Bu gün günlerden piknik. Akşamdan köftelerimi, böreklerimi, poğaçalarımı hazırladım. Heyacandan uyuyabilirsem iyi. Ne hikmetse pikniğe gideceğim zaman bir gece öncesi asla uyuyamam. Eksik var mıdır diye, heh topda burdaymış, çay, semaver, bardaklar, bir de ben hiç birini unutmadım. Sabahın erken saati gitmeli, öğle uykusu bir ağaç altında püfür püfür, çaylar kahveler derken akşamı etmeden dönmeyiz. Doluştuk arabalara konu komşu, kadınlar matinesi yapacağız. Eskiden eşler olmadan olmazdı. Şimdi bizim de şöförlüğümüz var evelallah. Onlara ihtiyacımız kalmadı. Oturup futbol filan izlesinler. Biz de bir güzel eğleneceğiz. Şarkılar Neriman dan sunuculuğu da ben yaparım artık. Güle oynaya mis kokulu ağaçları bulduk, biz öyle kendin pişir kendin ye yapmayacağız sosyete usulü. Mangalımızı yakıp yoğurduğumuz köfteleri, kızartıp dolduracağız ekmek arasına, karpuzumuz da var ayranımızda. Çocuklar bir yere doluştu biz hanımlarda bir yere. Ağaçların gölgesinde konuşa konuşa kahkahalarla birlikte karnımızı doyuracağız, sonra da tıka basa doymuş bir halde uzanacağız çimlerin üstüne, ayaklarımız çıplak olmalıki bütün kötü elektrikleri verelim toprağa. Alsın götürsün bedenimizde ne varsa biz de zımba gibi olalım. Azıcık şekerleme yaptıktan sonra yakan top oynamak lazım. Bir de salıncak kuralım ipleri sıkı sıkı bağlayıp, erkek kuvveti de olsa olurdu da hallederiz hiç sorun değil. Çocuklar aldı topu ellerine biz de üç hanım titreyerek ortada bekliyoruz, ilk vuruşta tam isabet olursa dillerinden kurtulamayız. Antrenmansız koşuşlar sonrası ilk vuruştan kurtulduk nihayet. Şansımız böyle yaver giderse ne ala. Gülüyoruz, dudaklarımızı ısırıyoruz korkudan ama oldukça iyiyiz, bir canımız oldu hoop ikinci can da kim tutar bizi. Eğlencemiz dorukta kan ter içinde kaldık, dilimiz dışarda pes ettik sonunda. Buz gibi suları içtikten sonra biraz dinlenir kurduğumuz salıncakta çocuklardan izin koparabilirsek bir güzel sallanıveririz. Gökyüzünü seyreder ayaklarımızı daha yukarı kaldırırsak uçarız hem de ne uçarız, çocuklar bile kıskanır bizi. Kederlenip dertleşme saati de geldi bir kaç şiir bir kaç türkü. Bir de semaver de çay. Kakaolu kekimi de unutmayalım. Çayımız iyice demini alsın diye beklemeli, öyle bir keyif yapacağız ki tadı damağımızda kalsın. Duygulandık azıcık eskileri yad ettik. Biraz ağladık biraz güldük. Döndük dolaştık çocukluğumuzu anlattık. Bu gün çocuk olabildik mi hayır ama çocuk hissettik işte. Neriman hadi şarkı söyle şöyle içe oturan, bir güzel ağlatan, muhayyerkürdi makamı olsun. Hep bir ağızdan ne de güzel söyleriz şimdi tıpkı Türk filmlerindeki gibi. Bir kızıl goncaya benzer dudağın Açılan tek gülüsün sen bu bağın Bir kızıl goncaya benzer dudağın Açılan tek gülüsün sen bu bağın Kurulur kalplere sevda otağın Kim bilir hangi gönüldür durağın Kurulur kalplere sevda otağın Kim bilir hangi gönüldür durağın Her gören göğsüme taksam seni der Kimi ateş gibi yaktın beni der Her gören göğsüme taksam seni der Kimi ateş gibi yaktın beni der Kimi billur bakışından söz eder Kim bilir hangi gönüldür durağın Kimi billur bakışından söz eder Kim bilir hangi gönüldür durağın... Tam da şimdi yağmur başladı usul usul. Ağaçlar, gökyüzü bile ağladı işte. Eski hatıralara, burunda tüten özlemlere onlar da bizimle ağladı. Pikniğimiz öyle güzel öyle anlamlı sonlandı ki. İstesek böyle olmazdı. Yaz yağmuruyla ıslanmak kadar keyifli başka ne var ki. Apar topar eşyaları arabaya doldurduk gitmek vakti geldi, hadi gidelim, yine gelelim hep gelelim...