Hem makâm-ı mahmûd bir şefaat makamıdır. Kim bu makama salavat ile müracaat etmez ise, şefaatten de mahrum kalır. Allah Resulü (asm) sırf kendi şahsi makamını yüceltmek ve yükseltmek için değil, ümmetine daha ziyade şefaat etmek için bunu istemektedir. Öyle ise biz de salavat ile Allah Resulü’ne (asm) bolca salavat ve dua etmeliyiz, ta ki, onun şefaatine hak kazanalım. Bizim getirdiğimiz salavatlar da bize şefaat olarak dönecektir inşallah. Öyle ise salavata karşı kayıtsız durmak akıl karı değildir.

Allah Resulü’nün (asm) bu konu ile alakalı iki mübarek hadis-i şerifini hatırlatmış olalım:

“Yanında benim adım anılıp da bana salât getirmeyen kişinin burnu sürtünsün, hakarete uğrasın.” “Kim bana bir salât getirirse, Allah ona on salât (mağfiret) eder.” (Tâc, V / 145).

Namazlarda oturduğumuz zaman tahiyyâttan sonra okuduğumuz “Allahumma Salli, Bârik...”duâları da, Hz. Peygamber (asm)’a salât getirmeyi de ifâde etmektedir.

Salavat getirmenin önemi çoktur. Herşeyden önce bu söz hakikat yolunda atılmış bir adımdır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm nihayet derecede rahmete mazhar olduğu halde, nihayetsiz salavata ihtiyaç göstermiştir. Çünkü Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ümmetin dertleriyle alâkadar ve saadetleriyle nasîbedardır. Nihayetsiz istikbalde ebed-ül âbâd da nihayetsiz ahvale maruz ümmetin bütün saadetleriyle alâkadarlığının ihtiyacındandır ki, nihayetsiz salavata ihtiyaç göstermiştir. Hem Resul-i Ekrem hem abd, hem resul olduğundan ubudiyet cihetiyle salât ister, risalet cihetiyle selâm ister ki; ubudiyet halktan Hakk’a gider, mahbubiyet ve rahmete mazhar olur.

Salavatın Faydaları saymakla bitmez. İşte bazılarını sayalım:

Salavat : Kesinlikle kabul olan tek duadır. Allah’ın insanlığa  en büyük Hediyesidir .

Salavat : Cennetten bir armağandır, ruhu parlatıp aydınlatır.

Salavat : İnsanin ağzının güzel kokmasini sağlayan bir ıtırdır, Cenneti ve Sırat Köprüsünü aydınlatan bir nurdur.

Salavat : İnsanın şefaatçisidir, İlahi bir zikirdir, Namazın kemal şartıdır. Duanın kemal ve isticabet şartıdır. İnsanı  Rabbine yakınlaştırır.

Salavat : Cehennem ateşine karşı bir siperdir. İnsanın kıyamet ve berzahtaki dostudur. İnsan için üç âlemde güvencedir.

Salavat : Mizan da en ağır gelen amellerden birisidir. Hatta en sevimli ameldir. Cehennem ateşini söndürür.

Salavat : Fakirlikten, nifaktan ve münafıktan korur.

Salavat : Namazın süsüdür. En etkili manevi ilaçlardan bir tanesidir. Günahları yok eder.

Salavat : Allah nezdinden bir rahmettir, melekler tarafından günahlardan temizlenme vesilesi ve halk tarafından bir duadır.

Salavat Resulullah la (Sallallahu aleyhi vesellem) irtibatı koparmamaktır.

Ya Rabbi! Yanımızda elçiniz ve dergâhınızda elçimiz olan reisimize (asm) merhamet et ki, bize sirayet etsin