2019 Yılının Eylül Ayında Suudi Arabistan’ın Aramco tesislerine Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile saldırı düzenlenmiş ve büyük tahribat yapılmıştı. Saldırıyı Yemen üstlense de İran’ın yaptığına dair ciddi kuşkular bulunuyordu.
Körfez ülkeleri ve S. Arabistan’ın ekonomilerini ve petrol altyapılarını korumak için ABD’den milyarlarca dolar para ödenerek aldıkları bu P    atriot bataryaları fos çıkmış; bu saldırıları önlemede yetersiz kalmıştı.
ABD’nin karizması çizilirken devreye Putin girmiş “Suudi Arabistan'ın halkını koruması konusunda yardım etmeye hazırız. İran'ın bizden S-300 alarak ve Erdoğan'ın en gelişmiş S-400 hava savunma sistemlerini almaya karar vermesi gibi akıllıca kararlar vermeleri gerekiyor. Bu tür sistemler, Suudi Arabistan'daki her türlü altyapıyı her türlü saldırıya karşı koruma yeteneğine sahip" demişti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Kur'an-ı Kerim'den ayetleri referans verdikten sonra Suudi Arabistan'a kendi savunma sistemini önermesi karşısında ABD çok zor duruma düşmüştü. Aradan altı ay geçmeden bu sefer Rusya’nın da karizması Türkiye’nin SİHA’ları tarafından çok feci bir şekilde çizildi.
Satın aldığımız S-400’ler radar testine tabi tutulurken aynı zamanda elektronik savaşta nasıl etkisiz hale getirilebileceği de araştırılmış sonuçta mühendislerimizin geliştirdikleri yerli sistemler ile Rusya’nın silah sistemlerinin zafiyet noktaları tespit edilmişti. İşte ABD’nin ülkemize niçin Patriot hava savunma Sistemini vermediğine bir de bu gözle bakmak gerekir.
Çünkü ABD şu hususu çok iyi bilmektedir ki; Türk mühendisler satın alınan silah ve araçları başarılı bir şekilde kopyalayıp kendi milli imkanları ile üretme başarısı göstermektedir. Hatta bazı silahları daha ileri noktalara ulaştırabilmişlerdir. Bir müddet sonra kendi üretim lisansları ile satmaya başlayınca büyük bir gelirden mahrum kalacaklardır. F-35 Savaş uçaklarının verilmeyişindeki nedenlerden bir tanesi de budur.
İşte, Bahar Kalkanı harekâtında Suriye rejimine ait Rus yapımı Pantsir S1 hava savunma sistemini vuran SİHA'lar aynı sistemi 3 Mart günü başka bir noktada bir kez daha vurmuştu. Üstelik radarı aktifken vurulan bu sistem Rusya'nın 12 ülkeye ihraç ettiği ve 15 milyon değerinde bir silahtı.
Fransız L'Opinion gazetesi, Türkiye'nin, Bahar Kalkanı Harekatı'nda gösterdiği başarıyı öve öve bitiremiyordu. Türkiye'nin, NATO'nun standartlarında operasyon düzenlediği aktarılan haberde, "Bir haftadır, Türk ordusu SİHA konusundaki kapasitelerini çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Türkiye on yıldır ulusal sanayi kapasitesini geliştirdi. Türkiye net olarak bu alanda Fransa gibi ülkeleri geçti." ifadeleri kullanmaktan çekinmiyordu.
Bu başarının elde edilmesi ordumuzun elektronik savaş kapasitesinin ne derece geliştiğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Bayraktar ve Anka isimli SİHA’larımızla birlikte kullanılan yerli üretim güdümlü mermiler, Koral gibi elektronik karıştırma yapan sistemler, Türkiye’nin övünçle anlatılması gereken başarıları arasında yer almaktadır.
Bahar Kalkanı Harekatı esnasında Suriye Hava sahasına girmeden F-16 savaş uçakları ile 2 SU-24 Rus savaş uçağı ile birlikte Çek yapımı L-39 savaş uçağının da düşürülmesi ise ayrıca düşünülmesi gereken bir konudur. Barış Kartalı isimli Havadan İhbar ve Kontrol Uçaklarımız  (AWACS) rejim uçaklarının düşürülmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bunu nasıl becerdiğini kısaca değinmekte yarar vardır.