayıldı ve herkes bu şekilde öğrendi. Bunun için medyada daha fazla yer almalı ve sesimizi güçlendirmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu. Gazetecilerle bir araya geldiği basın toplantısı sonrası Arnoud Van Doorn, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Diriliş Postası Gazetesi Kosova muhabiri Durim Abazi sordu, Doorn yanıtladı. İşte Arnoud Van Doorn hakkında bilinmesi gerekenler ve röportajın tamamı…

Arnoud Van Doorn (solda), Durim Abazi (Sağda)

Hollandalı siyasetçi Arnoud Van Doorn (sağda), Diriliş Postası Gazetesi Kosova muhabiri Durim Abazi (solda)

“BEN İSLAM’I SEÇMEDİM, ALLAH(CC) BANA YOL GÖSTERDİ”

Sizi İslam’a ve Müslüman olmaya yönlendiren en önemli sebep neydi?

İlk olarak ben İslam’ı seçmedim, Allah(cc) bana yol gösterdi. Hollanda’da neden tüm Müslümanlar ve onların tamamı kötü olamayacağını sebebini bilmiyordum.

Bunu anlayamıyordum. Önceden İslam’ın terörü beslediğini düşünüyordum ve Hollanda’da bunu destekliyordum ki birçok insan da hala bu düşüncede. Başkalarını suçlamak istemiyorum herkes kendi fikrinden sorumludur. Bu kötü fikirlerin tamamında medyadan etkilenmiştim. Zamanla İslam’a karşı mücadelemin doğru olmadığını düşündüm ve İslam’a karşı ilgim arttı. İslam hakkında daha çok öğrenmek istiyordum. Ondan sonra İslam’ı kabul etmek için değil bu dini öğrenmek istedim.

Neden bu kadar Müslüman olmayı seçtiler. Bunu anlamıyordum ve internette okumaya başladım, Kur’an’ı okumaya başladım. İslam hakkında okumaya başladığın zaman seni daha çok okumaya ve araştırmaya teşvik eden bir şey olur ve bunu durduramazsın. Böyle İslam hakkında okumaya başlarsın ve İslam’ın güzel bir din olduğunu, barış dini olduğunu anlarsın. Elhamdülillah bir yıl sonra Müslüman olmaya karar verdim.

Avrupa’da yükselen İslam düşmanlığının altında yatan temel sebep nedir?

Müslümanları Avrupa’da istemiyorlar. Çünkü Avrupa, her şeye doğrudan ilgi duyan finansal bir sisteme dayanıyor. İslam toplumu ise, daha iyi bir toplum, daha iyi bir yasama ve daha iyi bir finansal sisteme sahiptir. Bu onlar için kabul edilir bir şey değil çünkü onlar başka bir sistemi benimsedikleri için onların çıkarlarına dokunuyor ve onlara zarar veriyor. Böylece Müslümanların daha çok büyüdüğünü görmekteler. İlerde Müslümanların kendi sistemiyle bir gün çalışacaklarından ve bu şekilde bu sistem tüm Avrupa’yı kapsayacak diye korkuyor. Onların gücü akıllarında olacak.

Bu sürekli nefret ve hakaret paylaşımlarına verilecek en güzel cevap ne olur sizce?

En önemlisi biz Müslüman olarak birleşmemiz lazım, medya üzerinden lobi oluşturmamız gerekiyor, kendi medyamızı kurmak, lobi yapan gruplar kurmak lazım. Kendi sağlık sistemimiz, okullarımız, güçlü ve sağlam bir gençlik inşa ederek gelecek nesillerimiz güçlü olmasını sağlamamız gerekiyor. Çünkü şuan biz zayıfız ve liderlerimiz yok. Bu sebeple lider çıkaracak bir sisteme yatırım yapmamız lazım. Bu çok önemli..

Dediklerinizde ne kadar başarılı olabiliyoruz?

Para yatırmamız gerekiyor. Türkiye’den, Katar’dan, Kuveyt’ten, Avrupa’daki Müslümanlardan para yatırarak şu konuda emin olmamız lazım: Kendi İslam okullarımız olmazı, kendi medyamız, kendi spor faaliyetlerimiz ve her şey bizim olması gerekiyor.

Profesyonel lobi gruplarımızı oluşturmak zorundayız.

Müslüman olduğunuzdan sonra kendinize hangi yol haritası belirlediniz? Yani ne yapmak istiyorsunuz? Hedefleriniz nelerdir?

İslam hakkında, dinimizi öğrensinler diye yardım etmek istiyorum, davet yapmak, İslam’ın ne kadar güzel bir din olduğunu anlatmak istiyorum. İslam’ı kabul ettikten sonra hayatım değişti. Daha iyi bir hayatım var. Artık param yok ama kalbim dolu, sakindir. İyi işler yapmaya çalışıyorum. Eskiden çok param vardı ancak mutlu değildim. Artık dediğim gibi param yok ama mutluyum. Wilders’in partisinde olduğumda İslam’ı bir din olarak biliyordum fakat İslam gerçekten ne anlama geldiğini bilgim yoktu. Geçmişte hatalar yaptım. Ancak en iyisini Allah bilir ve ben çok şey öğrendim. Siyasi alanında, medya meselesinde, diğer alanlarda da nasıl İslam’a saldırmak için bana öğretildiyse, ben bunları artık dinimize sahip çıkmak için ve korumak amacıyla kullanabilirim.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron

Macron’un İslam’a saldırmasının iç politikada elini güçlendirme cabası olduğunu söylediniz. Bu politikaların arka yüzünde başka neler var?

Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, siyonist lobi gruplarından eğitilmiş ve finanse edilmiş birisidir. O sadece Müslümanlardan nefret ediyor. Fransa’nın kendi iç ekonomi sorunları var ve Macron bunu örtmek için yapıyor. Ancak bu çok aptalca bir şey çünkü Müslüman halkların Fransız ürünlerine yaptığı boykot ekonominin daha da kötüye gitmesine sebep oldu. Allah her olanı biliyor.

Konuşmanızda dediniz ki Avrupa ılımlı bir İslam inşa etmeye çalışıyor. Son dönemde Batı’nın İslam’a yönelik saldırıların arttığını görüyoruz. Batı’nın bu hedefinden uzaklaştığını da söyleyebilir miyiz?

Onlar biliyor ki demografik olarak İslam toplumu büyüyor ve bunu durduramıyor. Peki, bunu durduramadıkları için diyor ki o zaman kendimize göre bir İslam inşa edelim. Batılı bir İslam.. Onların hayatı, İslam’ı hayatlarında uygulama şeklini değiştirelim. Modern bir İslam inşa edelim. Müslümanların din kimliği yine İslam olsun ama batının ortaya attığı bir kimliği olsun. Batılıların ajandasında bu var ve bunun için büyük yatırımlar yapılıyor. Onların istedikleri imamların fetvaları ve imamları kullanıyor. Dinimizi modernize etmeye çalışıyorlar. Biz Müslümanları ve özellikle din adamları yetiştiren kurumlarımız olsun ki bu insanlar Mısır, Arabistan veya diğer Müslüman ülkelerine gitmeye zorunda kalmasınlar. Yani Batılı bir İslam istiyorlar. Gerçek İslam’dan uzak bir din oluşturmaya çalışıyorlar.

Daha önce Avrupa’nın karşısında güçlü birilerini istemediğini belirtmiştiniz. Bu noktada Türkiye güçlü bir aktör olarak kendilerine tehdit mi algılıyorlar?

Kimse mükemmel değildir. Türkiye de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da mükemmel değildir. Fakat Erdoğan büyük bir iş yapıyor ve Müslümanlar için ayağa kalkan, onlara sahip çıkmaya çalışan tek Müslüman liderdir. İslamofobiye karşı çıkıyor ve Avrupa’daki Müslümanlar dahil onun örnek rolü için onu takdir ediyor. Sadece Erdoğan değil Türkiye genel olarak islamofobiye karşı dimdik duruyor. Katar ve Kuveyt de katkıda bulunuyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Suudi Arabistan ve diğer ülkeler de islamofobiye karşı birleşirler.